“Fıstık, karaborsa aracı olmaktan çıkmalı”
Malları depolarında saklayan fıstık lobisi yüzünden baklava ve tatlıcılar, fıstık fiyatlarının astronomik rakamlara çıkmasından rahatsız. Bakanlığın ithalatı açması için gün sayıyorlar.
Bak-Tat Derneği Yönetim Kurulu’nda görevli olarak sektörü temsil eden, Ağam Baklavaları sahipleri ve İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Veysel Murat, fıstık sorununun, had safhada olduğunu, Tarım Bakanlığı’nın buna bir çözüm bulmasını istediklerini söyledi.
Fıstık’ın aşırı zamlanmasına, fıstık lobisi mi sebep oluyor?
Geçen yıl 30 liraya aldığımız fıstığın kilosu, bu yıl 95 liraya kadar fırladı. Buna biraz da hava şartları olarak Gaziantep’in belli bir kısmına dolu yağmasıyla başladı. Ancak bu bahane ile fıstık 45 liralara çıktı. Mahsulün döküm zamanına doğru da 50 lira oldu. Bununla beraber 2012 sezonun da çıkan fıstığın 4–5 sene Türkiye’ye yeteceği söylenmişti. Gerçekten de bereketli bir yıl oldu. Ancak, rekolte çok iyi diye bahsedilmesine rağmen, rekolte bol da olsa şu an Gaziantep’te bir fıstık lobisi var. Bu lobi ambarcılık yapıyor, mal bol da çıksa, malı ucuz olarak deposuna alıyor, piyasaya azar azar veriyorlar. Hal böyle olunca, mal pahalanıyor. Dört seneden beri bunu yapıyorlardı, ancak geçen seneye kadar rekolte az diyerek yüzde 25 oranında artırabiliyorlardı. Malları depolarında stoklayan fıstık lobisi, aynı patates ve kuru fasulye örneğinde olduğu gibi, depolar da olmasına rağmen piyasaya azar azar fıstık sunulup, malı kıymetlendiriyor. Hatta komisyoncuya kendi malını gönderip, yanında çalışan adamını alıcı gibi gönderip malı alıyor. Yani mal evraksız hareket ediyor. Biz bunu Maliye Bakanı ve Tarım Bakanı’na da söyledik.
Öneriniz nedir?
Döküm zamanı gelince, yani mahsul zamanın da, gerekirse 24 saat, Gaziantep ve malın işlendiği yerler de devlet olarak, maliye olarak bu mallar kayıt altına alındığı zaman bu ambarcılar daha zor hareket edeceklerdir. Çünkü mal kayıt altına alınınca evraklı hareket edilecektir. Böyle olunca bu kez, aldım-sattım olaylar ortadan kalkacak, mal çok fazla el değiştirmeden değerinde gideceği gibi, suni bir artış da yapılamayacak.
Fıstıkçılar, ambar lobilerden rahatsızlık duymuyorlar mı?
Elbette şikâyet ediyorlar. Önceleri 500 bin lira sermayesi olan fıstıkçı, 20 ton fıstık alabiliyorken, Şimdiler de yine 500 bin lira sermayesi olan fıstıkçı, 5 ton fıstık alabiliyor. Fıstık, Gaziantep’te birçok kişi içinde bir yatırım aracı haline gelmiş durumda. Yani geçim kapısından çok yatırım aracı olmuş.
Kimler fıstıka yatırım yapıyor?
Doktor, mühendis, avukat gibi sektörle alakası olmayan kişiler sezon da fıstıkçılarla beraber mal aldırtırıyorlar ve ambar yapıyorlar. Çünkü depoyu sayan kimse yok. Örneğin, bu kadar malın var ve bunların evrakları nerede diyen yok. Ahmet’in, Mehmet’in malı oradaki bir takım fıstıkçıların elinde bulunuyor. Bir de büyük ambarcılar var. Biri 3 ton, biri 5 ton almış.”Fıstıkçıya, bu fiyat olduğu zaman benim malımı sat” diyor. Fıstıkçının da işine geliyor. O malı habersiz alıyor, satıyor. Kendi tezgâhın da ki malından çıkartıyor ve onu satıyor. Fıstıkçıların da işine geliyor. Onlar da onu kabul ediyorlar.
