DÜNYADA BARIŞ VE ADALET…
İbrahim Arslan
Yaklaşık bir asır önce Atatürk'ün evrensel değerdeki “Yurtta barış, dünyada barış" söylemi günümüzde uluslararası ilişkilerde, daha bir anlam kazanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, savaş eşiğinde Rusya ve Ukrayna krizine barışçıl çözüme katkı amacıyla Ukrayna ziyareti, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dış politikasının esasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet yönetiminde ve faaliyetlerinde yönlendirici bir nitelik taşıyan Atatürk'ün “Yurtta barış, dünyada barış'' ilkesi, Rusya - Ukrayna krizine çözümde de milletlerarası barış ve güvenliği hedef tutan bir ilke olarak önemlidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz konusu ziyareti de bu anlamda dünya barışına katkı değerindedir.
Dünyada olabilecek herhangi bir rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini, bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorunlarına kayıtsız kalamayacağını ifade eden Atatürkçülüğün
bütünleştirici ilkelerindendir.
Bu ilke ilk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931'de seçim dolayısıyla millete beyannamesinde dile getirildiği bilinmektedir.
Durum böyle iken, Samsun'da Atatürk heykeline yapılan saldırı, barıştan rahatsız olanların eylemidir. Saldırganların anlık durumları hiç önemli değil, onları bu çirkin eyleme yönlendiren karanlık dünyalardır.
Ülkedeki barışı bozmaya yönelik, "Gezi Parkı", "15 Temmuz" gibi süre gelen iç ve dış faktörlerin düşmansal ortak eylemlerinin bir yenisidir. Adaletsizliktir.
Öyleki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliğe dikkat çeken Birleşmiş Milletler'deki " Dünya Beşten büyüktür" söylemi de 21. yüzyılda uyarıcı niteliğiyle ağırlığını koruyacaktır.
Fakat, öte yandan denizde balıklara, karanlık hastanelerde organ tacirlerine "yem" olan binlerce mültecinin ölümüne seyirci kalan insan haklarının sözde Batılı bayraktarları ise bu yüzyılın yüz karası olarak hazırlanacaktır.
Daha dün, Edirne Valiliği, Yunanlılar tarafından geri itilen ve donarak vefat eden göçmen sayısının 19'a yükseldiğini açıkladı.
Öte yandan binlerce kilometre uzaktaki hedefleri vurmayı başaran silah teknolojisine sahip dünyamızda, ne yazık ki Fas'ta
32 metrelik kuyuya düşen 5 yaşındaki çocuğu kurtarmak için 5 gündür, uğraşılıyor.
Dünyamızda durum böyle iken,
adaletsizliği türküyle dile getiren Selda, Akbayram ve başka sanatçıların okudukları türkünün etkileyici dörtlüğü de böyle:
...Adaletin bu mu dünya,
ne yar verdin, ne mal dünya,
kötülerinsin sen dünya,
iyileri öldüren dünya...
(https://youtu.be/pMvrjvtcUOA)
Değerli okurlarım sevgiyle kalın! DÜNYADA BARIŞ VE ADALET...
Yaklaşık bir asır önce Atatürk'ün evrensel değerdeki “Yurtta barış, dünyada barış" söylemi günümüzde uluslararası ilişkilerde, daha bir anlam kazanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, savaş eşiğinde Rusya ve Ukrayna krizine barışçıl çözüme katkı amacıyla Ukrayna ziyareti, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dış politikasının esasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet yönetiminde ve faaliyetlerinde yönlendirici bir nitelik taşıyan Atatürk'ün “Yurtta barış, dünyada barış'' ilkesi, Rusya - Ukrayna krizine çözümde de milletlerarası barış ve güvenliği hedef tutan bir ilke olarak önemlidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz konusu ziyareti de bu anlamda dünya barışına katkı değerindedir.
Dünyada olabilecek herhangi bir rahatsızlığın herkese zarar verebileceğini, bu yüzden de milletlerin diğer milletlerin sorunlarına kayıtsız kalamayacağını ifade eden Atatürkçülüğün bütünleştirici ilkelerindendir.
Bu ilke ilk defa Mustafa Kemal Atatürk tarafından 20 Nisan 1931'de seçim dolayısıyla millete beyannamesinde dile getirildiği bilinmektedir.
Durum böyle iken, Samsun'da Atatürk heykeline yapılan saldırı, barıştan rahatsız olanların eylemidir. Saldırganların anlık durumları hiç önemli değil, onları bu çirkin eyleme yönlendiren karanlık dünyalardır.
Ülkedeki barışı bozmaya yönelik, "Gezi Parkı", "15 Temmuz" gibi süre gelen iç ve dış faktörlerin düşmansal ortak eylemlerinin bir yenisidir. Adaletsizliktir.
Öyleki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası ilişkilerdeki adaletsizliğe dikkat çeken Birleşmiş Milletler'deki " Dünya Beşten büyüktür" söylemi de 21. yüzyılda uyarıcı niteliğiyle ağırlığını koruyacaktır.
Fakat, öte yandan denizde balıklara, karanlık hastanelerde organ tacirlerine "yem" olan binlerce mültecinin ölümüne seyirci kalan insan haklarının sözde Batılı bayraktarları ise bu yüzyılın yüz karası olarak hatırlanacaktır.
Daha dün, Edirne Valiliği, Yunanlılar tarafından geri itilen ve donarak vefat eden göçmen sayısının 19'a yükseldiğini açıkladı.
Öte yandan binlerce kilometre uzaktaki hedefleri vurmayı başaran silah teknolojisine sahip dünyamızda, ne yazık ki Fas'ta 32 metrelik kuyuya düşen 5 yaşındaki çocuğu kurtarmak için 5 gündür, uğraşılıyor.
Dünyamızda durum böyle iken,
adaletsizliği türküyle dile getiren Selda, Akbayram ve başka sanatçıların okudukları türkünün etkileyici dörtlüğü de böyle:
...Adaletin bu mu dünya,
ne yar verdin, ne mal dünya,
kötülerinsin sen dünya,
iyileri öldüren dünya...
(https://youtu.be/pMvrjvtcUOA)
Değerli okurlarım sevgiyle kalın!
İbrahim Arslan/Kosova