Kendine Güven, Güçlü Ol!
Öz farkındalık, iç dünyanızın, düşüncelerinizin, duygularınızın ve inançlarınızın anlaşılması ve tanınmasıdır. Tüm duygularınızın, düşüncelerinizin ve inançlarınızın farkında olmak, gerçekte kim olduğunuzu anlamak anlamına gelir. Bu kişisel gelişiminiz için çok önemlidir. Üstelik kim olduğunuzu genç yaşta anlamak, kurduğumuz hayatların daha mutlu ve daha tatmin edici olmasını sağlar. Kendine güvenen insanlar güçlü ve zayıf yönlerini bilirler. Bunun yanı sıra bu kişiler düşüncelerini, duygularını ve motivasyonlarını arzuladıkları sonuçları üretmek için yönetebilirler. Bir kişinin öz farkındalığı ne kadar yüksekse, düşüncelerini ve inançlarını olumlu yönde değiştirme olasılığı o kadar yüksektir. Çünkü insanlar duygu ve düşüncelerinin kendilerini nereye yönlendirdiğini anlayabilir ve duruma müdahale edebilirler.
Öz farkındalık, kişiliğiniz ve kişilik deneyiminizdir. Ancak öz farkındalık ve farkındalık genel olarak karıştırılır. Bu açıdan farkındalık, kişinin çevresinin, bedeninin ve yaşam tarzının farkındalığıdır ve öz farkındalık, bu farkındalığın farkındalığıdır. Onun kim olduğunu belirleyen onun özelliklerinin, yeteneklerinin ve niteliklerinin algılanmasıdır. Bu açıdan öz farkındalık, iç gözlem yoluyla kendini net ve nesnel olarak görme yeteneğidir.
Sağlıklı öz farkındalık, insana birçok alanda fayda sağlar. İş dünyasından sosyal hayata, kişisel hedeflerden sosyal hedeflere kadar kişi kendini ve kim olduğunu fark ederek başarıya ulaşabilir. Özellikle liderlerin en büyük özelliklerinden biri, güçlü ve zayıf yönlerini sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmesidir. Kendinizi ve ekibinizi bu şekilde değerlendirmek kendinize güvenmenize yardımcı olur. Liderler, öğretmenler, eğitimciler, danışmanlar ve sağlık sektöründeki kişiler gibi sosyal sektörde çalışan kişilerin yüksek öz farkındalıkları, onları mesleki başarıya götürürken aynı zamanda hizmetlerinde fark yaratır.
Öz farkındalık, duygularınızı, yeteneklerinizi ve tercihlerinizi tanımanıza olanak tanır. Ayrıca düşüncelerinizin davranışınızı nasıl etkilediğini ve davranışınızın başkalarını nasıl etkilediğini de anlayabilirsiniz. Basitçe söylemek gerekirse; öz farkındalık, duygularınızın çevrenizdeki insanları etkileyen belirli davranışları nasıl üretebileceğini anlamak anlamına gelir. Duyguları ve tepkileri tanıyıp öğrendiğinizde, olumsuz olduğunu düşündüğünüz her şey üzerinde çalışabilir ve iyileştirmeye başlayabilirsiniz.
Toplumsal Farkındalık
Toplumsal farkındalık diğer insanlara nasıl göründüğünüzün bilincinde olmanızdır. Bu bilinç nedeniyle sosyal normlara bağlı kalmak ve diğer insanlar tarafından ‘sosyal’ olarak nitelendirilmek istemeniz olasıdır.
Bu tür farkındalığın faydaları olsa da benlik bilinci ile karıştırmamakta fayda var. Benlik bilinci çok fazla olan insanlar dış görünüşüne ve davranışlarına aşırı derecede duyarlı olurlar ve başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü konusunda gereksiz endişeler duyabilirler. Bu durumda da öz bilinçten uzak davranışlar sergileyebilirler.
Öz Farkındalık
İçsel öz farkındalık kişinin iç dünyasının ve içsel durumunun bilincinde olarak bunu yansıtabilmesidir. İçsel benlik bilincine sahip olan bireyler içe dönüktür ve içeride neler olup bittiğini anlamak ister, kendi duygu ve tepkilerine merakla yaklaşır.
Bunu basit bir örnekle açıklayalım. Önemli bir toplantınız var ve çok gergin olduğunuzu fark ettiniz. Bu noktada fiziksel tepkilerinizin farkına varmak ve bu endişenizin toplantıyla olan ilişkisini çözümlemek içsel öz farkındalık için bir örnek olacaktır.
Öz farkındalığın öz bilinç haline gelmediğinin farkında olmak oldukça önemli. Öz bilinç kaygı veya içe dönüklük noktasından kendine yüksek bir odaklanmadır. Öz bilinç çok arttığında özgünlükten yoksun bir kişilik oluşturabilirsiniz. Bu durum kendinizin bazı yönlerini gösterirken utangaç davranma eğiliminde olmanıza sebep olabilir.
