Karakol

Son günlerde bölücü hainlerin tekrar başlıyan terörist eylemleriyle hedef alınan karakollarımızda askerlerimizin şehit edilmektedir.Bu da haklı olarak  toplumda rahatsızlık yaratıyor.Neticede şehit olan askerlerimiz bu vatanın savunması için görev yapan evlatlarımız veya  , kardeşlerimizdir , bizim canlarımızdır.Allah kimseye evlat acısı vermesin,ateş düştüğü yeri yakıyor.O şehidin geride kalan evladı , eşi , annesi , babası veya yakını olmak kolaymıdır.Evet vatan için gerekirse can vereceğiz , ama uluslararası egemen güçlerin çıkarları için kurduğu pis tezgaha maşa  olan teröristlerin kahpe kurşunlarına hedef olmak da kabul edilebilecek gibi değil.Hele bir de içimizden bazılarının bu alçaklığa adeta alkış tutar gibi davranması , bir kısım basının teröre destek anlamına gelecek tavırlar içinde olması , terörist  canilere af istenmesi , insanı iyice üzüyor.

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti binlerce yıllık geçmişi  ve  çeyrek asırdır süren terörist saldırılarında edindiği bunca deneyimden sonra karakollarında  bu zafiyeti yaşamamalıydı. Yıllarca  bir çok hizmet  imkansızlıklar içinde kıt kanaat yerine getirildi.Subay,astsubay,uzman ,erbaş ve erlerin fedakarlıklarıyla işler yürütüldü.Fakat bugün yaşananlar ister istemez sistemin sorgulanmasına yol açıyor.Muhalif çevrelerin kayıpları fırsat bilerek orduyu yıpratan bir kampanyaya dönüştürmesi  kamuoyunda destek te bulmaya başladı. Elbette silahlı çatışmanın doğası gereği zayiat olacaktır.Fakat görünen manzara sadece “askere karşı psikolojik harekat yapılıyor”’la açıklanacak gibi değil.

Terörle mücadelede sabit karakollar daima saldırılar için çok uygun bir hedeftir.Dünyada bunun örnekleri doludur.Eğer sabit karakol tesis etmek zarureti varsa bunca yıldır hiç olmazsa bina olarak savunma imkanları daha uygun olan  hakim araziye muhkem binalar inşa etmek gerekirdi.Bu niye yapılamadı da gecekondu gibi derme çatma binalarla hizmet verilmeye çalışılmakta? Yine bu işin stratejisi gereği belli noktada teröristin saldırısını beklemek yerine bir zamanlar gayet başarıyla yürütülmüş olan  “alan hakimiyeti” teorisi gereği hareketli birliklerle arazide terörist takibine ağırlık verilmesi daha uygun olmazmıydı.  Ünlü Rus mareşali Aleksandr Vasilyeviç Suharov’un bir sözünde bunun cevabı var ; “piyadenin göğsü ile savaşılamaz , onu ateş ve manevra ile korumak gerekir” der.Hem karakol tesisi ederek hedef oluyorsunuz , hem de ateş desteği sağlıyacak unsurlarınızı çatışma bölgesine ulaştırmakta gecikiyorsunuz, bunu anlamak zor. Yine çok sevdiğim bir söz var ; “hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz”. Her hain saldırıdan sonra hava sisliydi ,yağmurluydu , görüş imkanları kısıtlıydı , gece karanlıktı , pusu olur diye araçları çıkarmadık , vs.vs. gibi mazeretler güven sarsıyor.Bu işin mazereti olmaz.Şartlar belli , ona göre tedbir alacak , karakolları tahkim edecek, her türlü teknik malzemeyle güçlendireceksin.

Diğer bir sorun ise buralarda tesis edilen karakollar stratejik olarak  ne anlam ifade ediyor , ne işe yarıyor, vatandaş bunu da merak ediyor. Hadi sınır boylarındakini anlıyoruz.Fakat ülke topraklarının neredeyse ortasında yer alan bu karakollar mevzi savunması yaparak neyi sağlıyor. Mehmetçikler karakolumu  bekliyorlar , yoksa teröristlere karşı bir operasyonmu yapıyorlar?Komutanlarımız bunları yeniden düşünmeli ve terörle mücadelenin hata kabul  etmediği gerçeğini göz önünde bulundurarak ; herkesin evladının çok kıymetli olduğu , şehit haberlerinin vicdanları kanattığı , bazı alçakların  bunu fırsat bilerek Türk milleti ve devleti aleyhine kulanmasından dolayı çok üzüldüğümüz unutulmamalı.

Türkiye’nin maddi ve manevi gücü terörle mücadelenin gerektirdiği kaynakları yaratmaya ve teknolojik silah ve teçhizatı temin etmeye yeterlidir.Ne yapıp yapmalı , terör eylemlerinde kayıpları sıfıra indirmek ve terörist kayıplarını bir daha böyle bir saldırıya cesaret edemiyecekleri düzeye çıkarmak için  ne gerekiyorsa yapmalıdır.   

Son saldırılarda şehit olan kahraman askerlerimizi  ve bu vatan uğruna  ebediyete intikal eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor , kahraman gazilerimize ve onları  yetiştiren cefakar ve hüzünlü  annelerine  anneler gününü kutluyarak saygılarımı sunuyorum.

Süheyl ÇOBANOĞLU

 

 

 


Benzer Videolar