FISTIK AMBARCILARI CAN YAKIYOR
Ambar lobisinin önüne geçmek ithalatla mümkün olmaz mı?
Biz ithalat açılsın istiyoruz. Şu an Amerika’da, Afganistan’da, Suriye’de, İran’da fıstık var. Suriye, Afgan ve İran malları zaten kaçak olarak sınır ticareti adı ile Türkiye’ye geliyor. Devlet burada epey bir zarara uğruyor. Biz istiyoruz ki, resmi bir şekilde Türkiye’ye girsin ve içeride de bu mal evraklı bir şekilde gezsin. Şu an faturasız olarak devlete bu mallar satılıyor. Devletin vergi kaybı olduğu gibi, bizler de mağdur oluyoruz.
Siz ne istiyorsunuz peki?
Tarım Bakanımız, aynı patates ve fasulye’de olduğu gibi,”bu ürünün kıtlığından değil, suni bir artış yapılıyor. Bu artıştan bizler rahatsızlık duymaya başladık. Bu işin üzerine gideceğiz, ambardaki malları dışarıya çıkartacağız” demesi yeterli olacaktır. Ambardaki bu mallar daha da fazla kalması halinde ki geçen senenin malları olduğu söyleniyor. Depo da sağlıklı depolanmadığı gibi, fazla stoklanan mallar da aflatoksin riski oluşacaktır. Yeni mahsul 95 lira olduğuna göre, bir sene önceki malı 80 liraya satıyor. Arada 15 lira olduğu için tercih ediyorlar ama mal aflatoksinli olduğu için insan sağlığına da zarar veriyor. Bu depolara bir an önce baskın yapılması ve uygunsuz olan malların imha edilmesi gerekiyor. Tarım Bakanlığı bunları yapması sonucu, bunlar da yetersiz gelecek olursa, “biz ithalatı açmak için çalışmalara başlayacağız” demesiyle birlikte, fıstığın yüzde 25 oranında fiyatının düşeceğine inanıyoruz. Tarım Bakanı’nın konuşma dahi yapması yeterli olacaktır. Örneğin patateste ithalat yapmadılar, ama sorunu çözdüler. Fiyat bir anda normale döndü. Çünkü bu işten ciddi bir şekilde rant elde eden kesimler var. O kesimler devletin asasını ne zaman enselerin de hissederler ise bu iş normale dönecektir.
Bak-Tat Derneği olarak görüşme yaptınız mı?
Baklava- Tatlıcılar Derneği olarak, Tarım Bakanlığı ve Rıfat Hisarcıklıoğlu ile görüştük. Maliye Bakanı ile görüştük. Hala görüşmelerimiz devam ediyor. Onların da depolar da fıstık olduğuna dair duyum aldıkları ve nasıl koşullar da saklandığını ve bunların tahlil edileceğini ve uygun olmayan malın imha edileceğini bizlere söylediler. Bunlar da bir nebze bizi rahatlattı. İnsanlar mallarını riske atmayacakları için, ambarlardan çıkartıp satılacağına inanıyoruz inşallah sorun çözülür diye umuyoruz.
GELENEKSEL TAT BAKLAVA’NIN FISTIK’I YANMASIN
Peki bu sorununuzu yeteri kadar dile getirdiniz mi?
Biz bunu ağustos- eylül ayları gibi dile getirdik. Bu konuyla ilgili bir çok arkadaşımız açıklama yaptı. Ama maalesef bazı bürokratik engelleri aşamıyoruz. Şu an seçim sürecinde olmamız, talihiz bir süreç diye düşünüyorum. İnşallah seçimden sonra çözüleceğini umuyorum. Gaziantep’de fıstıkçılar bir toplantı yaptı. Ancak biz toplantıya davet edilmedik. Toplantı da fıstıkçılar ve milletvekilleri vardı. Oraya gelen kişilere farklı beyanatlar veriliyor, “fıstık değerini buldu, fıstığın değeri buydu” gibi. Ben de o zaman şunu sormak istiyorum. Bir yıl önce 30 lira olan mal, 95 lira’ya fırlaması, hangi vicdanlara sığar.
Fıstık, dünya ile kıyaslanırsa değeri oralar da ne kadar?
