Fırçasında Rodopların hüzünlü bakışları ile canlı renklerin üstadı: Kamber Kamber

26 2024 - 00:14
1977 İzmir doğumlu çok yönlü sanatçı, Ege Ünv. Ziraat Fak. Toprak Mühendisliği ve A.Ü.Halkla İlişkiler Uzmanlığı , Ege Ünv Eğitim Fakültesi Pedagojik Formasyon Bölümlerinden mezun oldu. İçerisinde Ege Ünv Bilgisayar programcılığı ,Siyaset Okulu dâhil birçok eğitim programını bitirdi . Resmi ve özel kurumlarda resim ve bilgisayar öğretmenliği yaptı. Temel resim eğitimini çok küçük yaşlarda annesi ressam Nüket Bağra’dan aldı . Küçük yaşlarda başlayan resim ve edebiyat çalışmalarında o dönemlere ait ödülleri de bulunmakta olan sanatçı daha sonra Kosova ‘ya giderek sayın Dr.Ethem Baymak atöyesinde Sanat Tarihi , Desen ve Resim Teknikleri üzerine eğitimini geliştirmiştir. Sanatta köklerimizden beslenerek yol alırken özgün olmanın gerekliliğine inanan sanatçı aldığı Toprak Mühendisliği ve Resim eğitimlerinin bir getirisi olarak kendi geliştirdiği kum dokulu karışımı ile kendine has bir teknik yaratmıştır ve KUMSAL YANSIMALARI dizisi ile ‘Kumların Ressamı’ olarak tanınmaktadır. Ayrıca akrilik, yağlıboya, suluboya serilerinden oluşan eserleri bulunmakta ve çocuk kitapları için çizimlerde yapmaktadır. Bugüne dek çoğunluğu yurt dışında olmak üzere on sekiz kişisel,yüz ‘e yakın karma sergi açan sanatçı , yurt içi ve yurt dışında çok sayıda sergi, çalıştay ve uluslararası organizasyonlara katılmıştır .Kendisi de sanat küratörlüğü yapmakta ve kendi tekniği ile ilgili olarak bir çok bienal ve önemli sanat fuarlarından özel davet almaktadır.. Uzmansal çalışmalarını Türkiye, ,Balkan ülkeleri , İtalya, Mısır ,Bahreyn ,Karadağ gibi ülkelerde zaman zaman sürdüren sanatçı; “İtalya Regolad de Arte Vakfı” tarafından 2011 yılında düzenlenen yarışmada dünya üçüncülüğü ödülüne değer görülmüştür. Toplum sorunlarına kayıtsız kalmayan sanatçının birçok Sivil Toplum Kuruluşu’nda kurucu üye ve aktif yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Eserleri bir çok resmi ve özel koleksiyonlarda bulunan çok yönlü sanatçının; resim çalışmalarıyla birlikte yürüttüğü edebiyat çalışmaları da bulunmaktadır.Dergi editörlüğü , köşe yazarlığı , eleştiri,deneme,araştırma ve şiir kitapları yazmakta ve bu konularda ki araştırmaları ile bir çok bilimsel toplantılara katılmakta olan sanatçı Sanat çalışmalarını İzmir Karşıyaka’da bulunan atölyesinde sürdürmektedir..

Fırçasında Rodopların hüzünlü bakışları ile canlı renklerin üstadı: Kamber Kamber

(Last Updated On: 03/09/2020)

Rodop dağlarının endamında bir yaşam öyküsü var Kamber Kamber’in ve ona bağlı onun bazen hüznünü bazense neşesini taşıyan bir sanatı, renklerin de coşkusunu resmederken Rodop’ların yüzlerinde hüznünü canlandırıyor acılı çığlıkların.

 

 

FATMA ELVİN ÖZTÜRK

 

Bu şehir girdap gülüm
girdap ta mehtap gülüm
feleğin bir suyu var
su değil kezzap gülüm
su değil kezzap
yezidin harcı zulüm
yiğidin burcu ölüm
feleğe dayandım gülüm
öldüm de uyandım gülüm
öldüm de uyandım

 

