Güneydoğu Avrupa’nın Güvenliği

Sofya’da 09 Eylül 2010 tarihinde uluslararası düzeyde ilginç bir konferans düzenlendi. Konferansın ana konusu “Güneydoğu Avrupa Güvenliği” üzerineydi. Söz konusu konferansta Bulgaristan adına DANS Başkanı (Ulusal Güvenlik Kurumu) konuşma gerçekleştirdi. Balkanların jeopolitik haritasının çizildiği konunun temeli Bulgaristan’a getirildi. Orta ve uzun vadede Bulgaristan’da teröre uygun koşullar yaratılacağı iddia edilirken, ülkede yaşayan azınlıklar kast edilmek suretiyle, “Kafa karıştıran dış güçlerin” temaslarından uzak tutulması isteniyor ve öneriler sıralanıyordu.

Ulusal Güvenlik Kurumu Başkanı konuşmasının devamında; dünyanın her yerinde fakirlik ve terörün yer almaya başladığını, hayat standardı düştükçe ve işsizlik arttıkça beklenmedik toplumsal olayların arttığı hususu dikkat çekiyordu. Balkan savaşları hafızalarda hala tazeliğini koruyor. Sınırlar öyle çizilmektedir ki,  her ülkede çoğunluğun yanında yaşamaya mahkûm edilen azınlıklar oluşmaktadır. Ne yazık ki azınlıkları barındıran ülke hükümetleri, azınlıklardan kurtulmak için en kolay yolu seçmekte ve ülke dışına sürgün yoluna gitmektedirler. Ülke içinde kalanlar için ise entegrasyon politikası yürütüleceğine, asimilasyon politikası tercih edilmektedir.

YAKIN GEÇMİŞTEKİ ÖRNEKLER

Ülke içinde yaşayan azınlıklarla barışamayan hükümetler, soy kırıma kadar gitmektedirler. Yakın geçmişte Bosna’da Sırplar tarafından Müslüman Boşnaklara uygulanan katliamın acısı, Bulgaristan’da Türklerin ve Müslümanların isimlerinin silah zoruyla değiştirilmesi, ilk etapta 300 binden fazla Türk’ün yaşadıkları topraklardan yurt dışına sürgün edilmesi hala akıllarımızdan çıkmamakta...

Bulgaristan’da azınlık durumda yaşayanların, hükümetlerden yeterince ilgi görüp göremediği sorusu da geliyor akıllara. Bir avuç “milliyetçi” kesilen toplumun önünü ne yazık ki hükümetler kesmiyor. Ülke  içinde sistematik olarak İslam değerlerine saldırıların önü bir türlü önlem alınıp kesilmiyor. Ülke içinde yaşayan Müslümanların hür iradesine ise saygı duyulmuyor.

Bulgaristan siyasetin, duayeni Jelyü Jelev,  Komünizm’in çöküşünden demokrasiye geçiş sürecinde kan dökülmediğini her fırsatta söylemeyi unutmuyor. Bulgaristan’da yaşayan Müslümanlar hiçbir zaman devletine silah çekmemiş, ayrımcılık taleplerinde bulunmamışlar. Onların tek istedikleri Bulgaristan anayasasına saygılı,  anayasal hakları çerçevesinde doğdukları topraklarda huzur içinde yaşamaktır. Bundan dolayı DANS Başkanı,  orta ve uzun vadede ülkede terörün hortlayacağına inanacağına, ülkede yaşayan azınlıklara hitaben ülke yöneticileri huzur dolu, hür bir hayat garantilesinler yeter.

 

Benzer Videolar