Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Çünkü O bizleri kardeşlik duygusuyla bir araya getirdi. Aynı vatanı paylaşıyor, aynı al bayrağın gölgesinde bir millet olarak huzur içinde yaşıyoruz. Aramızda kader ve gönül birlikteliği oluştu. Nice sevinçleri paylaşarak çoğalttık ve yine nice kederleri göğüsleyerek azalttık. Beraber gülüp yine beraber ağladık. Benlikten, bireysellikten sıyrılıp beraberliğe ulaştık ve ‘BİZ’ olduk! Evlilikler vesilesiyle aramızda akrabalık ve kan bağı kurduk. Bu ulvi kardeşliğimiz sayesinde bizler soydaş, dindaş, vatandaş hulasa kardeş olduk. Yaşanan savaşlar ve karşılaşılan sıkıntılar neticesinde milyonlarca kardeşimiz Balkanlarda yaşadığı ata topraklarından kendileri için güvenli bir yurt olan Anadolu’ya göç etmek/sığınmak mecburiyetinde kaldı. Bunun neticesinde aziz vatanımız her zaman olduğu gibi mazlumlara umut, kimsesizlere yurt oldu. Türkiye, Balkanlardan göç eden kardeşlerimiz için geçici bir kamp/diaspora değil, gerçek bir yurt ve vatan olmuş, olmaya da devam edecektir.Balkanlardan anavatana göç eden kardeşlerimiz büyük gayret ve çalışmaları neticesinde kısa zamanda ülkemizde çok farklı iş ve imkânlara sahip oldular. Bu hem kendileri için hem de necip milletimiz için büyük bir mutluluk ve iftihar vesilesi olmuştur. Sahip olunan iş ve imkânların artarak devam etmesi en büyük temennimizdir. Hayırsever işadamlarımızın Balkanlardan eğitim için ülkemize gelen öğrencilere ve ihtiyaç sahiplerine verdikleri maddi ve manevi destekler takdire şayandır. Yine bununla beraber ata toprakları Balkanlarda hizmet eden kurumlara sahip çıkmaları ve buraları yaşatmaları da önemli bir vefa örneğidir.6 asırlık tarihin aziz hatırasına bir saygı olarak başta Türkiye Diyanet Vakfı olmak üzere TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi devletimizin kurum ve kuruluşları ile Sivil Toplum Kuruluşları hem Balkanlarda yaşayan kardeşlerimize hem de ecdat yadigârı eserlere sahip çıkmakta ve önemli destekler sağlamaktadırlar. Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin… Bizler Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak Kosova İslam Birliği ile işbirliği çerçevesinde hayırsever kardeşlerimizin desteğiyle Balkanların en büyük camisini Kosova’da inşa ediyoruz. Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camiindeki üslubunun yansıtıldığı ‘Priştine Merkez Cami ve Külliyesi’ Türkiye ve Balkanlar arasındaki kardeşliğin en büyük eseri olacaktır. Bu cami, binlerce müminin namaz kılacağı bir mabed olmanın yanında aynı zamanda kütüphane, konferans salonu, gençlik merkezi, Kur’an kursu, otopark gibi sosyal ve kültürel hizmet alanlarını da bünyesinde barındıracaktır. Bu vesileyle sizleri bağışlarınızla bu ulu mabede katkıda bulunmaya, geçmişten gelen kardeşlik köprüsünü geleceğe uzanan bir esere dönüştürmeye davet ediyorum.Şimdi vakit, her daim yardımlarınızı eksik etmediğiniz ata yurdu Balkanlara destek olma vaktidir…Balkanlarda yükselen kardeşliğimizin en büyük eserine ‘BİR TUĞLA DA SİZ EKLEYİN!’Allah (c.c.) yapacağınız yardımlarınızı şimdiden kabul buyursun. Bünyamin ALBAYRAKKosova/Priştine Din Hizmetleri Müşaviri