Eski kitaplardan birinde Küstendil için yazılmış bir şiir gözüme ilişti bu gece. Bulgaristan Küstendil şehri. Suyu ile kaplıcaları ile modernliği ile sanatı ile meşhur bir şehir. Cleopatra’nın banyolarının bulunduğu ender şehirlerden biri. Geçmişime ailemin kökenlerine doğru ne zaman insem şehir hayatı, su ve sanat beni buluyor Balkanlar da. Evet, bir köyüm yok benim maalesef. Hep şehirlerden gelmişim genlerim şehirler ile imzalamış ortaklıklarını, Suların mistik olduğu şehirler ile… Sadece suları için gidilen şehirler ile. Mitolojide bile adları geçen şehirlerle. Sanatı yetiştirmiş şehirlerde. Ondan kendimi çok eski hissedişim demek ki. Ondan suya olan bitmek bilmez arsızlığım, içinde oldukça dinginliğim. Ondan sanata gönül verişim gecenin üç beş saatlerinde satırlara, boyalara nöbet kesilişim.  Ondan Balkanları satırlarıma misafir edişim. Ondan balkanlardan bu kadar dost edinişim. Ah bu kentler ilmek ilmek işlemişler benliğime… Bütün şehirlerimi gezdim bir Küstendil kaldı özlemim. Umarım davet ederler de ilk fırsatta yola dizilirim. Hangi su kentleri benim say say bitmiyor. Tam bir Balkan meleziyim ben, Ohrid, Selanik, Kavala, Küstendil (Bulgaristan ),  İstanbul ve İzmir ‘e bir de babamın adı var Deniz… Denizkızıyım ben genlerinde su şehirlerinin coşkusunu taşıyan Denizin kızı… Nasıl da merak içindeyim aslında nasıl da gidesim var. Hem giderken uğrayıp ta Kırcaali deki dostlarımı göresim var. Atölyelerine girip sohbet edesim çaylarından içesim var. Bizden biri var oralarda, ailemizden diyebileceğimiz kadar dost ve sıcak. Zamanın dişlilerinde oralarda duraklamış ailelerden birinin devamı. Dost insan, babacan insan Bulgaristan’ın en ünlü ressamlarından biri Kamber Kamber bu hafta satırlarımıza konuk oluyor. İnşallah en yakın zaman da bizde ona…

RODOP DAĞLARININ ENDAMINDA

Rodop dağlarının endamında bir yaşam öyküsü var Kamber Kamber’in ve ona bağlı onun bazen hüznünü bazense neşesini taşıyan bir sanatı, renklerin de coşkusunu resmederken Rodop’ların yüzlerinde hüznünü canlandırıyor acılı çığlıkların. Tablolarındaki gelinlerin gözlerine baktığınızda topraklarından koparılıp giden hüzünleri görüyorsunuz. Mutluluğu yansıtmak kolaydır yüzlerde hüznü ise çok zor. Bunu kamber üstadın tablolarında yakalayabiliyorsunuz işte… Dağların bütün çiçeklerinin renklerinin harmonisi var tablolarında. Kimi zaman gelinlerin başlarında kimi zaman eteklerinde kimi zaman nü vücutlarında. Pembeler açık maviler sarılar yeşilin bin bir tonu tutuşup el ele Rodop’ların eteklerinden tablolarda soluklanıyorlar, güzel Bulgaristan kadınlarının simalarında. Güzeldir kadınları farklı bir etkileri vardır büyülerler gibi, nazlıdırlar cilvelidirler. Bilirler erkeklerin can damarlarını. Sohbetse sohbet, endamsa endam. Tanıyorum birkaç arkadaşım var ne yalan söyleyeyim hepside birbirinden güzel kadınlar. Ben bile hayranlıkla izlemiyor değilim laf aramızda… Rodop dağları bre Pakize türküsünü birçoğumuz duymuşuzdur öyle değil mi?

TATLI DİLLİ VE HOŞ SOHBETLİ

Yöresi birçok güzellik katmış bu değerli üstada hal böyle olunca da birçok etkinliğe davet edilmesi kaçınılmaz oluyor. E sözü sohbeti kişiliği de ona keza iyi olunca etkinliklerin keyifli zamanları başlamıyor değil. Ben kaç etkinlikte bir arada bulunduğumuzu unuttum nerede ise. Tatlı dili ve hoş sohbeti kendine özgü şivesi ile nüktedan konuşmaları biz dostları arasında daha da çok sevilmesine neden oluyor. Hele ki çalışkanlığı bir tablo yapın denilen yerden en az üç tablo ile çıkmazsa şaşarsınız. Sabah görevinin başında gece başında hayatı işlercesine zevk alarak işliyor tablolarını, etrafı şöyle bir kolaçan edip hop tekrar işinin başında alıyor soluğu. Etrafındaki gençlere hiç çekinmeden saklamadan tüm iyi niyeti ile anlatıyor tüm bildiklerini. Bir haftada ne kadar çok şey öğretebilirim telaşında. Balkan sanatçılarının bu kendini bilme hallerini çok seviyorum ben. Egolarının olmayışını, sanatı sanat için sevişlerini, boyaları kokusu, fırçaları dokunuşu için sevişlerini seviyorum. Bu araçları hava atmak mağrurlanmak için kullanmayışlarını seviyorum. Mesleklerine olan saygılarını seviyorum. Ve bu saygı doğal saygıyı da getiriyor tabi ki. Biz hala saygının korkudan kaynaklanacağını sanan bir toplumda yaşıyoruz maalesef ki. Ama saygı sadece sevgiden ve şefkatten gelir. Büyük ne kadar eğilirse küçüğüne küçükte o kadar dimdik selamlar onu… Bir fidan sevginin eseridir, sevgi oldukça gelişir serpilir. Yoksa güçsüz kalır güçsüz kaldıkça kendi yetiştirdikleri de daha güçsüz. Ve işte o zaman ego ortaya çıkar. Kümeslerin de gerim gerim gerinen horozlar doğurur hayat. Sanırım bu dağlar çok şiddet gördü ki yeni nesilde sadece şefkat var, öğrencilerine sanata duydukları sevgi var. Umarım hiçbir insan sevgiyi sevgisizliklerin yokluğunda öğrenmez bu dünyada bir daha. Aldım elime sazımı habire yazıyorum da yazıyorum tanıtmadan hayatı hakkında bahsetmeden tablolarının büyüsüne kaptırıverdim kendimi. E ne yapayım salonumda üç tablosu asılı bana göz kırpıyorken tablolardan uzaklaşmak çok zor oluyor biri bana ikisi eşime hediye tabloların. Eşimi kıskanmıyor değilim hani ne yalan söyleyeyim. Ama oda hayranıdır Kamber hocanın pek bir seviyor tablolarını… Farklı bir tat bir yumuşaklık yakalıyorum bu tablolarda diye bahseder hep. E ondan değil mi birçok kişi tarafından da taklit edilmek hunharca… Ama yinede öz başka…

