Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
BASAM (Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi) Başkanı
Adamın biri telaşla parti merkezinin içine girer ve oradakilere bağırmaya başlar, size bir iyi bir de kötü haberim var, önce hangisini söyleyeyim? Bunun üzerine oradakiler, “fark etmez istediğinden başla “ derler.
Adam haykırarak şöyle der:
-Birinci haberim, Erken seçim olacak diyorlar, hemen hazırlanmaya başlayın
Oradakiler, sorarlar peki ikinci haber nedir?
-İkinci haberim, Seçim meçim olmayacak diyorlar, telaşlanmayın…
İşte son günlerdeki durum aynen böyle.
Erken seçim, son günlerde çok konuşulan bir konu oldu. Olur diyenler var, olmaz diyenler var. Bu yazımızda bu konuyu detaylı bir şekilde analiz etmek istedik. Bu aslında bir satranç oyununun analizi gibi düşünülebilir. Eski bir üniversite satranç şampiyonu olarak siyaseti satranç masasında anlatmaya çalışıyorum. Bugün Türkiye siyaset arenasında oynanan satranç oyununda çok farklı bir duruma şahit oluyoruz. Tarafların hamleleri, diğerinin oyununu çok ciddi etkileyecek görünüyor. Bildiğiniz üzere Satranç genelde iki kişi arasında oynanır. Satranç ’ta bazen de bir şampiyon onlarca kişiye karşı tek başına oynayabilir. Nitekim AK Parti’nin ilk 18 yıl yaptığı müsabaka bu şekilde bir satranç oyunuydu. Ancak bugün Türkiye’de oynanan siyasi satranç müsabakası çok ama çok farklı. Teke tek değil, gruplar arasında. Yani artık bu oyun iki kişi arasında oynanmıyor. İlk kez çoklu rakipler arasında oynanan bir oyuna şahitlik ediyoruz. Yani ittifaklar oyunu etkiliyor.
Erken seçim neden olur / Neden olmaz?
Erken seçim tartışmaları yapıla dursun en fazla önümüzdeki 12 ay içinde dananın kuyruğu kopacak ve kısmetse her şeyi görmüş olacağız. Zira 12 ay içinde erken seçim olmazsa zaten 2023’te planlanan seçimin sathına girmiş olacağız. Dolayısıyla erken seçim olursa ilk 12 ayda olur, olmazsa 2023’te normal seçim olur. Bu kadar net.
Peki, o zaman buyurun satranç masasına.
Muhalefet tarafı, AK Parti’nin iç ve dış politikada yaptıklarının seçim hamlesi olduğuna dikkat çekerek, her an seçim yapılacakmış gibi düşünüyor. Pandeminin de etkisiyle oluşan ekonomik ve sosyal olumsuzlukları kendisi için bir avantaj görerek erken seçimi baskın seçime çevirmek istiyor. Bu yönüyle onlara da kızmamak lazım zira onlar da iktidar hayalleri kuruyorlar. Bu ne kadar gerçekçi, ona da Türk milleti karar verecektir.
Muhalefet aslında erken seçim olacakmış gibi bir havaya girdi. Sanki bir yerlerden de işaret ve destek aldılar. Cumhurbaşkanı adayı olmayı planlayanlar, erken seçim ihtimaline hazırlıksız yakalanmamak istiyorlar. O nedenle hem siyasette hem medyada hazırlıklara şimdiden başladılar.
Diğer taraftan Parlamentoda Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Kanunu’nda köklü değişikliklere hazırlanıyor olunmasının altında da seçim kokuları alanlar var. En önemlisi değişiklik ise seçim barajının düşürülmesi. Seçim sistemi en çok ittifakları etkileyecek gibi görünüyor.
