Kimyasal kastrasyonu destekliyorum
Dünya güzeli bu küçücük ülkemizde “Cinsel taciz, cinsel saldırı, tecavüz girişimleri ve tecavüzler” maalesef aldı başını gidiyor. Biz hiç bu tür suçlara alışık değildik. Hiç yaşamamıştık kadınlara tecavüzü. Hele erkek çocuklarına tecavüzü ise hiç duymamıştık bile. Hayvanlara tecavüzü de öyle. Nereden çıktılarsa, sapık ruhlu insanlar ülkemize tecavüz kavramını ve tecavüz suçunu da getirdiler. Gazetelerimizde hafta geçmiyor ki bir tecavüz olayı yer almasın. Üniversiteli kızlara, kız çocuklarına, evine kadar takip edip evli kadınlara, erkek çocuklarına ve hayvanlara tecavüz etmiş veya tecavüze yeltenmiş bu sapık insanlar. Neredeyse, olanakları olsa uçan kuşa bile tecavüz edecekler. Geçenlerde yer alan son cinsel taciz olayı ise hepsinin üstüne tuz biber ekti.
Nefret uyandıran bu son olay, bir kuaförün, doğum günü olduğu için saçlarını yaptırmak amacıyla annesi tarafından kuaföre gönderilen ayni mahallede oturan 8 yaşındaki kız çocuğuna elle cinsel tacizde bulunması şeklinde yaşandı.
Çocukluğunun bütün güzelliğini ve coşkusunu yaşayan, annesinin babasının kendi gözlerinden bile sakındıkları ve doyasıya bağırlarına bastıkları, daha gerçek yaşama gözünü bile açmamış olan minicik bir kız çocuğunun “Yetişkin bir dişi” olarak algılanıp taciz edilmesi, kabul edilebilir bir davranış değildir. Bu tür sapıklara, caydırıcı olması için artık en ağır cezalar verilmelidir. Hâkimlerimiz kendi inisiyatiflerini kullanarak, kitapta yazan cezanın en ağırını verebilmek için her yolu deniyorlar ama ancak bir yere kadar başarılı olabiliyorlar.
TBMM’DE YASALARDA DEĞİŞİKLİK
Artık bu konuda yasa değişikliği yapılması veya daha da doğrusu yeni bir yasa yapılması kaçınılmaz oldu. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, ceza yasalarında yapılacak değişiklikle “Elektronik pranga ve ev hapsi” tartışılırken, çocuk istismarı ve tecavüz suçlularına Avrupa ülkelerinin bir kısmında uygulanan kimyasal kastrasyon yani “İlaç yoluyla cinsel isteğin azaltılması” cezası verilmesi için de bir çalışma başlatıldı. Hazırlanmakta olan yasa teklifinde kimyasal kastrasyonun yanı sıra kadınlara ve çocuklara tecavüz edenlere verilen hapis cezalarının artırılması, ensestin bağımsız bir suç olarak tanımlanması, tecavüz edene mağdurun bulunduğu kente giriş yasağı getirilmesi, okullarda iyi ve kötü dokunma dersi verilmesi gibi öneriler de bulunmakta. Bu yasa değişikliği çalışmasını bizim Meclisimiz de başlatmalı ve daha deneyimli olan TBMM Parlamenterleri ve Yasa Hazırlayıcıları ile işbirliği yaparak KKTC’ye uygun, KKTC’de yaşananları ve var olan koşulları göz önüne alarak yeni bir yasa yapmalı. Bu yeni yasa ile insana veya hayvana karşı “Tecavüz veya taciz suçu işlemiş” suçlulara ibret verici cezalar getirilmeli, onbeş yıl yirmi yıl gibi olası en uzun hapis cezası verilmeli, mahkemenin suçlu bulduğu aynı gün içinde de zanlı, “İlaçlı Kastrasyon”a tabi tutularak kimyasal yöntemlerle hadım edilmeli. Ülkemizde işlenen suç oranını aşağılara çekmenin en etkili yöntemi, suç işleyen kişilere ağır cezaların verilmesini yürürlüğe koymak olacaktır.
Bu gün küçücük bir ada devleti olan Singapur’da vatandaşların insanca ve korkusuzca yaşamasının sırrı yürürlükteki ağır cezalardır. En basitinden yere tükürmenin veya çiğnenen sakızın yere atılmasının cezası 700 TL’dir. Aynı doğrultuda ülkemize turist olarak gelip hırsızlık veya gasp suçu işleyenlere verilecek ceza da bir yıllık hücre hapsine ilaveten on yıllık hapis veya daha fazlası şeklinde yeniden düzenlenmelidir. Maalesef bu dünya güzeli ülkemiz, hırsızların yakalanamadığı ve soygunculara az cezanın verildiği bir ülke olarak yurt dışında ün yapmıştır. Üstelik ağızdan ağza da bu ünü, suç dünyasında bir efsaneye dönüşmüştür. Bu efsaneyi çökertmek bizlerin elindedir ve gelecek nesiller için de boynumuzun borcudur. Siyasi yapımız ve yargı sistemimiz bu önlemi alabilecek yetenek ve güçtedir. Haydi…