Mağarada Hz Ebû Bekir: “-Yâ Resûlallah” dedi, “-Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür“
İki cihanın güneşi olan Efendimiz (SAV), emîn ve tam tevekkül ile şunları demişti:
“-Yâ Ebâ Bekir, iki kişinin üçüncüsü Allah olursa, sen âkibetin ne olacağını zannediyorsun?
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Peygamber efendimizin (SAV) mağarada kullandığı şu sözleri öyle güzel söylüyor ki; “La Tahzen! İnnALLAHe-l meana!” “Üzülme, Allah bizimle beraberdir”
Evet, Allah bizimle beraberdir, inşallah hep onunla beraber oluruz. Ancak, Allah (CC) katillerle beraber anılamaz. Bazı güzel isimler onları kullanan zalimlerin ve teröristlerin yüzünden kirletilemez. Hele hele içinde Allah lafzı olan bir isim bir terör örgütünün elebaşı ile birlikte anılmamalıdır. Müslümanları katleden, bozgunculuk yapan, kâfirlerle işbirliği içindeki bu zalim darbeci bozuntularını Allah ile anmamak Fetullah değil sadece Feto terör örgütü demek daha doğrudur, diye naçizane düşünüyorum.
Tıpkı, bir süre önce farklı bir olaydan dolayı en önemli destanımız olan Ergenekon’un yine böyle çirkin bir şeyle bağdaştırılarak kirletilmesi gibi. Ergenekon bizim önemli bir tarihi destanımızdır. Terörle ve darbeyle birlikte kullanılmamalıdır. Zira çocuklarımıza böyle bir destanı anlatırken ciddi sıkıntılar çekeriz.
Cadı avı olmasın ama eminseniz ihbarınızı derhal yapın
Feto terör örgütünde bildiğiniz kim varsa lütfen valiliklere, savcılıklara ve emniyete bildirin. Çok yakın dost, akraba veya önemli bir makamdaki bir kişi olabilir. Bizim için en kutsallardan biri olan Devlet makamını bölmeye ve parçalamaya çalışan bu zalimlere acımak inanın büyük bir günahtır ve suçtur. Ancak bu işi cadı avına çevirmekte yanlıştır. Kişisel husumetler yüzünden birisine paralelci yaftası vurmak da çok yanlış ve günahtır. Emniyette şu anda binlerce ihbarlar var. Bazılarının kasıtlı olduğunu ve binlerce ihbarla emniyetin hedefini şaşırtmak istediklerini de düşünmüyor değilim. Devletin koyduğu çizgi belli, 17-25 Aralık 2013 tarihinden sonra bu terör örgütü ile en ufak bir bağlantısı olan kim varsa şüphelidir. Bizzat gördüğünüz, duyduğunuz bir şey varsa, Facebook, twitter, instagram gibi sanal ortamda destek vermişlerse, Asya Finans’ta para akışları varsa, himmet adı altında para yardımı yaptılarsa, Feto’ya ait dershanelerin kapatılmaması için uğraştılarsa, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve devlete küfür edilmişse, bunları yetkili makamlarla paylaşın. Ama lütfen kişisel yorumlarla bilgi kirliliği yaparak emniyetin işini zorlaştırmayın. Elinizde bilgi ve kanıt varsa derhal ihbarınızı yapın.
Siyasiler ve kanaat önderleri emniyete müdahale etmesin
Bu arada bazı kanaat önderleri veya siyasiler, emniyete istemeden de olsa müdahale ediyorlar. Yok, efendim, o kişi paralelci olamaz, ben onları tanırım, Fetocu olmaları mümkün değil gibi çıkışları oluyor. Sayın Başbakanımızın bu konudaki açıklamalarını hatırlatmak isterim: Bu iş siyah-beyaz ayırımı gibi değildir. Onları ayırt etmek çok kolay değil. Devlet çok büyük bir tehlikeden kıl payı kurtuldu. Bırakalım Emniyet güçleri görevlerini yapsınlar. Türkiye bir hukuk devletidir. Alakaları yoksa zaten serbest kalacaklardır. Bu arada bu paralelcilerin en önemli özelliği, “Tedbir” adını verdikleri bir çeşit takiyeleri. Bukalemun gibi olurlar ve en usta münafıklara taş çıkartırlar. Pensilvanyadan bunlara gelen emirle, Feto’ya ve onun örgütüne yani kendi kendilerine en aşağılık küfürleri edebilirler. Bunların ablalar dedikleri kızlara cihattayız, bu dönemde mubahtır diyerek bazı önemli kişilerden bilgi almak için zina yaptırdıklarını biliyoruz. Unutmayın bunlara askeriyede ifşa olmamak için namazları tuvalette kılmaları için fetva bile verilmişti.
Fetocu işadamlarının durumu
Geçenlerde bir ortamdaki sohbette, bazı Feto bağlantılı önemli işadamlarına yapılacak tutuklama veya göz altılarla, sahip oldukları şirketin işleyişinin zarar görebileceği, çalışanlarının işsiz kalabileceği ya da ülke ekonomisine zarar gelebileceği konuşuluyordu. Evet, böyle bir durum oldukça ilginç gelişmelere sahne olabilir. Ama geri durmamak gerek. Belki de bu şirketlere kayyum atanması daha doğru olabilir. Diğer taraftan ceza evlerinde yer kalmadı dedikodusu üzücü. Eğer böyle bir durum varsa TOKİ derhal harekete geçirilmeli, yeni cezaevleri yapılmalıdır. Cezaevi denince aklıma geldi, içeri atılan Fetocuların konuşmaması için intihar süsü verilerek öldürülecekleri ihtimalinden söz ediliyor. Bu konuda paralelci olabilecek gardiyanların takip edilmeleri ve eğer şüphe varsa hiçbir ihtimale yer vermeden görev değişikliğinin acilen yapılması şarttır. Ya da mahkemelerdeki kâtip üyeleri de oldukça önem arz ediyor. İtirafçıların bunların yüzünden konuşmaktan çekindikleri ya da bunlar yüzünden bir takım bilgilerin sızdırılabileceği başka bir şüphe konusu. Ben vatansever gardiyan ve kâtip üyelerini tenzih ediyorum.
Aysbergin görünmeyen tarafı
Son olarak önemli bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Bu konuda yazarçizerler sürekli bunun altını çiziyorlar. Feto terör örgütü mensupları, aysbergin görünen yüzü kadar biliniyor. Tabiri caizse suyun altında görünmeyen büyük bir gizli kalmış kısımları hala var. Bunların tekrar harekete geçebilecekleri tahmin edilen bir gerçek. Her gün yeni bir saldırı şeklini okuyoruz ve öğreniyoruz. Dış merkezli Suni depremler, siber saldırılar, Ekonomik erozyonlar, devlet büyükleri ve kanaat önderlerine suikastlar, Alevi-Sünni ya da Türk-Kürt şeklindeki tartışmalar ve iç savaş tehditleri… Allah bildiğimiz veya bilmediğimiz bütün bu şerlerden bizi korusun.
Bizim uyanık olmamız, birlik olmamız, sürekli istişarelerde bulunmamız çok önemli. Allah inananların hamisi ve son kalesi olan bu güzel ülkeyi korusun. Birlik ve beraberliğimizi daim eylesin inşallah.
Rifat Sait
24.Dönem İzmir milletvekili
Balkan Stratejik Araştırmalar Merkezi (BASAM) Başkanı
rifatsait@balkangunlugu.com