İran – Azerbaycan Arasında Gerginlik
Azerbaycan’ı ilk tanıyan Türkiye ve akabinde Pakistan tanımıştı. İran ise zamanında, Azerbaycan’a önce Ermenistan’ı devlet olarak tanı sonrasında biz Azerbaycan’ı devlet olarak tanırız demişti. Güney Kafkasya bölgesinde 30 yıldır İran sürekli olarak Ermenistan ile yakınlaşmış ve ticari ilişkilerini, savunma sanayi ve ikili ilişkilerini Ermenistan ile arttırmıştır. İran’ın bir İslam Devleti olarak Ermenistan ile böylesi yakınlaşması neyi ifade etmektedir? Bunlar uzun süredir bilinen etkenlerdir. Peki İran Neden Azerbaycan Sınırında Hareketlendi?
İran Kara Kuvvetleri Komutanı Haydari açıklama yapmıştı; Kelbecer – Zengilan ve Cebrail bölgesinin karşı tarafından başlayarak bir tatbikat yapılacağını belirmişti. Şimdi öncelikle İran’ın asıl rahatsızlığı, Azerbaycan’ın Türkiye ile birlikte işgal edilmiş olan topraklarını kazanması olmuştur. Sonrasında İran, bu olayı tam olarak benimseyemedi. İran tırları Azerbaycan Devletinden izinsiz kurtarılan bölgelerden girip Ermenistan’dan çıkıyordu. 11 Ağustos’ta Azerbaycan, İran’a izinsiz geçilen bölgelerin Azerbaycan tarafından alındığını belirtmiş bir nota vermişti. Rus barış gücünün kontrolünü sağladığı geçiş noktasından İran hem izinsiz hem vergi ödemeden geçmektedir. Bu izinsiz geçiş mevzusu elbette Azerbaycan’ın egemen toprakları üzerinde İran’ın sözünün geçemeyeceğini İran’a göstermiştir. Rusya’nın bölgede yapamadığını İran yapmaktadır. Dolayısıyla iki devlet arasında ilişkiler gerilince İran, Azerbaycan sınırında bir askeri tatbikat yapacağını belirtti. Aliyev tatbikat kararına çok net bir açıklama yaptı. “Kurtarılan bölgelerde neden İran 30 yıldır tatbikat yapmıyordu da biz kurtardıktan sonra yapma kararı aldı?”
Evet Ermeniler zamanında 30 yıl boyunca o sınırda tatbikat yapmamış olan İran bugün hangi fikriyat ile kurtarılan bölgelerde tatbikat yapmak istemektedir. İran Dışişleri Sözcüsü Hatipzade, Aliyev’e cevap olarak İran sınırları yakınlarında Siyonist yapılanmaya müsamaha göstermeyecektir açıklamasını yapmıştır. Bu cümle tüm mevzuyu özetlemektedir.
İran’ın birinci rahatsızlığı, Kuzeyde Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan askeri ittifakının olmasıdır. İran’ın ikinci rahatsızlığı, Azerbaycan – İsrail ilişkilerinin çok iyi olmasıdır. Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri kötü ancak Azerbaycan’ın kurulduğu ve bağımsız olduğu ilk günden bu yana İsrail ile ilişkileri iyidir. Bu uluslararası ilişkilerin en doğal hâlidir. Sovyetlerin dağılması sonrası bağımsızlığını kazanan devletler arasında İsrail ile diplomatik ilişkilerini kuran ilk devlet Azerbaycan’dır. İsrail aynı zamanda Azerbaycan’ın en büyük petrol ve doğalgaz müşterisi durumundadır. Azerbaycan ise İsrail savunma sanayisinin tüm ürün ve teçhizatına ulaşabilmektedir. İran bu ilişkiden rahatsızdır. İsrail’in Azerbaycan toprakları içerisinde askerî üsler bulundurduğunu iddia etmektedir. İran Devrim Muhafızları Kara Komutanı ise açıklamasında ; “İran komşularından Siyonist rejiminin sızmalarına karşı uyanık olmalarını beklemektedir.” Açıklamasını yapmıştır. Bu ifade Azerbaycan’ın İsrail ile olan ilişkilerinden rahatsızlık duyan İran’ın ilişkileri daha da sıkıntılı yerlere götürmekten de çekinmeyeceğini göstermiştir. Bir egemen devletin hangi devlet ile iş birliği yapacağının aklını vermeye çalışan İran diplomasiden bir haber tehditkar ve imalı açıklamalar ile bir yere varamayacaktır. Dış politikayı bu hale getiren İran’ın mezhep kutuplaşması oluşturması, bölgede tehditkar ve saldırgan bir politika izlemesi şaşırtıcıdır. İran gibi kadim bir geçmişe sahip devletin diplomasinin ruhundan uzak davranışlar sergilemesi beklenilmeyen davranışlardır. İran sınırları içerisinde milyonlarca Azeri Türkü kardeşlerimiz yaşamaktadır. İran’ın en iyi geçinmesi gereken devlet Azerbaycan’dır. Tam aksine İran’ın bölgedeki varlığı komşularına rahatsızlık vermeye devam etmekte ve bölgenin huzur ve istikrarını sekteye uğratmaktadır. İran’ın son olarak, Azerbaycan’ın yalnız ve çaresiz olmadığını benimsemesi gerekmektedir. Azerbaycan demek Türkiye demektir.