HARÇ BİTTİ, YAPI PAYDOS!

HARÇ BİTTİ, YAPI PAYDOS! Şairin dediği gibi,”Kimi çok sevdiysek gitti.” Bu sözlere en çok yakışan isim de, Slaven Bilic oldu. Türk sporunun bir klasiğidir aslında!  Gelişler her zaman çok hareketli ve coşkulu, ancak vedalar sessiz olur genel de… İşte tam da bu açıdan pek alışık olmadığımız sahneler gördük.  Ümraniye Nevzat Demir Tesislerin de. Beşiktaş ile yollarını ayıran teknik direktör Slaven Bilic ve kaptan Tomas Sivok için küçük ama şık bir veda töreni izledik. Törene Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman ile birlikte tam kadro olarak yönetim kurulu üyelerinin veda törenine katılması, profesyonellik ve centilmenlik örneği oldu. Bu tablo her kulüpte yaşanmadığı için bünyemiz alışkın değil tabi. Başkanın, “Çok sevdiğimiz Bilic ve ekibi” ifadesi kullanması ise oldukça anlamlı. Genel de başkanlar, teknik adamlara yol verirler ve kapı dışarı yaptıkları hocalarının arkasından bir teneke çalmadıkları kaldığı için tören yapmaları bünyemize ters geldi, alışık değiliz ya… BEŞİKTAŞ’A YAKIŞIR ŞEKİLDE GİTTİ Fikret Orman’ın, “Birlikte 2 zor yıl geçirdik, hocamızın ve teknik heyetin hakkını vermek lazım. 3 kulvar da mücadele etmek, bir de statsız oynamak kolay değil. Üstüne birçok sıkıntıya katlanmak her baba yiğidin harcı değil” şeklinde konuşması etkili oldu. Bilic’in tam bir Beşiktaşlı gibi yönetimle koordinasyon içinde çalışması her takımda görmek istediğimiz bir tablo aslında. Sonrasın da, “Beşiktaş’ta maç skorları istenildiği gibi olmadı, ancak şampiyonluğu en çok Bilic istiyordu” demesi ve bununla birlikte Bilic’e kartal heykeli, yardımcılarına da plaket verilmesi başkanın kalitesini bir kez daha ortaya koydu. Bilic’in veda konuşmasında ise,  “Şampiyon olamadıysak sorumlu benim, kalbimiz daima burada atacak. Beşiktaş benim kulübüm, buraya geldiğim de söylenen bir şey vardı. “Türkiye’ye geldiğin de önemli olan seni kaç insanın karşıladığı değildir. Önemli olan seni kaç kişinin uğurladığıdır” sözleri kolay unutulmayacak. Kendisinde en çok iz bırakan, ise tesiste geçirdiği her gün saat 9’da gelmek, emekçilerle selamlaşmak ve onlara günaydın faslından sonra birlikte kahvaltı yapmak, kahve içmek olmuş. “İki yıl boyunca her şey harikaydı” sözlerini şimdiye kadar kaç kişiden duyduk acaba, hatırlayan var mı? Kalbi siyah-beyaz renklerle atan bir hoca, şimdiler de bir taraftar. Bunun ötesinde adam gibi adamdı Slaven Bilic, aldığı her kuruş helal olsun. Şu noktadan sonra, Şenol Güneş’in yapması gereken tel şey. Bilic’in yapamadığını başarmak. Yani; İşin finaline getirdiğin de ayakta kalabilmek.
Benzer Videolar