İNSAN OLMAK!
"Rabbin o zaman meleklere demişti ki: 'Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Artık onu düzenleyerek (hilkatını) tamamlayıp ona da rûhumdan üfürdüğüm zaman kendisi için derhal (bana) secdeye kapanın.' Bunun üzerine İblis'ten başka bütün melekler secde etmişlerdi. O (İblis) büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu. Allah: 'Ey İblis iki elimle (bizzat kudretimle) yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi oldun?' buyurdu. İblis dedi: 'Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten, onu ise çamurdan yarattın.' " (Sâd, 38/71-76. Ayrıca bk. A'râf, 7/12; Hicr, 15/29; Secde, 32/8-9) her şey burada başladı. İnsan olmak merhameten, mütevazilikten, hoşgörüden gelir. Kibir ve ego şeytandandır. İnsan olabilmek için egomuzla mücadele etmeliyiz yoksa ego ruhumuzu sarar ve insanlıktan çıkarız, esfel-i sâfilîn oluruz yani sefillerin en sefili, Cehennemin en aşağı tabakasındakiler, hayvanlarında en aşağısındakiler oluruz Allah muhafaza.
İnsan olmak alçak gönüllü olmaktan geçer, iyilik yapmakta, iyi olmaktan geçer. Günümüzde iyiler enayi kötülemesiyle karşılaşsa da iyi olmak insanlık gereğidir.İnsanın değerini karakteri, kişiliği ve insancıl vasıfları belirler. Şimdilerde malı, kariyeri ve toplumdaki statüsü belirliyor buda şeytandandır. “Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takva sahibi olanınızdır. Allah ise her şeyi bilir, her şeyden haberdardır”. (Hucurat suresi 13.ayet) Kimse kimseden üstün değil. "Siyah derili olanın beyaz derili üzerine bir üstünlüğü yoktur, beyazın da siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur." Allah bütün insanları Hz Âdem (as)’den yaratmıştır. O halde hiç kimse, milliyet, renk, dil ve benzeri beşeri yaratılışla ilgili farklılıklar sebebiyle diğerinden daha üstün değildir.
İnsanın Allah’ın yeryüzünde halifesi olması itibariyle, O’nun bütün isim ve sıfatlarına mazhar olan hazarat-ı hams ve meratib-i vücudu kendinde toplayan kişiye insan-ı kâmil denir.Peki, ölenler kim? Öldürülenler kim? Eziyet görenler kim? Eziyet edenler kim? Sevenler kim? Sevmeyenler kim? Ne diyordu değirmenci; “Bu nasıl çark ulan! Buğday bizim, ezilen biz. Un olan biz, aç kalan biz. Kimdir bu doymak bilmeyen soysuz?”
İyilerin kaybettiği kötülerin kazandığı bir dünyadayız, bir gün iyi insanların kazanacağı güne uyanacağımız hayalini kuruyorum. Tebessümün hakim olacağı, adaletin terazisininşaşmayacağı, Çocukların yetim kalmadığı, akrabalıkların candan olduğu, komşulukların gönülle yapıldığı, dedi kotunun gıybetin olmadığı, insani değerlerin her keste bol bol bulunduğu o güzel günlerin gelmesi temennisiyle Allah’a ısmarladık, hoşça kalın…