Kartal Ülkesi :Şkiptare


Tiran şirin bir şehir. Kimi evler rengarenk boyanmış. Enver Hoca dönemlerinin izlerini silmeyi başarıyor Arnavutlar. Bir dönem bu ülkeyi bütün dünyaya kapatan Enver Hoca bu insanlara nasıl bir kötülük ettiğinin farkında mıydı acaba? Komünist Arnavutluk’un sadece Çin ile biraz ilişkileri vardı. Onun dışında Avrupa’nın ortasında yabancı bir ülke gibiydi Enver Hoca’nın Arnavutluk’u. Düşünün ülkede araba ithalatı bile yasakmış zamanında. Komünist partinin üst düzey yöneticilerinin makam arabalarının dışında halk araba nedir bilmiyormuş, ta ki 1997’ye kadar. Arnavut halkı araba kullanmayı daha yeni yeni öğrendiği için aslında yadırgamamanız gereken garip bir trafik kaosu ile yüzleşiyorsunuz Tiran’da.

Ülke, belki de coğrafi yakınlıktan dolayı, İtalya’nın etkisinde. Televizyonlarda en çok İtalyan kanalları seyrediliyor. Genç kızlar İtalyan aktrislerine özenmişler. Sokakta bile televizyon programlarına çıkar gibi şık giyiniyorlar. Bu güzellik elbette Tiran’ın havasını çok değiştiriyor. İnsanların çoğu İtalyanca biliyor ve hemen hemen herkesin İtalya ile bir alakası var mutlaka. Türkiye’ye de saygı büyük. Osmanlı döneminde daha imparatorlukta ayrıcalıklı bir öneme sahipti Arnavutlar. Türkiye’de yaşayan Arnavut kökenlileri, biraz da dış politika amacı güderek, diaspora Arnavutları olarak tanımlıyorlar. Bunun gerçekliği ne kadar? Tartışılır tabii…

Tiran’a 45 dakika mesafede enfes manzarası olan bir şehir var: Kruja. Sarp dağların eteklerinde kurulu tarihi bir şehir. Osmanlının bölgeye hakim olmaya başladığı dönemlerde isyan eden İskender Bey’in mekanı Kruja Kalesi bölgeye hakim bir noktaya inşa edilmiş. Daha sonra kalenin içinde inşa edilen konak, bölgedeki Osmanlı valisinin evi olarak kullanılmış. Buradan gün batımını seyretmek inanılmaz bir güzellik. Yüksek yüksek tepelerdesiniz, önünüzde Adriyatik Denizi uzanıyor ve güneşin batışını öylece seyrediyorsunuz. Buraya neden “Kartal Ülkesi” dediklerini daha iyi anlıyorum şimdi.

Arnavutluk’un sorunları var tabii. Ama her şeye rağmen insanları umutlu. Arnavutluk’un güneyi (Kuzey Epir) hala Yunanistan ile sorunlu bir bölge. Bölgedeki Rum Azınlığın hakları konusunda önemli ilerlemeler sağlanmış ancak Yunanlıların zaman zaman bölgeyi Yunan toprağı olarak tanımlamaları Arnavutluk’u rahatsız ediyor haliyle. Keza Epir’in Yunanistan tarafındaki bölgesinde de (Güney Epir) Arnavut azınlık yaşıyor. Ancak Yunanistan, bırakın oradaki Arnavutlara azınlık demeyi, o bölgede Arnavut olduğunu bile kabul etmiyor. Zira, 1944 yazında Güney Epir’de binlerce Arnavutu kamplara gönderdi, geride kalanları çoluk çocuk demeden katletti Yunan ordusu. Ama bu katliam tarihin tozlu sayfalarının arasında kaybolmuş durumda.

Ülkenin ekonomik durumu düzelmeye yüz tutmuş. Elbetteki Arnavutlar mevcut durumdan memnun değil ama kayıt dışı ekonomi bir çok insanın gelirinin artmasına sebep oluyor. Yurt dışında yaşayan Arnavutlar ülkelerine iyi paralar akıtıyorlar. İşte bu ekonomik hareketliliği kayıt altına almayı başarıp bir sistematiğe oturtabilirlerse Avrupa Birliği’ne aday bir Arnavutluk çıkar karşımıza, hiç şaşırmamalıyız o zaman.

Kısacık bir ziyarette çok şey öğrendim bu ülke hakkında. Elbette daha duyamadıklarım, göremediklerim de çok var; biliyorum. Tiran’dan ayrılırken kalbimde sıcak anıların tazeliği hep kalacak gibi. Eski dostları yıllar sonra yeniden görmek burada, enfes Arnavut yemeklerinin tadına bakmak belki beni bir gün yeniden sürükler Kartal Ülkesi Şkiptare’ye…!

 

Benzer Videolar