İki Kişinin Bildiği Sır Değildir

BDP’lilerin İmralı adasında  teröristbaşı Öcalan’la görüşme tutanakları basına sızdırılınca aklıma geldi bu başlık. Daha önce Oslo’da gizli yapılan MİT-PKK görüşmelerinde MİT yetkilisi bayanın narko terör örgütü üyelerine “Sizinle savaşan ordu mensupları içeride…!!!” dediği de bölücüler tarafından sızdırılmıştı. Demek ki hiçbir şey gizli kalmıyor, bir şekilde duyuluyor. O nedenle tavsiyem ülke onurunu, Türk Milleti’nin şahsiyetini ayaklar altına alacak, gelecekte geri dönüşü olmayan hatalar yapmamalı hiçbir yetkili. Keser döner sap döner, gün gelir devran döner hesap döner… Osmanlı’nın son dönemlerinde işbirlikçiler, hainler, satılmışlar, yabancı elçilerden talimat alanlar vardı. Vezirlerin kimisi İngiliz, kimisi Fransız, vs. gibi yabancı ülkelerin menfaatlerine göre iş yaparlardı. Sonuçta hepsi tarihin karanlık sayfalarında hak ettikleri yeri aldılar. İmralı süreci ile ilgili olarak muhalefetten yükselen en önemli eleştiri, sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmediği yönündeydi. Muhalefet partilerinin bilgilendirilmediği, kamuoyunun kafasındaki soru işaretlerinin giderilmediği, bunun da kaygıları artırdığı eleştirileri yapılıyordu. Milliyet’in duyurduğu İmralı tutanakları, sürecin şeffaflaşmasını da sağladı. Kamuoyunda oluşan birçok sorunun yanıtı da öğrenilmiş oldu. Duyuma, tahmine ve temenniye dayalı haberler yerine, kimin ne söylediği, neyin doğru, neyin yanlış yansıdığı aydınlandı ama bu süreçte ağızdan çıkan her laf medyaya taşınırsa bu iş nasıl yürüyecek? Ayrıca sade vatandaş belki terörün bitmesini istiyor ama işin kaybedeni olmak istemiyor. Tarihimiz cephede kazandığımızı masada kaybettiğimiz örneklerle dolu. Bugün hangi savaşı kaybettik acaba diye soran vatandaşa ne cevap vereceğiz? Bu nedenle görüşmeler yenilgi psikolojisine yol açmamalı. Üç-beş teröristle bir kısım destekçisini memnun edeceğiz diye ülkenin bütününü oluşturan sade vatandaşı ezmeye gerek yok.

SAVAŞ-İSYAN-KAOS

 

Türk halkı sömürgeleşmekte olan bir toprak parçasını, savaşarak vatan yapmıştır. Özellikle 23 Nisan 1920 günü Ankara’da Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte bu topraklar resmen Türkiye diye anıldı. Bu Cumhuriyeti kuran, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını saygıyla anıyorum. Allah mekânlarını cennet eylesin. Tekrar dönelim tutanaklara , enteresan ifadeler var.“Bir rejim değişikliği olacak!!! başarısızlık savaş, isyan, kaos getirir. Hepimiz özgür olacağız. Şimdi yasa dayatırsak alerji yaratır. Kürtler kendini özgürce yönetecek!!! AKP’yi ayakta tutan benim!!! Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk!!! Başbakan MİT operasyonunda tutuklanacaktı. Ben engel oldum!!! Biz Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz. Onlarla ittifak yaparız. Sizin Türk Ulusçuluğu dediğiniz faşist bir örgütlenmedir. Alet olamayız. Tek taraflı çekilme olmayacak. Çekildiğimiz alanlarda gerillayı daha fazla büyüteceğiz. Şu anda Suriye’de 50 bin, Kandil’de10 bin, İran’da 40 bin var. Bu adam megaloman mı, yoksa bizim bilmediğimiz başka şeyler mi var? Baksanıza  rejim değişikliği olacağını, AKP’ye iktidarı sunduğunu, Başbakanı tutuklanmaktan kurtardığını filan söylüyor. Terörist sayısı  ise toplam 100 bin. Avrupa’daki birçok devletin ordusundan fazla silahlı adamı var. PKK’nın yasallaştırılmasına zemin mi aranıyor? Du bakali daha neler göreceğiz???

 

Benzer Videolar