Kosova’nın Arnavut Siyasi Partilerinde Türkler de Aday Olmalı!
On yıldan bu yana Kosova’da siyasetin iflas ettiğini görüyoruz. Kosova seçimlerinde toplumun %37’sinin seçimlere katılımını sağlamıştır! Ve maalesef bu %37 seçmen oylarıyla hükümet kurulmuştur, görevine devam etmektedir! Tabii bu %37 rakamı gerçekse! Nasıl olsa seçimleri kontrol edenler AGİT’ten seçiliyor! Sonuçta AGİT kısaltmasının içinde “İnsan Hakları” kelimeleri dikkat çekmeli. Ancak insan haklarını savunmak mı, gasp etmek mi, şu an Allah ile insan hakları üzerinde oynayanlarla, oynatanlar, uygulayanlar biliyor. Geçenlerde Kosova Türklerinden öğretmen olan ismini vermek istemediğim bir samimi arkadaşım, sıkıntısını dile getirerek şunları söyledi:
“ Arkadaşım işlerimiz buralarda zorlaştı. Hem ekonomik, hem siyasi yönden dertlerimiz kat kat artıyor. Bu gidişle Kosova’da Türküyle, Arnavutuyla birlikte hepimizin vay haline. Şehirliler kendi doğdukları, büyüdükleri şehirde sözsüz, sazsız, sedasız kaldı. Her kurumda köylüler şehirlilerin tepelerinde istediklerini yapıyor, yaptırıyorlar. Öte yandan Türk bildiğimiz şahıslar üç kuruş için hem Türklüğü pazarlıyor, hem de topluma Türklüğe hizmet etmiş gibi lanse etmeye çalışıyor, kendilerini şöhrete taşımaya çaba sarf ediyorlar. Kendileri yapsa hoş, kötü huyları yeni nesillere de öğretiyorlar. Öğrencilerde mücadeleci Türklük ruhu yavaş yavaş kaybolmaktadır. Bahsettiğim bazı büyükler kötü örnek oluşturdular. Şimdi küçükler bir gün büyüklerin yerine nasıl oturur ve büyüklerin yaptıklarını nasıl kopyalarım diye düşünseler de hakları vardır. Bana sorarsan yıllardır aldığım, katlanmaya alıştığım bu maaşla daha ne kadar dayanırım bilemiyorum. Böyle ne zamana kadar devam edip edemeyeceğimizi bilemiyorum ama evimi satıp göç etsem mi onu da bilemiyorum. 1999’dan sonra herkes gibi çok kazandık, kazanacağız sanmıştık. Fakat kazanmak sanmakla kalmış. On yıldır Resmi Dilimizden başlayarak kaybetmekten başka bir şey göremedik. Arkadaşım, seninle bu duygusal konuşmayı yapmakla hata ediyorum belki, fakat fikrin nedir, bilemiyorum, öğrenmek isterdim”
“ Üzülerek de olsa dost doğruyu söyler derler, ben
Kısacası Kosova Türk siyasileri bu konuda AGİT gibi bir kuruma bir adım bile girmemeleri, her şeyi önceden düşünmeleri gerekirdi. Yanlışları, yalanları örtbas ederek birleşip yola devam etmek olmaz, hukuken de bu olmaz. Öte yandan Arnavutlar Türklerle birlikte bir siyasi hareket kuramadılar. Keşke Arnavut partileri Türklerden ikişer ya da üçer milletvekili adayı gösterebilselerdi. Arnavutların yaptığı hatayı Türkler de yaptı. Türkler kendi partilerinin dışında diğer Arnavut partilerinden milletvekili adayı gösterilmesine karşı çıktılar. Böylece tüm dünyaya Başkent’te değil, Prizren Genel Merkezli üç milletvekili ile tanınmak zorunda kaldılar. Ne kadar tanındılar ya da senin deyiminle ne kadar kaybettiler mi diyelim! Yani Priştine, Mitroviça, Gilan, Dobırçan, Yanova, Vuştri Türklerini taktikli bir şekilde hiçe saydılar! Aramızda en kaliteli arkadaşlarımızı milletvekili seçeceğimize, Türklerin en yoğun yaşadığı Prizrenli olsun, ne olursa olsun anlayışını savunmaya çalıştılar. Türkiye hepimiz için büyük devlet. Ancak halen Türk Dilini gerektiği kadar konuşamayan üç milletvekiliyle siyaset yapmak, büyük devlete yakışır mı, yakışmaz mı, bu mesele tartışmaya bile getirilmemeli. Türkler kesinlikle kendi “kaliteli evlatlarından” tüm Arnavut partileriyle anlaşarak en az parlamentoda on (10) milletvekili çıkarmalıdır. Aslında Türkler kaliteli Arnavutlardan şahısları kendi partilerinden aday göstererek oylarını çoğaltmalılar. Tek telde değil, her telde Türk olmalı. Tek yolda değil, her yolda mücadele etmeli. Eğer Türkler bunu uygulayamazlarsa Arnavut olmak da, asimile olmak da, göç etmek de doğaldır. Çünkü birileri “Türkleri seçim hakları olmayan bir toplum haline getirmeye çalıştı” Bu çağda çocukların bile her şeyi internetten öğrenmeleri, seçim hakları konusunda nasıl tepki verebilecekleri de hesaba katılmalıdır. Artık parti mücadeleleri bitmiştir, herkes veya her parti kaliteli kişiliklerin peşinde. Türkiye’de olduğu gibi bu dünyanın her yerinde böyle, parti mücadelelerinden çok kişisel mücadeleler yapılıyor. Farklı partilerden bile olsa kişilik sahibi olanları bir araya getirip ekip kurmaya çalışıyorlar. Kosovalı Türkler bu meseleleri masaya oturup ciddiyetle tartışmazlarsa, ya Türkiye’ye göç ederler, ya da zamanla seninle birlikte, Arnavut olmayı hak ederler. Türklük kimin tekelinde! Almanya’da Hıristiyan Demokrat partiden seçilen Türk aday Hıristiyan mı oldu? Türkler, bilinçli kişileri göreve getirip mücadeleyi her yönden arttırmalı. Çaresizlik, seçimsizlik, sahipsizlik toplumumuzu asimilasyona zorlayacaktır. Partide kaç kişi iki vatandaş hepiniz biliyorsunuz. İki vatandaş olanlar çok kaliteli bireyler oluyorsa, bize tavsiye edeceğine, alsınlar kendi şehirlerinde kendilerine göre
Ergin JABLE