Egemen’in Oyunu

“Enosis heyulasının 34 milyonun azmi ve imanı karşısında yeryüzüne çıkmasını beklemek, ölmüş bir kimsenin tekrar hayata gözlerini açmasını ümit etmek kadar rüya olmaktan öteye geçemeyecektir.”1969

 

Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

 

Gerdeğe giren gelinler ilk heyecanlarını atlattıktan sonra havaya girmekle girmemek arasında bir süre bocalarlar. AB dönem başkanlığını kendi topraklarında değil İngiliz egemenliğindeki Kuriam Antik Tiyatrosu’nda düzenlenen törenle devir aldılar. Törende konuşan AB’nin önde gidenleri de Kıbrıs, Avrupa’yı ‘fırtınalı sulardan’ çıkaracak söylemleri ile gaz veriyorlardır. Verilen bu gazla zaman yitirmeden havaya girdiler. Anadolu’nun güzel insanlarının uzun deneyimlerle yaşananları ve yaşadıklarını dillendirirlerken, “Eşeğe gem vurmayın kendisini at sanır” diyorlar. İlk heyecanlarını yenemediklerinden olacak kendi ulusal politikalarını ve çıkarlarını öne çıkararak Türkiye’ye karşı saldırıya geçtiler. Ortalık yere koydukları bu davranışı birlik içindeki destekçileri de beğenmeyerek ağır eleştiriler yönelttiler. Dönem başkanları genelde kendi ülke çıkarlarını değil birliğin çıkarlarını savunarak koruması gerekiyor. AB ülkeleri dönem başkanlığını bu düzeydeki ülke yöneticilerine verdiklerine fazla zaman yitirmeden pişman olacaklardır. Bu ülkenin nazenin bir çiçek değil tarla kenarlarında biterek bir anlamda sınır görevini de gören dikenli bir ot olduğunu göreceklerdir. Aithia Gazetesinde yer alan bir haberde Bay Hristofyas’ın kurumsal rolünün ne olduğunu henüz tam olarak kavrayamadığını belirtiyordu. Avrupa Parlamentosunda dönem başkanı olarak yaptığı ilk konuşmasında yazılı metni düzgün okuduğunu buna karşın sözlü sorulara geçildiğinde kelimenin tam karşılığındaki olduğu gibi çuval satmaya çıktığına vurgu yapılıyor.

 

AP’DE ÇUVAL SATIŞI

 

Avrupa Parlamentosu’nda çuval satışına çıkan Bay Dimitris Hristofyas, Amerika’da yaşayan Kıbrıslı Rumların çocukları ile konuşurken “BM’de her istediğimizi aldık ve kazandık” diye konuşuyordu. Kıbrıs Rum tarafının adanın yeniden birleşmesi amacıyla çalıştığını, birleşik bir federal devlette Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türkleri’nin beraber yaşaması için çaba harcadığını söylerken aynalara dargın olduğu anlaşılıyordu. AB İstatistik Dairesi  Eurostat, 2011 yılına ilişkin olarak birlik içindeki yabancı nüfus verilerini açıkladı. Birlik içinde yüzde 20 oranı ile ikinci sırada bulunanlar kendi konumlarına bakmadan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki nüfusu ortalık yere çıkarıyorlar. Yaklaşık 50 milyon yabancı ülke doğumlu kişilerin AB üyesi ülkelerde yaşadıklarına vurgu yapılıyor. Kudurmuşun alışmıştan beter olduğunu görenler “biz ne yaptık” diye kendilerini sorgulamaları gerekiyor. Ekonomik açmazlarını aşabilmek için  önerilen önlemleri yerine getirmiyorlar. Bay Dimitris Hristofyas ise büyük ağabey olarak gördüğü Rusya’dan kredi almanın hesaplarını yapıyor. Bu durumun birlik içinde hoş karşılanmadığı kaydediliyor. Rusya il sürdürülen ilişkiler konusunda Bay Dimitris; “Rusya Kıbrıs’a hiçbir koşul öne sürmüyor. Faiz oranları da düşük. Kıbrıs, gerek Akdeniz ülkesi olarak gerekse Hıristiyan Ortadoksların çoğunlukta olduğu bir ülke olarak Rusya ile sıkı kültürel bağlara sahiptir. Makarios da geçmişte kendileriyle işbirliği yapmıştır. Rusya ile ilişkimiz hem Kıbrıs hem AB hem de komşuluk politikası açısından yararlıdır” diyerek ülkesini ve yaptıklarını savunuyor. Birleşik Amerika Devletleri Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorunlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması gerektiğini belirtiyor. Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas ise Türkiye’nin mendil büyüklüğündeki ülkeyi tanımasını istemekle yetinmeyerek Kıbrıs sorununa  çözüm bulma çabalarına yardımcı olması gerekiğine vurgu yapıyor. Adada bugüne değin bir sorun bulunmadığı bölgede egemen olmak isteyen büyük güçlerin bir oyunu tezgahlandığının artık görülmesi gerekiyor mu ne… Kıbrıs Türkleri’nin Rum saldırılarına karşı direnmesi sonrasında Anadolu insanında bu direnci görmesi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen Barış Harekatı’nın 38. yılına ulaşmış bulunuyoruz. Ne mutlu onlara ki bu onurlu görevi paylaşarak üzerinde yaşanılacak bir vatanımızın olmasını sağladılar.

 

 

Benzer Videolar