Erdoğan’dan emekli amirallere çok sert ifadeler: Hadlerini bildireceğiz

 

ASLIHAN ALTAY KARATAŞ Ankara

104 emekli amiralin yayımladığı bildiriyi görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Külliye’de değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantıya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Deniz Kuvvetleri Komutan Oramiral Adnan Özbal, MİT Başkanı Hakan Fidan da katıldı. 2 saat 10 dakika süren toplantının ardından Erdoğan, şunları söyledi:

ART NİYETLİ: İki gündür ülkemizi meşgul eden bir meseleyle ilgili tartışmaları ayrıntılarıyla değerlendirdik. Her şeyden önce bir gece yarısı gerçekleştirilen bu eylem hem üslubu hem yöntemi hem de yol açacağı açıkça belli olan tartışmaları itibarıyla kesinlikle art niyetli bir girişimdir. Emekli amirallerin vazifesi 104 tanesi bir araya gelerek siyasi bir tartışma konusunda darbe imaları içeren bildiriler yayınlamak değildir. Aynı şekilde hiçbir emekli kamu görevlisinin de topluca böyle bir yola tevessül etme hakkı yoktur. 

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL: Geçmişi darbeler ve bildirilerle dolu bir ülkede bir gece yarısı 104 emekli amiralin böyle bir girişimde bulunması alsa kabul edilemez. Bunun adına ifade özgürlüğü diyemeyiz. İfade özgürlüğü, ‘aksi halde’ diyerek başlayan ve ülkenin seçilmiş yönetimini darbeyle tehdit eden cümleleri de kesinlikle kapsamaz. Emekli amiral sıfatıyla da olsa böyle bir girişim, kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik bir bühtandır. Bu yöntem ve bu tarz ifadeler dünyanın her yerinde, demokrasiye, hukuk devletine, milli iradenin üstünlüğüne saldırı olarak kabul edilir ve aynı şekilde muameleye maruz kalır.

ANA MUHALEFETE ÇAĞRI: Girdiği her seçimde milletimizden gereken mesajı almış olmasına rağmen, küçük ve ama örgütlü bir kesimin kontrolünden çıkmayı başaramayan ana muhalefet partisini, bir kez daha demokrasiden yana tutum almaya çağırıyoruz.

MUHATABIMIZ MİLLET: Bizim muhatabımız doğrudan milletimizdir. Bugün de yaşananların muhasebesini milletimizle birlikte yapmak, yol haritamızı milletimizle paylaşmak üzere bir araya geldik. Milleti ve milletin seçtiği yönetimi tehdit etme cüretini gösterenlere hadlerini yine milletimizle birlikte göstereceğiz. Bazılarının yapılan işi ‘bunda büyütülecek ne var’ diyerek küçümseme yoluna gittiklerini görüyoruz. Türkiye’de demokrasiye yönelik her saldırı bu tarz bildirilerin ardından gelmiştir. Kendi hükümetlerimiz döneminde bu tür girişimlere karşı en ağır tepkiyi ortaya koyduğumuz için gerisini getiremediler.

HER TEDBİRİ UYGULARIZ: 15 Temmuz gecesi silahlı darbe denediler. Ama milletimizin şanlı direnişi karşısında gün ağarırken kuyruklarını kıstırıp kaçmak mecburiyetinde kaldılar. İşte bu sebeple bildiriyi özellikle dikkate alıp gereken her tedbiri uygulama kararlılığımızı ortaya koyuyoruz.

MERKEZİNDE ANA MUHALEFET VAR: 104 kişinin içerisinde bizzat CHP’nin üyesi olan, kendisi, karısı, oğlu, yeğeni, şusu busu olanlar var. Ve bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var.

SİVİL ANAYASA İHTİYAÇ: Demokrasi ve hukuk içinde çözülecek meselelerin darbe imalı bildirilerin bahanesi haline dönüştürülmesi siyasi otoriteye rağmen Anayasaya bağlılık gösterisi değil, tam tersine Anayasaya yönelik açık tehdittir. Sadece bu tartışma bile başlı başına Türkiye’nin darbe dönemlerinin ürünü bir Anayasadan yeni ve sivil bir anayasaya geçiş ihtiyacını ispatlamaya yeterlidir.

‘Montrö’ye bağlıyız ama gerekirse gözden geçirebiliriz’

ÖNEMLİ BİR KAZANIMDI: Hiç şüphesiz boğazların kontrolünü uluslararası bir komisyon yerine pek çok sınırlamayla da olsa Türkiye’ye bırakan Montrö Sözleşmesi dönemin şartlarında önemli bir kazanımdır. Montrö’nün ülkemize sağladığı kazanımları önemli görüyor ve daha iyisi için imkan bulana kadar bu sözleşmeye bağlılığımızı sürdürüyoruz. 

KANAL İSTANBUL İLE BAĞ YANLIŞ: Kanal İstanbul ile Montrö arasında kurulan bağ da temelden yanlıştır. Türkiye Kanal İstanbul sayesinde İstanbul Boğazı’ndaki ağır deniz trafiği yükünü hafifletirken, Montrö’deki sınırlamaların dışında tamamen kendi egemenliğinde bir alternatife de kavuşmuş olacaktır. Atatürkçülük ve cumhuriyetçilik adına Türkiye’nin milli egemenlik haklarını tahkim edecek böyle bir projeye karşı çıkanlar en büyük Atatürk ve cumhuriyet düşmanıdır.

TARTIŞMAYA AÇARIZ: Cumhurbaşkanı, bir ülkenin en büyük partisinin genel başkanı olarak vazifem, Türkiye’nin ve Türk Milletinin hak ve menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapmaktır. Montrö Sözleşmesi’nden çıkmayla ilgili hali hazırda ne bir çalışmamız ne de böyle bir niyetimiz vardır. Ama gelecekte bu ihtiyaç ortaya çıkarsa, ülkemizi daha iyisine kavuşturmak üzere her sözleşmeyi gözden geçirmekten de çekinmeyiz. Bunları da uluslararası anlaşmaya veyahut da tartışmaya açarız.

FOTOĞRAF MÜNFERİT HADİSE: TSK’nın disiplin anlayışıyla bağdaşmayacak fotoğraf veren askere olumlu bakmadık, bakmayız. Bunun münferit bir hadise olduğu bellidir. TSK kendi içinde çok yönlü bir idari soruşturmayı hemen başlatmış ve sonuçlandırmıştır. Milli Savunma Bakanlığımız da kendi üzerine düşeni mutlaka yapacaktır. Bizim de yanlış bulduğumuz bu görüntünün, ülkenin ve milletin topyekün huzursuzluğuna yol açacak bir bildirinin bahanesi olarak kullanılmasını ise kesinlikle art niyetli görüyoruz.

Erdoğan, MHP Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in anıt mezarını ziyaret etti. Erdoğan, Türkeş’in oğlu, AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş ile birlikte dua etti.

Al Sani ile görüştü

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile ayrı ayrı telefon görüşmesi yaptı. Erdoğan, ayrıca Kosova Cumhurbaşkanı seçilen Vjosa Osmani-Sadriu ile telefon görüşmesi yaparak, tebriklerini iletti.



Milliyet
Benzer Videolar