Herşeye Hazırız da !
Gazetemiz haftalık olduğu için mümkün olduğunca köşe yazılarımı bir kaç gün öncesinden hazırlamaya gayret ediyorum. Ön hazırlık yapmak hayatımızın zaten her alanında mevcut değil mi? Bebeklik döneminden başlarsak, doğum öncesi ve sonrası heyecan içinde yapılan hazırlıklar. Bebek büyür okul öncesi hazırlıklara başlarız. İlk ve orta öğretim biter bitmez üniversiteye hazırlık telaşı. Kazanırsan bir nebze şanslısın da, kaybedersen tekrar kazanmak için baştan hazırlık. Hayatın başka alanlarına bakacak olursak, sünnet veya düğün yapacak olsak, aylar öncesinden hazırlık başlar. Futbol takımlarımız desen, lig öncesi yeni sezona hazırlık yaparlar. Yol yapsak yollar trafiğe, hava alanı açsak, alan uçuşa hazırlanır. Seçim olsa, siyasi partiler harıl harıl seçimlere hazırlanır. Kıyafetlerimiz bile hep hazır giyimde değil mi? Şimdilerde kaç kişi terzilerde pantolon ve ceket diktiriyor acaba? Yiyeceklerimiz desen keza öyle. Dışarıda yediğimiz menüler bile hep hazır değil mi? Bol ketçaplı ve mayonezli hamburgerler vs. Askere gitseniz hazır kıta beklersiniz. Neden mi?
Düşman saldırılarına karşı hazırlıklı olmalısınız çünkü! Sadece kuru kuruya beklemekle olmuyor tabii ki, her yıl onlarca tatbikat yaparsınız savaşa hazırlıklı olmak için! Nasılsa bilgisayar ve klavye hazır elinin altındayken yaz yaza bildiğin kadar. Bir kaç satır daha ilave ettin mi. Al sana bu haftaki köşe yazın bile hazır hale geliyor.
UZUN LAFIN KISASI
Uzun lafın kısası, konuyu şuraya bağlamak istiyorum. Son günlerde ülkemizin ana gündem maddesi Kürt açılımı. Bu konu hakkında görsel ve yazılı medya da yüzlerce haber yapıldı. Televizyon kanallarında yapılan açık oturumların sayısını bile hatırlamıyorum. Halen de devam ediyor. Olumlu yaklaşanlar olsa da tepkiler çığ gibi büyümeye devam ediyor! Hele son nevruz kutlaması adı altında Diyarbakır mitinginde yaşanan bayrak krizi bardağı taşıracak bir hareket gibi durmaktadır. Daha önceleri de iktidar ile BDP arasında çözülmeye çalışılan terör sorunu, BDP'nin her seferinde barış sürecini daraltan politikası nedeniyle sekteye uğradığını hepimiz biliyoruz. Toplum nezdinde güvensizlik yaratan birçok davranışı bulunan BDP'nin şu an ki meclisteki kadrosunun iktidar partisi ile kafa kafaya verip, barış süreci konusundaki girişimlerinin, kendi yandaşları dışında ne kadar rağbet gördüğü sizlerin takdirine kalmıştır. Bence AKP ve BDP kendi arasında maç yapmaya devam ederse, bu maç uzatmalarda bile bitmeyecek gibi gözükmekte! İş penaltılara kalırsa bence sonucu seçmen tayin edecektir. Şut ve gol!!! Şunu asla unutmamak gerekir. Bir maçın güzelliği taraftarın olduğu bir atmosferde yaşanır. Kendi aranda maç yaparsan ne attığın gole, ne de yediğin gole sevinirsin. Bilmem anlatabildim mi!
Not: Umarım bu dostluk maçı sonrası! taraftarlar birbirine girmezler