Kosovalı’yı nasıl tanırsınız?

Arnavutlar ile ilgili çeşitli tabirler vardır halk arasında. Arnavut bacası, Arnavut biberi, Arnavut ciğeri, Arnavut kaldırımı v.s. Peki sizi bulunduğunuz yerden kilometrelerce uzakta birisi Arnavut (Kosovalı) olarak nasıl tanır? Gelin hep birlikte çocukluk arkadaşım Priştineli Şerif Ali Şensazlı'nın ağzından çok güzel bir askerlik anısını hep birlikte okuyalım.

Sene 1983. Van’ın Erciş ilçesi, 10. Piyade Tugayı 2. Piyade Taburu’nda askerlik görevimi yürütmekteyim. Çok büyük bir yemekhanemiz vardı. Öyle ki; bütün tabur aynı yerde yemek yiyorduk. Bir öğlen yemeği sırasında en arka sıralardan biri geldi yanıma. Şöyle kabadayı tipli, bıçkın delikanlı görünümlü biri. Benden biraz yaşlı olduğu belli oluyordu her halinden. “Hemşerim,nerelisin?” diye sordu. Ben de “Manisalıyım” diye yanıt verdim. Emin olduğu bir şeyin yanlış çıkmış olması edasıyla şaşırarak “Allah Allah” diye tepki verdi. Sonra “Doğma büyüme Manisalı mısın?” diye sordu. “Evet, doğma büyüme Manisalıyım” diye yanıtladım. Yine aynı şaşkınlık ifadesiyle bir süre yüzüme öyle baktı. Son olarak “Annen-baban da Manisalı mı?” diye sordu. Ben de “Hayır, onlar Kosovalı. Arnavutuz biz” diye yanıt verince, yüzünde bir sevinç ifadesiyle omzuma hafifçe bir yumruk attı ve “Ulan ben sana onu soruyorum. Taa en arka sırada otururken seni gördüm ve şurada bir hemşerim oturuyor. Gidip onunla tanışayım’ diye geldim yanına” dedi. Benim koluma girerek, geldiği masaya götürdü. Masada 3 kişi daha vardı ve onlara sevinçli bir ifadeyle “Demedim mi ben size hemşerimiz. Arkadaş da Kosovalıymış” diyerek beni arkadaşlarına tanıştırdı. Tiplerinden ve hareketlerinden masada oturanların hepsinin Arnavut olduğu belliydi. Nereli olduğumu sordular. Ben de “Priştineliyim” dedim. Masadaki herkes asker ocağında hemşeri bulma sevinciyle kalkıp bana sarıldılar. Hepsiyle teker teker tanıştım ve kucaklaştım. Gelgelelim durum o kadar sevindirici değildi. Ben, 1962/1 tertip askerdim. Masama ilk gelen ve isminin Muharrem olduğunu öğrendiğim Kosovalı hemşerim 1955/1 tertip askerdi. Yani tam 7 senelik askerdi. Adam sırf vukuat. Alay içtimasında albay dövmüş biriydi! Masadaki diğer 3 kişiden de en azı 5 senelik askerdi. Yani sizin anlayacağınız hepsi vukuatlı askerdi. İkinci gün sabah erkenden Muharrem Abi bizim koğuşa damladı.

Hemşerim hadi kahvaltıya gidelim” dedi.

“Muharrem abi, ben içtimaaya çıkacağım” diye yanıtladım.

“Yürü len, ne içtiması” demez mi? Şaşırdım kaldım. Zaten çömezlik var, yeni çavuş olmuşuz. Muharrem abi kendi gibi bizim askerliğimizi de yakacak. “Yok abi, ben sonra gelirim” diye onu atlattım. Allah’tan ben daha sonra askerliğimin geri kalanını sürdüreceğim 3. Ordu Spor Eğitim Merkezi’ne (KARAGÜCÜ) gitmek üzere Erciş’ten ayrıldım. Yoksa az önce dediğim gibi, Muharrem Abi bizim askerliğimizi de yakacaktı. Yaşanmış gerçek bir hikâyemiz işte böyle... Her nerede olursa olsun, kendine has sevecenliği, inatçılığı ve birçok özelliği ile Arnavut (Kosovalı) insanı dobra insanlar bre... Manisa da az sayıda da olsa, böyle güzel insanlar ile arkadaş ve dost olmanın mutluluğunu senelerdir yaşıyorum...

KURBAN BAYRAMININ TÜM ULUSUMUZA VE BALKAN-RUMELİ

CAMİASINA HAYIRLARA VESİLE OLMASINI DİLERİM.

 

 

Benzer Videolar