Emperyalizm Silahı Kendimiz miyiz?
EMPERYALİZM BİZLERİN ELİYLE BİZLERİ VURUYOR
Geçtigimiz hafta içersinde birçok yeni hadise vukû buldu ve bunların hemen hemen hepsinin emperyalizmin 2018 senesi için yaptığı yeni planların bir neticesi olduğu aşikâr. Allahın “ol” enerjisi hiç durmadan yeni ufuklar arıyor kendisine ve bu arayış içersinde bizlerede göz kırpıyor fakat bizler içimize kapanmışlığımızdan dolayı bu gibi işaretleri henüz göremiyoruz.Esasında bakıyoruz lakin göremiyoruz, işitiyoruz lakin anlayamıyoruz. Emperyalizmde bu esnada tabiki boş durmuyor ve tam sûrat hedefine doğru ilerliyor çünkü ortada doldurulması icâb eden büyük bir boşluk mevcut. Bizler, yani inananlar, son iki yüzyıl bir türlü uyanamadığımız uykumuzdan uyanmamak için direttiğimizden dolayı emperyalizm bizlerden yüz adım önde görünüyor şuan. Niçin uyanamıyoruz diyerekden soracak olursak eğer, cevâbı basit çünkü demokrasi, insan hakları ve neoliberalizm ilaçlarını şifa niyetine yutuyoruz ardı ardına hemde liderlerimiz aracılığı ile. Diğer taraftada bizleri din ile uyutanlar ve bu uyutmayı Allah adına yaptıklarını yemin ile iddia edenler bulunmakta. Bunu muhafazakarlık iddiası ve Allah adına nizâm koyma ile hummalı bir şekilde yerine getirmeye çalışıyorlar.
ELON MUSK
Bir kaç gün evvel okuduğum Kanada menşeli bir gazetede, Amerika Başkanı Trump’ın Spacex yani uzayx’in başına ceo olarak atadığı, eskiden ismini Tesla marka elektrikli araba yapımı ile duyduğumuz Elon Musk’ın Donald Trump’ı yeni projesi olan Mars’a insan taşıma hakkında ikna etmeyi başardığını okuduğumda hiç şaşırmadım zira emperyalizmin 2118 planının tıkır tıkır işlediğinin bir işaretiydi bu haber. Haberde şöyle diyordu “Elon Musk insan öldüren robotların yapımına karşı olmak yerine şimdide Mars’a insan taşımacılığı plan ve projesi ile çok meşgul bir vaziyette. 2024 senesinde, Elon Musk, Amerikanın Kalifornia eyaletinden yaklaşık otuz dakika gibi kısa bir sürede insanları New York eyaletine taşiyabilecek ve Marsda kargo taşımacılığı ile yeni bir koloni elde etmeye yarayacak bir sistemin ve aracın üzerinde çalışıyor” Haber şahsıma çok enteresan geldi çünkü bu doğruysa eğer emperyalizmin aç gözlülüğünün hangi safhaya ulaştığı burada çok aşikar bir biçimde görülmekde. Emperyalizmin neredeyse dünya üzerinde hem askeri hemde ekonomik ve sosyal olarakdan koloni haline getirmediği coğrafya, ülke hemen hemen kalmadı ve şimdide gözlerini şanı yüce Allahın sahip oldüğu Mars gibi diğer gezegenlere diktiler ve bunuda tüm insanlığı kurtarma amacı ile yaptıklarını söylemeleride işin diğer ilginç kısmı bana göre. İmdi, bu arada bizler, inananlar neler yapıyoruz? inanmayanlar topluluğunun ne yaptığı bariz bir biçimde ortadayken bizler neler ile meşgulüz? Son iki yüzyıldır bizlerin başına gelenlerin bizlerin nelerle meşgul olduğunu açıkca ortaya koymaya yeteceğine inanıyorum çünkü bizler son iki asırdır büyük felaketlerle boğuşuyoruz ve bu felaketlerin sebeblerininde hep Batı ve emperyalizm olduğunu iddia ediyoruz. Dünyanın, buna dünyamızın içersinde yaşayan tüm canlılarında dahil sorunlarına Batınının emperyalizmine ile getirdigi çözümler yerine alternatif çözümler üretemedik müslümanlar olarakdan. Bizler son gerçekleşen Fransız ihtilalinden bu yana çözümün liberalizm ve demokraside olduğuna ikna edildik.15 Temmuz emperyalist hain darbe girişimi sebebiyle hayatlarını kaybeden güzel insanlarımıza dahi hiç düşünmeden “demokrasi” şehidi dedik çünkü öylesine uyutulmuşuzki artık ölümlerimiz dahi Allah için olacağına demokrasi ve liberalism için olmaktadır. Alternatif üretememenin cezasını tüm ümmet çekmektedir bugün. 15 Temmuz saldırılarıdan beri fetönün her taşın altından çıktığını, ve hatta daha dün bir televizyon kanalındaki canlı yayında açık tartışma yapan gazeteci ve akademisyenlerin arasından bir tanesi şöyle dedi “kırk yıllık bir yapılanmadan söz ediyoruz. Cumhuriyetin kuruluşundan beri cumhuriyet iki gruptan çok çekdi. Bunlardan birisi teror örgütü pkk ve diğeri ise bunlar”. Bu gazeteci ve akademisyenler şuana kadar hiç bir şekilde başımıza gelen bu korkunç hadiselerin niçin geldiğini ve gelmeye devam ettiği hakkında sualler sormadılar ve liderlerini öyle tanıttılarki sanki bu kişiler birer insan üstü varlıklar ve herşeyi ama herşeyi onlar yapıp yaptırıyorlar. Evet, onlar cani, katil, Allahın nizam ve kanunlarını Allah adına yemin ederek değiştirmeye çalışan günahkarlar fakat bunların peşinden gidenler niçin gidiyor, nasıl tuzağa düşürülüyorlar diyerekden hiç sual etmedik çünkü biz Allahın kitabında çizdiği inanan mümin şablonuna uymadan ve hemde Allah adına yemin ederekden Allah adına yeni dinler uydurarakdan hayatımızı idame ettiğimizin dahi farkında olmadan yaşiyoruz. Dinsiz bir din ile meşgulüz, meşgul olduğumuz bu din cevap ve çözüm yerine sorun ve çözümsüzlük üretiyor. Bizler emperyalizme bu halimizle malzeme verdiğimizin ve kendi ellerimizle kendimizi vurdurduğumuzun dahi farkında olamayacak kadar derin bir uykudayız. Eğer ümmet olarakdan doğru yol üzere olsaydık zaten bugün ortada olan, dinden, demokrasiden, liberalizimden ve sosyalizimden beslenen tüm bu terör örgütleri barınacak ortam ve kendilerine üye yapacak insan bulamazlardı. Neredeyse bir asırdır sekularizimle yönetiliyoruz ve her fırsatta demokrasi ve liberalisimin muhteşemliğinden bahsediyor ve tüm devlet kanunlarımızı, eğitim sistemimizi ve devlet politikamızı batının bizlere dayattığı temeli ve aslı olmayan bu sözde değerler üzerine kuruyoruz. Kısacası emperyalizim bizi kendi silahı ve bizim ona verdiğimiz malzemeler sayesinde vuruyor.