Öz farkındalık, duygusal zekanın temelidir. Zaman zaman duygu ve düşünceleri gözlemleyebilme yeteneği, kim olduğumuzu daha iyi anlamak, kendinizle barışık olmak ve düşünce, duygu ve davranışların etkin yönetimi için de önemlidir. Ayrıca kendine güvenen insanlar bilinçli davranmaya, zihinsel olarak sağlıklı olmaya ve hayata olumlu bakma eğilimindedirler. Ayrıca daha derin bir yaşam deneyimine sahip olmaları muhtemeldir ve çok daha şefkatlidirler. Üstelik pek çok araştırma, öz farkındalığın başarılı liderliğin temel bir özelliği olduğunu göstermektedir. Bu yüzden özellikle liderler için öz farkındalığın önemi büyüktür.
Öz farkındalık, bilinçli bir noktada kişinin hayatında sürdürülebilir bir noktaya geldiğinde daha bilinçli ve anlayışlı bir hale gelinir. Bireyler, yaşamlarında etkili ve kalıcı değişiklikler yapabilmek için bu iç ortamı görebilmeli ve bunlara alışabilmelidir. Bir kişiyi daha olumlu, daha alıcı yapabilir ve olumlu kişisel gelişimi teşvik edebilir. Öz farkındalık, olayları başkalarının bakış açısından görmemize, özdenetim uygulamamıza, yaratıcı ve üretken bir şekilde çalışmanıza ve kendinize ve işinize genel bir güven ve gurur duymanıza olanak tanır. Daha iyi karar vermeye yol açar ve insanların işte daha iyi olmalarını, daha iyi iletişim kurmalarını ve özgüvenlerini ve işle ilgili refahı artırmalarını sağlar.
Öz farkındalık, son dönemlerde liderlik jargonunda temel unsurlardan biri olmuş durumda. Pek çok lider kendisinin farkında olduğunu söylese ve bununla övünse de insanların yalnızca küçük bir kısmı bu tanımlamaya uyuyor.
Birçok insan duygularını göstermemesi gerektiği öğütleriyle büyümüştür. Bunun üstesinden görmezden gelerek veya bastırmaya çalışarak gelmiştir. Özellikle yoğun ve hoşumuza gitmeyen duygular baş gösterdiğinde bunlarla başa çıkmak zordur. Böyle durumlarda onları ya içselleştiririz (öfke, küskünlük, depresyon) ya da onları başkalarını suçlayarak, küçümseyerek ya da zorbalık ederek dışa vururuz.
Öz farkındalık eksikliği, liderlikte önemli bir handikaptır. Araştırmalara göre kurumsal firmalardaki yöneticilerin kariyer basamaklarını tırmanırken daha özgüvenli bir görünüm elde etmelerine karşın başkalarının bakış açılarını dikkate almama eğiliminde olduğu görülmüştür.
Bir başka çalışmada ise araştırmacılar, yöneticilerin beyin aktivitesine incelediler ve liderlerin hiyerarşiden kaynaklı gücü arttıkça başkalarıyla empati kurma yeteneğinin azaldığı sonucuna varmalarını sağlayan fizyolojik kanıtlar buldular. Bu da öz farkındalığın pozisyon arttıkça daha da önemli hale geldiğini gösteriyor.
Öz farkındalık eksikliği olan liderlerin en belirgin özelliklerinden birisi de değişmeleri gerektiğini düşünmemeleri ve bunu kabul etmemeleridir. Bunun yerine diğer insanların değişmesini talep ederler.
Öz farkındalık, kişilerin birçok konuda daha iyi karar vermesine yardımcı olur. Bu sadece iş dünyası için değil, günlük yaşam için de geçerlidir. Öz farkındalık, kişinin kendisini pozitif ve negatif yönleri ile tanımasını sağladığı için hayatın her alanında performans artışı söz konusu olur. İş hayatında öz farkındalığa sahip olmayan kişilerin pek çok sorunu olur ve maalesef düşük performans ve başarısızlık sıklıkla yaşadıkları durumlar arasındadır. Üstelik bu insanlar, istemeden bile olsa takım arkadaşlarına da zarar verir. Tüm bunları özetlemek gerekirse; öz farkındalığı olan kişiler kendilerine objektif bir noktadan bakabiliyor olduklarından artı yönlerini geliştirmeye ve eksi yönlerini de azaltmaya başlayacağından direkt olarak çalıştığı ortama maksimum fayda sağlayan kişiler olmaya başlayacaklardır. Söz konusu objektiflik zaman içerisinde kişinin kendisine ve çevresine güven sağlar. Haliyle kendine güvenen insanlar işlerinde, ekiplerinde ya da iş yönetiminde daha başarılıdır. Bunun en önemli nedeni sistemli hareket etmek ve iş planını uzun vadeye yaymaktır. Kişi doğru ekip ve strateji ile kendini ve şirketi kabul ettikten sonra çalışmalarına başarıyı yansıtır.