Köpeğin Duası kabul olsa gökten kemik yağarmış!

24 2024 - 04:18
Balkan Günlüğü gazetesi SR Basın Yayın Ltd. Şti’ine ait olup, Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık Basın İlan kurumuna kayıtlı bir gazetedir. Anadolu Ajansı’nın abonesi olan gazetemizin Balkan Haber Ajansı (BHA) isminde bir ajansı vardır.23 Aralık 2007 yılında yayın hayatına başlayan Balkan Günlüğü gazetesi, hedef kitlesi ve konsepti itibariyle Türkiye’de ilk gazetedir. Hedef okuyucu kitlesi, İzmir’deki 1,5 Milyon Türkiye genelindeki 17 Milyon civarındaki Balkan-Rumeli göçmeni yurttaşıdır. Ulusal ve Uluslararası yayın yapan gazetemizin düzenli haftalık basım adeti; 20 bin’dir.Gazetemiz,Türkiye’de 52 şehir,yurt dışında 12 ülkede ( Yunanistan,Bulgaristan,Makedonya,Kosova,Arnavutluk,Bosna-Hersek, Romanya,Hırvatistan,Sırbistan, Karadağ,Moldova,Slovenya ) okuyucusu ile buluşmakta.

Köpeğin Duası kabul olsa gökten kemik yağarmış!

(Last Updated On: 01/11/2009)

Bölücü terör örgütü kuruluş bildirgesinde başlattıkları silahlı çatışmaların amacını şöyle tarif etmişti , “Düşmanı (Türkiye’yi) askeri mücadeleyi uzatmak suretiyle tüketmek , maddi hasara uğratmak , askeri alanda geri çekilmeye zorlamak , uluslararası arenada siyasi anlamda tecrit olmasına ve yalnızlık içersine itilmesine yol açmak” (1)

Bölücü terör örgütünün bu temel amacı doğrultusunda bir takım iç ve dış şer odaklarının desteğiyle  çeyrek asırdır süren bir terör belasıyla uğraşıyor Türkiyemiz .Önceki yazılarımda defalarca yazdım , terörün dış desteği kesilmezse bu iş bitmez.Dış desteği sağlıyanlar ya komşumuz ya da müttefiklerimizdi. Yani dost görünen düşmanlardı. Nasıl bir müttefikliktirki kadın , yaşlı , genç ve hatta bebek ayırtetmeden sivil halka  silahlı saldırıda bulunan bu katiller desteklenir. Sebebi basit herkes en kolay ve ucuz yoldan Türkiye’ye karşı kullanabileceği , ekonomisini güçsüzleştirerek piyasalarını kontrol edebileceği , silah ve mal satabileceği bir pazar yaratmak ,  siyaseten zaafa uğratarak etkisi altına almak , nihayetinde ise o devletlerin diğer bütün çıkarları için güç elde edebilmek amacındaydı.PKK teröristleri de onlar için kullanabilecekleri iyi bir manivelaydı.

Terörün yarattığı tahribat sonucu hukuk sistemimiz tahrip edilmiş , yargı çeşitli müdahelelerle görevini yapamaz hale getirilmiş , büyük ölçüde siyasallaştırılmıştır.(2)

Bir gazetemizin köşe yazarı  “üç beş kişiye adaletsizlik olacak diye devasa bir sorunu çözme fırsatı kaçırılırmı?” , “Bu şartlar altında çifte standardın lafımı olur?” , “örgüte yataklık yapanı hapse atan kanun zaten belli bir siyasi/ideolojik bakışla yazılmadımı”(3) deme cüretini göstererek şehitlerimize kalleşçe bir hançer daha saplıyarak mezarlarında rahatsız etmiş , şehit ailelerini kahretmiştir. Bununla da yetinmeyip “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün masum bir ifade olmadığını Bulgaristan Türklerinden örnek vererek ispatlamaya çalışmıştır.

Geçenlerde terorist başı katili paşa yapalım diyen diğer bir zatı muhterem şimdi de Türk Silahlı Kuvvetlerinin yerine yeni ordu kurulmasını önermiş.Akıllara ziyan yazısından ilgili bölümü aşağıda göreceksiniz.

“Ordunun varlık gerekçesi güvenliği sağlamaktır. Vatandaşlarını suç işleyerek tezgâha düşüren bir ordu ile bir ülkenin güvenliği sağlanabilir mi? Karargâh merkezinde geniş çaplı komplolar, provokasyonlar tezgâhlayabilen bir ordunuz varken “demokratik açılım” yürütebilir ve etnik sorununuzu çözebilir misiniz? Ergenekon sanıklarını kurtarmak için operasyonlar planlayan askerlerinizle hukuku koruyabilir misiniz?”

“İrtica belgesi” bir işaret fişeği oldu ve karanlık köşeler aydınlandı. Kendi halkına, ülkesine ve hatta kendi mensuplarına karşı komplolar, entrikalar çeviren bir fesat ocağı ile karşı karşıyayız. 1807’de Yeniçeri ordusunda bile kimsenin aklına gelmeyecek türden desiseler bunlar. Temel sorunumuz bu fesat üretme işinin ne ölçüde emir-komuta zinciri içinde yapıldığını, bütünüyle kurumsal kimliğin bu işteki rolünü tespit etmek. Tamam, cuntacıları ordudan ayıklayalım; ya fesat ve komplo üreten kurumsal hiyerarşi ve yapı ne olacak? Fesat üretmek Yeniçeri ordusunda, Kabakçı Mustafa gibi birkaç düzenbazın işiydi. Bugün ise, kurumsal yapı içine yerleşmiş bir fesat merkezi yok mu?” (4)

Bunlar medyada bir çoğuna rastladığımız abukluklardan bir iki örnek.Ama anlıyamadıkları bir şey var , Büyük Türk Milleti sağduyusuyla , ordusuna ve devletine saygısı ve bağlılığı nedeniyle  üzerimize kurulmuş bulunan tezgaha hiç bir zaman düşmiyecek olduğu…

Süheyl ÇOBANOĞLU

K A Y N A K Ç A…. …:

(1) Prof.Dr.Ümit ÖZDAĞ……………..……Pusu ve Katliamların Kronolojisi

(2) Doç.Dr.Meltem Dikmen Caniklioğlu…….Yeniçağ Gazetesi

(3) Emre Aköz……………………………..Sabah Gazetesi

(4) Mümtazer Türköne……………………..Zaman Gazetesi

 

 

 

 

 

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.