Anketler de seçimi etkiliye bilecek önemli kriterlerdir. Ancak anketin doğruluğu veya doğru yapılıp yapılmadığı çok önemlidir. Son günlerde muhalefetin erken seçim için gaza basması, anket sonuçlarından memnun olduğu şeklinde yorumlanabilir. Ancak bunu tam tersine bir algı için de yapıyor olabilirler. Sonunda en geçerli ve doğru anket seçimin bizzat kendisidir. Bazı anketlerde Cumhur ittifakı %44 dolaylarında gösterilip seçimi kazanmak için %51 gerektiğinden Cumhur ittifakının kaybedeceği algısı oluşturuluyor. Ama şu unutuluyor ki Millet ittifakı veya muhalefetin toplam oyu da %50’nin çok altında. Burada ilginç bir durum var. Şöyle ki; kararsızlar+küskünler+oy kullanmak istemeyen protestoculardan oluşan seçmenlerin toplamı %20-22’lik bir potansiyel oluşturmuş durumda. Uzun yıllar sonra ilk kez böyle bir siyasi tablo var. Bu durum siyasi bir bilinmeyeni beraberinde getirebilir.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, geçen aylarda yaptığı açıklamasında
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devamını da mümkün kılacak bazı reformların yapılması ve acilen çıkarılması gerektiğini” söylemişti. Onun sözleri bazılarınca
“Bir erken seçim plânlandığı” şeklinde yorumlanmıştı. Sayın Devlet Bahçeli’nin daha önceki dönemlerde erken seçimi belirlemiş olması da onun bu konudaki önemli rolünü bizlere hatırlatıyor. Ancak aynı Bahçeli de seçimin 2023’de olacağını söylemiş ve noktayı koymuştu.
Avrupa Birliği ve Amerika’nın tutumu da dikkatle takip edilmeli. Özellikle ABD Başkanı Biden’ın geçen yıl daha başkan olmadan açıkça söylediği, “ AK Partiyi iktidardan indirmeliyiz” sözleri yenilir, yutulur cinsten değil. Türk-ABD ilişkileri birçok konuda olduğu gibi seçim için de önemli olabilir. Ayrıca Amerika ile ilişkiler Rusya olan ilişkilerimizi de yakından etkileyecek. Özellikle de S400 füzelerine karşı ABD’nin tavrı merak konusu. Buna göre Türkiye’nin alacağı tutum ise Rusya ile olan ilişkilerimizi yakından ilgilendirecek. Özellikle de turizm sezonun açılmak üzere olduğu şu dönemde Rus turistleri bekleyen Türk turizm sektörü için hayati önem taşıyor. Bu durum da Türk ekonomisini yakından ilgilendiriyor. Ekonomi de seçimleri etkileyen veya tetikleyen bir kriter. Bütün bunlar 14 Haziran’da yapılacak olan Erdoğan-Biden görüşmesinden sonra netlik kazanabilir. Zira bu görüşme çok ama çok önemli.
Erken seçimle ilgili muhalefetin ortaya koyduğu farklı bir durum daha var. Diyorlar ki; Sayın Cumhurbaşkanı iki defa seçildi ve anayasaya göre üçüncü defa aday olamaz. Bu iddiaya AK Partili kurmaylar kesinlikle karşı çıkıyorlar. Anayasa mahkemesinin finalde tutumu ne olur ve Anayasa profesörlerinin söyleyeceği şeyler çok önemli. Ancak ne olursa olsun AK Parti için bir risk. Küçük bir ihtimal bile olsa böyle bir riske girilmez diye düşüneler var. Ya da net olunması için anayasada bir takım değişiklikler yapılabilir mi? Bu da ayrı bir soru. İşte bu duruma istinaden muhalefet tarafında olanların iddiası Sayın Erdoğan istifa ederse 24 Haziran 2023'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olamayacak ancak TBMM erken seçim kararı alırsa bir defa daha aday olabilecek. Yani onlara göre Sayın Tayyip Erdoğan tekrar aday olabilmesi ve Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için erken seçim şart. Burada birisinin düğmeye basması gerekecek. Üst akıl Meral Akşener’e işin içine gir diyebilir, diye yorum yapılıyor. İşte tam da bu durumda seçim 2023’de belirtilen tarihte değil ama sadece usulen 3-4 ay öncesinde yani Nisan 2023’de yapılabilir. Tabiri caizse az erken seçim. Zaten kimse 24 Haziran demiyor, sadece seçimler 2023’de olacak deniyor, ay farkı olabilir belki.
Diğer yandan muhalefet, erken seçimi referanduma götürmek istiyor. Bu oldukça saçma. Erken seçim için eğer referandum yapacaksanız hiç yapmayın, direk seçime gidin. Muhalefetin her bir seçimin millete olan maliyetinden haberi yok mu? Zaten sıkıntılı olan ekonomi seçimlerden olumsuz etkilenir. Hani deniyordu ya milletin sorunu “seçim değil geçim” diye.
Referandum deyince anayasa değişikliği için veya Kanal İstanbul için de referandumlar konuşuluyor. Bütün bu referandumlar seçim öncesi bir anket niteliğinde olabilir. Partiler de buna göre hareket edebilirler.
