Giderek yayılan salgının henüz aşısı yok ancak tedavisi var
Giderek yayılan salgının henüz aşısı yok ancak tedavisi var
Son haftalarda Çin’de özellikle çocukları etkileyen “gizemli zatürre salgını” haberlere konu olmaya başladı. Çünkü dünyanın farklı noktalarında da vakalar görülüyor. Bu da bazı endişeleri beraberinde getirdi. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) bu konuda kapsamlı bir açıklama yaparak, bu salgın hakkında bilgi verdi. TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Sözcüsü Prof. Dr. Berna Kömürcüoğlu, korunmak için nelere dikkat edilmesini anlatırken, bu mikroba bağlı pnömoninin (zatürre) tedavisi bulunduğunu vurguladı.
DSÖ’ye göre yeni bir virüs değil
Kasım ayı ortalarından itibaren Çin’de grip benzeri solunum yolu enfeksiyonu ve pnömoni nedeniyle hastaneye başvurularda artış bildirilmeye başlandığını hatırlatan Dr. Kömürcüoğlu, şu bilgileri verdi: “Bu salgından özellikle çocukların etkilendiği, hastaneye başvuru ve yatış gerektiren zatürre vakalarında artışın görüldüğü bildirildi. Çin’den sonra Orta Avrupa Danimarka ve Fransa’da vaka artışları bildirilmeye başladı. COVID-19 salgınından sonra tüm dünya salgınlar konusunda hassas, bu nedenle ‘yeni bir salgın mı” endişesi oluştu. Ancak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre; yeni bir mikrop yok. Çin’deki salgında etkenler mevsimsel grip etkeni olan influenza, RSV, SARS-CoV-2 yansıra özelikle çocuklarda yoğun olarak Mycoplasma pneumoniae’ya bağlı olduğunu görüldü.”
Her 4-7 yılda bir salgın oluyor
Mycoplasma pneumoniae’nın aslında mevsimsel solunum yolu enfeksiyonu ve atipik pnömoni etkenleri arasında üst sıralarda yer aldığını ve her 4-7 yılda bir pnömoni salgınına neden olduğunu belirten Kömürcüoğlu, şunları söyledi: “Özelikle 3-7 arası çocuklar ve 40 yaş altı genç erişkinler etkileniyor. Dünya çapında mycoplasma pneumoniae nedeniyle en son vaka artışları 2016-2017 yıllarında bildirilmiş. COVID-19 pandemisi sırasında alınan önlemlerin gevşemesi ve kış mevsiminin gelmesiyle enfeksiyonlarda artış olduğu düşünülüyor.”
Yavaş gelişiyor, süreç uzuyor
Bu hastalığın belirtileri hakkında ise Kömürcüoğlu şu bilgileri verdi: “Yyavaş gelişen enfeksiyon oluşturuyor, farenjit, trakeobronşit ve pnömoniye neden olabilir. Enkübasyon süresi bir- üç haftaya kadar uzayabilir. Gribal enfeksiyon gibi başlıyor. Başlangıçta öksürük, halsizlik ve baş ağrısı ile başlıyor. En sık bulgular farenjit, boğaz ağrısı, düşük ateş, kas ağrısı; burun akıntısı ve burun tıkanıklığı. Hastalığın yavaş gelişmesiyle semptomlar giderek artmakta, hastalar grip geçirdiğini zannederken zatürreye dönüşebilir bu nedenle ‘yürüyerek gelen zatürre’ hastalığı olarak adlandırılmakta. Gribal yakınmaların ağırlaşarak devam etmesi, öksürük ve solunum zorluğunun artması zatürre açısından uyarıcı, mutlaka doktora başvurmak gerekiyor.”
Henüz aşısı yok tedavisi var
Hastalığın bulaşıcı olduğunu belirten Kömürcüoğlu, korunmak için alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı: “Hastalık öksürük, hapşırık ile ortama yayılan hava yolu sekresyonları ve bunların el teması ile bulaşıyor. Bu nedenle maske kullanımı ve el hjjyenine dikkat edilmesi ve kalabalık yerlerde ortam havalandırılması önemli. Mycoplasma pneumoniae’nın henüz aşısı yok, ancak tedavisi var. Antibiyotik tedavisinden yararlanıyoruz. Kış aylarına girdiğimiz bu günlerde ülkemizde de vaka artışları olabilir, gerekli bireysel koruyucu önlemlerin alınması ve hasta olanların kendilerini izole etmeleri enfeksiyonun yayılmasında önleyici olacaktır.”