Dünya piyasasında değeri, taban ve tavan olarak 12 ila 15 dolar arasında bulunuyor. Yani maksimum 25-30 liraya bu mal satılırken, geçen yıl 30 lira olan ürün şu an hangi vicdanlara sığarak 95 liraya bu mal satılıyor. Bunu yapan insanlar, evlerine çocuklarına bu parayı helal diye yediriyorlar. Biz şu an baklavamızı zararına veriyoruz. Bizim baklavacılıktan başka bir mesleğimiz yok. Biz baklavanın kilosunu 50-60 liraya çıkartırsak, kimseye satamayız. Kendi karımızdan her şeyimizden fedakarlık ediyoruz ve kendi birikimlerimiz den sermayemize, sermaye katarak bu süreci yönetmeye çalışıyoruz. Sektör olarak zam yapmaya taraftar değiliz. Ürünü öcü gibi göstermeyi de doğru bulmuyoruz. Çünkü, baklava tamamen geleneksel bir ürün. Binlerce yıl geriye dayanan ve tamamen el eğmeği olan bir meslek. Bu mesleğin yok olmasını istemiyoruz.
Bu konuda önerileriniz nedir?
Mahsul zamanı, ya da bir yıl boyunca ithalatı serbest bırakarak dünya’nın çeşitli yerlerinden bir takım fıstık’ın Türkiye’ye sokulmasıyla önüne geçilebileceğini düşünüyorum. Belki bizim yerli ürünümüz kadar, ithal fıstıklar aynı kalitede değil, ama arada bu kadar fark yok. Sadece baklava sektörü değil, helva, çikolata ve lokum sektörü de bundan mağdur. Şu anda Türkiye’nin çok büyük firmalarından birisinin fıstıklı ürün üretmediği ve fıstık’ı boykot ettiği duyumunu da aldık. Tamamen zarar etmesinden dolayı böyle bir karar almışlar.
Baklava’nın Osmanlı dönemine dayandığı biliniyor değil mi?
Osmanlı dönemin de, baklava alayı, diye bir alay olduğu biliniyor. O alaydan da yeniçeriye törenle baklava ikram edilirmiş. Bahşiş olarak da baklava ustalarının açtığı hamura para atarlarmış. Eğer o para, hamuru, yufkayı yırtar ise mesleğini iyi yaptığı için, ona bir kese altın ikram ederlermiş. Böyle geleneksel ve tamamen doğal kalmış bir ürünü sektörün bu hale getirmeleri bizleri üzüyor. Baklava bir sanayi ürünü değil, endüstriyel bir ürün değil. Tamamen yüzde 80-90 el emeği ile yapılan bir sanat ve bin seneden bu yana gelen bir meslek. Bu meslekte ise fıstık’ın yeri ayrı ve çok önemli olduğu göz ardı edilmemeli diyorum.
Ankara’ya vereceğiniz mesaj nedir?
Biz Ankara’dan şunu istiyoruz; Sayın Bakanımız çıksın ve “Bu fıstık yeterlidir, biz bunları ambarlardan çıkartacağız fıstık ambarcılarına, karaborsaya dur diyeceğiz, eğer ki yine de durduramaz isek, ithalat için çalışmalar yapıyoruz ” Şeklinde bir konuşma yapması halinde fıstık’ın yüzde 25-30 geri geleceğine inanıyorum. İthalatı açacağız demelerinin lafı dahi düşürüyor, açmak değil. Eğer ithalat açılırsa önümüzdeki yıllarda da bunu rant aracından çıkacağına inanıyorum. Sadece fıstık değil, rakibi olan, ceviz ve badem gibi ürünlerin fiyatını da tetikliyor. Devlet büyüklerimizden bunun çözümünü bekliyoruz. Patates olayında bakan bir açıklama yaptı, bir hafta içerisinde makul fiyatlara ürün geldi. Fasulye’de de aynı şekilde oldu. Şimdi sıra fıstık’a geldi. Türkiye’de artık bu şekilde para kazanan bir kesim oluşmuş, bu kesimin oluşması kendi şahsi görüşmeme göre, denetimlerin eksikliğinden kaynaklandığına inanıyorum. Fıstık artık karaborsa aracı olmaktan çıkmalı diyoruz. Babamızın bize zamanın da dediği, mazotu, gazı karaborsa satarlarmış. Ürün var, ancak yine de Fıstık’ın bu duruma geleceğine aklımız kesmezdi.