Erken seçimle ilgili konuşulan bir diğer konu da şu:
Anayasa'nın 78'inci maddesinin gereği olarak TBMM vekillerinin bir kısmı ölüm yahut istifa gibi nedenlerle üyeliklerini sonlandırırsa ara seçime gidilir. Ara seçim, her seçim dönemi için bir defa ve genel seçimden otuz ay sonra yapılabiliyor. Ancak, boşalan üyeliklerin sayısı, üye tam sayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerinin üç ay içinde yapılmasına karar verilir.
Üye tam sayısı olan 600'ün %5'i, 30 milletvekiline denk geliyor. Ancak Meclis'te ölüm ve milletvekilliğinin düşmesi nedeniyle zaten 11 eksik var ve sandalye sayısı 589'a indi. Bu durumda 19 milletvekilinin daha istifası veya azledilmesi sandalye sayısının 30 milletvekiline ulaşması halinde 3 ay içinde ara seçim zorunlu oluyor. Böyle bir durumda ara seçim değil de erken seçime gidilir mi? Bu da sorulan sorular içinde.
Yine son günlerde tartışılan yeni bir konu, Z kuşağı gençliğinin tutumu ne olacağı. Yapılan anketlerde Z kuşağının siyasete uzak duracağı, apolitik olacağı şeklinde. Bu durum bütün siyasi partiler için bir risk ve olumsuzluktur. Mevcut siyasi davranışlar ve gelişmeler Z kuşağının ilgisini çekmiyor. İşin ilginç tarafı her geçen sene Z kuşağının oy oranı artıyor. Tahmini rakamlara göre 2023 yılına kadar ilk kez oy kullanacak genç nüfus 7 milyonu geçecek. Böyle bir durumda her parti Z kuşağından ne kadar oy alacağını tartar, biçer ve hesaplar. Ona göre erken seçim daha mı iyidir yoksa mevcut durumdaki oy potansiyeline göre seçimi ister veya istemez. .Bugün mevcut ile avantajın daha iyi ise yarına işi bırakmak gerekir.. Burada üç önemli örnek var. Ekonomi, mevcut şartların değişebileceği, Demografik yapı (özellikle genç nüfusun durumu ) Bütün bunlar seçimi etkileyen faktörlerdir.
Cumhur ittifakı erken seçim düşünebilir mi? Satranç oynuyorsanız her hamleyi düşünmelisiniz. Cumhur ittifakı, asla bir erken seçim düşünmez. Bu son derece normal. Ancak olası bir farklı gelişmelere karşı hazırlıklı olmak isteyebilir. Bu yüzden de AK Partinin her an erken seçime hazırlıklı olmasını normal karşılamak gerekir.
Diğer yandan ekonomi şu anda eğer olumsuz sinyaller veriyorsa, müdahale edilebilecek zaman varken gerekeni yapmak ve işi yarına bırakıp daha zor bir şartlara taşımamak gerekebilir. Ayrıca, Cumhur ittifakı şöyle düşünebilir. Bugünkü şartlar içinde muhalefetin başında etkisiz liderler varken bunu kullanayım zira yarın güçlü liderle gelebilir, bugünkü şartlarda siz daha sağlıklı ve daha etkin durumda olabilirsiniz, özetle yarının ne getireceği bilinmez. O yüzden bugün avantajlıysanız onu değerlendirmeniz akıllıcadır.
Görünen o ki ağır basan görüşe göre bir sonraki seçim erken, az erken, tam zamanlı,…vs. ne olursa olsun Erdoğan yine kesin kazanır. Ama Cumhur ittifakı parlamentoda vekil sayısında bir kayıp yaşayabilir. Cumhurbaşkanlığı sisteminde değişiklikler olabilir. Seçim sisteminde bir takım değişiklikler olabilir. Siyasette bir takım değişiklikler olabilir. Değişmeyen tek şey değişimdir.
Görünen o ki; masada çok bilinmeyenli bir denklem var. Erken seçim ülke için hiç iyi bir şey değil. Bunu gayet iyi biliyoruz. Ama dediğim gibi çoklu bir satranç oynanıyor. Bazen oyunu kazanmak için feda edeceğin taşlar olabilir. Farklı ve beklenmedik hamleler gelebilir. Ne olursa olsun devlet ve millet için hayırlısı olsun.