MESTANLI DOĞUMLU

Kimdir Kamber Kamber biraz tanımaya ne dersiniz? 1950 Sedefçe köyü, Mestanlı – Bulgaristan doğumlu olan sanatçı. 1973–1977 yıllarında Sofya’da resim eğitimi gördükten sonra şu anda yaşamını idame ettirmekte olduğu Kırcaali ‘ye yerleşiyor. Bugüne kadar Bulgaristan’da ve farklı ülkelerde otuz beşten fazla kişisel resim sergisi açmış ve birçok resim festivali, sanat fuarları ve etkinliklere katılarak Bulgaristan Türklerini başarı ile temsil etmiştir. Bunun bir kanıtı olarak ta birçok kere eserleri ödüllere layık görülmüştür. Bahsettiğimiz gibi genelde Kadın ağırlıklı olan çalışmalarında müzik ile rengi şiirleştiren ressam, yıllarca renkte sesin, seste rengin peşinde koşmuş ve bunları resimlerinde buluşturmayı başarmıştır. En son İzmir’e geldiği bir çalıştay esnasında derin derin sohbet ederken kendisi ile Rodop Dağları’ndan uzakta bir hayat düşünemediğini söylüyor ve sanatıyla ilgili şu ifadeleri kullanıyordu. “Küçüklüğümden beri resim yapıyorum. Rodop’un güzelliklerini konu aldığım dönem, gençlik yıllarıma dayanır. O zamandan bu yana Rodop kadınlarının simasını resimlerime aksettirmeye çalışıyorum. Rodop kadınlarının simasında aynı zamanda Rodop Dağları’nın şirin güzelliğini de yansıtmaya çalışıyorum. 40 yıldan bu yana Rodop Dağı’na, köye, dağa ve kadınlara dair resimler yapıyorum.

KOSKOCA BİR DAĞIN GÖLGESİNDE

Rodop sanatçıya o kadar esin olmuş ki. Koskoca bir dağın gölgesinde sakince yaşamak bu olsa gerek diye düşünüyorum. Sakinliği ruhuna da işlemiş özü sözü öz bir insan kendisi. Kimseyi incitmemek kırmamak ta en büyük kişilik özelliği. Hayatın böyle sanatçılara o kadar çok ihtiyacı var ki. Hele bencilliğin hırsın arttığı şu günlerde. Eskiye özlemle dostane bir bakış atma böyle dostlar ile mümkün sanırım. Mesleğime binlerce kez şükrediyorum yaratmanın engin güzelliği yanında böylesine dost yürekler ile tanışıyor olmanın coşkusu paha biçilmez. Kendi atalarımın topraklarından dost sıcaklığı ile kucaklanmak, o canım renklerin coşkusuna bulanmak. Rodop kızlarının güzelliğini gözlerindeki hüznünü yakından gözlemlemek. Her bir sanatçı dostum ile farklı bir derinleşmenin getirisi bu. Çok kısa bir zaman önce ablasının vefat ettiğini öğreniyorum. Buradan kendisine başın sağ olsun dileklerimi de iletmek istiyorum satırlarım aracılığı ile. Ne şanslı bir insanmış ablası Allah Rahmet eylesin. Böylesine dost böylesine sevecen, böylesine sanatçı bir insanın ablası olduğu için. Sanatçı denmekle sanatçı olunmuyor maalesef işte böyle yüreğine dokuna desturuna kişiliğine işleyecek ve sanatçı kelimesini doldura doldura söyleyebileceksiniz onun için. Ben böyle bir dostu tanımaktan onunla sohbet etmiş, aynı ortamda birçok defa fırça sallamış olmaktan çok mutluyum umarım zaten birçok balkanlının tanımış olduğu bu ender sanatçılardan birini bu satırlar ile belki adını duymamış olan az bir kesime de ben ulaştırmış olurum ki. O fırçaların resme olan coşku ile bağlılığını daha birçok etkinlikte daha çok görebilelim…  Rodop kızlarının şarkılarını Kamber Kamber’in renklerinden dinleyebilelim… Haftaya belki yine Bulgaristan’dan ya da Kosova’dan konuk olabiliriz. Allah kolumuza kuvvet, benliğimize sağlık gönlümüze sevgi ve dostluk verdiği sürece. Sevgi ve dostlukla…

 

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.