Efsanenelerin Dilinden Balkanlar – 9

Bu efsane Batı Trakya coğrafyasında yaşanmıştır. Benzeri bir efsanede Anadolu coğrafyasında vuku bulmuştur. Efsane günümüze şöyle ulaşmıştır; eski zamanlarda bir düğün varmış. Düğün alayı,  Karaoğlan’ında yaşadığı Han Mahallesi köyüne güle eğlene gitmiş. Bu köyden anlı şanlı bir törenle dünyalar güzeli bir gelin almışlar. Törenin ardından gelini katırın üzerine bindirerek dua ve tekbirler eşliğinde Kara Çukur köyüne götürmek istemişler. Yolda, gelin mezarının olduğu bugün ki yere gelinmiş. Kızın gönlünü kazanmış bir de sevgilisi varmış. Kimsenin de bundan haberi yokmuş. Sormamışlarda kıza sevdalısı var mı? Diye. Oda edepten hiç kimseye bir şey dememiş. Dememiş dememesine mamafih oğlanda kızı çok severmiş. O da, çok istermiş kızı. Uğurlarına, gizliden gizliye kara sevdaya tutulmuşlar. Yüreği yanan gelin kız, tamda gelin mezarının gelecekteki yerinin olacağını bilmeden oracıkta dua etmiş yaratanına, O’na sığınmış gelin kız. Duanın sonuna doğru bir kasırga patlak vermiş. Hiç kimse neye uğradığını anlayamamış. Ardından da gökten boşanırcasına bir yağmur başlamış. Göz gözü görmez olmuş. Gün adeta gece hüviyetine bürünmüş. Çıkan kasırga gelin kızı katırın üstünden alıp kayıplara karıştırmış. Kasırga dinince düğün alayındakiler, “Gelin burada, gelin şurada” demişler durmuşlar. Sağa sola koşuşturmuşlar. Çok aramışlar gelin kızı. Ancak tüm aramalara rağmen gelin kızı o gün bugündür bir türlü bulamamışlar. Gelin kız kayıplara karışıp gitmiş. Fakat nerede gelin kız katırın üstünden uçmuşsa uçtuğu yerde de üç damla kan görmüşler. Ondan sonra da demişler ki, bu gelin erenlere kavuştu, erenlerle uçtu gitti... Tutmuşlar o üç damla kanın düştüğü yere de bugünkü tekkeyi yapmışlar.. İçine de mezarını kondurmuşlar, şiltesini serip telini, duvağını asmışlar mezarının üzerine….

 

KÜTÜKLÜ TEKKE EFSANESİ

Bu efsane, İskeçe’de yaşanmıştır. Oldukça ilginç bir efsanedir. İskeçe’de, Sünnetçi Köyü yakınlarında Boru Gölü’nün batısında “Kütüklü Tekke” diye anılan bir tekke vardır. Yöre halkı bu tekkeyi ve başından geçenleri iyi bilir. Birde Tekkenin, civarında üç yüz dönüm kadar bir ormanı varmış. Bu ormandan hiçbir Allahın kulu bir çöp dahi götüremezmiş. Ormanda oldukçada fazla sayıda arı yaşarmış. Olacak bu ya, hırsızlar bir gece tekkenin yanında ki kovanlardan göz koydukları iki kovan arıyı alıp gitmişler. Yürümüşler, yürümüşler, yürümüşler... Epeyce yürüyüp tekkeden uzaklaştıklarına kanaat getirince durup soluklanmaya karar vermişler. Tenha bir yerde durmuşlar. Arkalarına dönüp birde bakmışlar ki, tekke de hemen yanı başlarında. Molaları umduklarından kısa sürmüş. Hayret ve şaşkınlık ve birazda korku içerisinde yollarına bir kez daha devam etmişler. Bu seferinde de yine saatlerce yürümüşler, yürümüşler… Bir yerde daha durup yeniden dinlemeye karar vermişler. Yine arkalarına dönüp bakmışlar. Bir de ne görsünler, tekke yine yanlarında, onları yine takip etmiş. Hırsızların korku ve şaşkınlıkları artmış. Olanlara bir anlam veremeyip şaşırıp kalmışlar. Biraz daha yürümüşler. Yorulduklarında bir mola daha vermişler. Yine arkalarına baktıklarında tekkeyi bir kez daha yanlarında görünce korkuları had safhaya ulaşmış. Anlamışlar ki, işin esrarı çaldıkları kovanlarda. Aralarında istişare edip kovanları çaldıkları yere bırakmaya karar vermişler. Hemen geri dönüp kovanları ait oldukları yere koymuşlar. Koşar adımlarla, nefes nefese, korku ve telaş içerisinde bulundukları yerden ayrılmışlar. Az sonra durup arkalarına tekrar korku ve panik içerisinde son bir kez daha bakmışlar. Bu seferinde tekkeyi yanlarında göremeyince deriiin bir nefes almışlar. Bir daha hırsızlık yapmamaya azm-ü cezm-i kast eyleyerek koşar adımlarla köylerinin yolunu tutmuşlar. Bir daha hırsızlık yapmak bir yana, kendilerine ait olmayana el uzatmamışlar, uzatanlara da mani olmuşlar. Bu efsaneyi, günümüzde de başkalarının üç beş kuruşuna, küpesine, bileziğine, malına mülküne el uzatma haysiyetsizliğini gösteren hırsızlara hediye ediyorum. Size ait olamayan ya da hak etmediğiniz, size haram kılınan hiçbir şeye el uzatmayın. Kul hakkına riayet edin, düzen bozuculardan, fitne-fesat çıkaranlardan olmayın. İnşallah bu efsane günümüz hırsızlarının da kulağına küpe olur.

 

 

Benzer Videolar