İkoncanlardan önce Futbolcu Eşleri vardı

Onlar bir anlamda yürüyen Gilan’lar ve aynı fabrikadan çıkmışlar. Kim onlar dediğinizi duyar gibiyim? Onlar yeşil sahalarda yeşeren futbolcularımızın eşleri…! Bütün eşler aynı. Saçlar uzun ve genelde sarı boyalı. Tırnaklar uzun ve french ojeli, I-Fonları ellerinde. Avize küpeleri kulaklarında. Yaz ayları, daima yanık ve dekoltelidirler. Kışın yaz ayları kadar çok denk gelemezsiniz kendilerine. Çünkü kocaları maçlardayken görünmezler pek. Uzun siyah saçlı skınny jeanleri ve muhtemelen mahallenin en güzel kızıydı onlar. Hayırlı bir kısmete programlıydılar, buldular da… Sonrasında doğru kredi kartları kapıldı ve Vakko ile Beymen’e koşuldu. Marka kıyafetler, çantalar alındı. Küpesi, kolyesi ve nal gibi tek taş takıldı ve ohh diyerek, rahat bir nefes alındı.

BUCKİNGAM SARAYINDAN MI ÇIKTI

Bakmayın tepeden tırnağa marka giyindiklerine; Modadan anlamazlar. Şimdi bunlara “Sergio Rossi” desen, futbolcu zannederler. Costume Natıonal’ı da “Birleşmiş Milletler’in çocuk yardımı vakfı” falan zannederler.  Sadece havaları bol olsun yeter. Süreyya Yalçın kıvamındaki halleriyle paparazzileri görünce başlarını Lady Diana edasıyla yatırıp, utanmış gibi poz verirler. Şimdi nereden “İkoncanlara” değindim ve kalemime doladım derseniz, Bodrum eski cazibesini kaybetti ve out oldu ya, yeni in olan belde Çeşme. Yazın gelmesiyle birlikte “Futbolcu Eşicanlar” buralarda boy gösterdikleri için Çeşme ve Alaçatı yaz ayları adeta çiçek açar. Hemen hemen hepsi, takmış takıştırmış almış yanına futbolcu eşini, kamp öncesi soluğu Çeşme’de almışlar. Sokaklarda dolaşan bir ünlü futbolcu ve eşi, mağaza mağaza dolaşırken, bir butik sahibinin şu sözlerini duyuyorum. “Mübarek sanki Buckingham Sarayı’ndan çıkma”! sözünü üstüme alıyor ve dönüp bakıyorum, bana mı taş attı diye. Taş atılan Tugay Kerimoğlu ve edalı eşi Etkin Kerimoğlu’nu görüyorum. Alaçatı sokaklarından salınarak geçiyorlar. Neyse ki, kamplar başladı ve “Futbolcu Eşicanlar ” Çeşme’ye bir dahaki yaza kadar veda etmeye başladılar. Alaçatılı’lar da biraz soluk aldı” Köyümüz bize kaldı” diye…