Kumali Fıkra ve hikayeleri – 7
ERKEN GELDİM
Karısı Kumali'ye "Sen İstanbul'a geleli her gece evine geç dönüyorsun " diyerek
çıkışırdı. Bir gece Kumali eve hiç gelmedi. Ertesi sabah erkenden kapının zili çaldı. Karısı gayet telaşlı:
-Kim o? diye sordu.
-Karıcığım. Aç kapıyı benim Kumali. Bak bugün eve erken geldim...
HA SÖYLE DE GÖREYİM
Kumali hayvan pazarından kurbanlık koyun alır. Ne var ki koyun çok inatçı o olduğundan yürümek istemez. Bizim Ali o kadar çok sinirlenmiştir ki, koyuna:
-Yüre be domuz!" diye bağırır. Bunu duyan hocanın birisi Kumali'nin yanına yaklaşarak:
-Kardeş, bu hayvandan artık kurbanlık olmaz. Çünkü sen ona " Domuz" dedin.
-Peki ben şimdi ne yapacağım?
-Kurban kesmek istiyorsan başka bir koyun alman gerekecek.
Kumali çaresiz başka bir kurbanlık alır. Ancak bu diğerinden daha inatçı çıkar. Kumali ne yapacağını şaşırır. Yalım yalım yalvarmaya başlar:
-Yürü be hayvancığım yürü! Gözünü kaşını seveyim, ağzını burnunu öpiym yürü..
O yalvara dursun, koyun bir adım bile atmak istemez. Kumali bu defa daha da çok sinirlenir ve şöyle der:
-Aah, aaah! Ben senin adına çok iyi biliyorum ama Ha söyle de göreyim!
NEREDEN BİLECEK
Ömründe ilk defa bir dağ köyünden Sofya'ya gidecek gelen ve caddenin bir tarafından öbürüne geçmek isteyen, ancak büyük bir kalabalığın geçitte durduğunu gören bir amca Kumali'ye sorar:
- Niçin karşıya geçmiyorsunuz?
Kumali ona trafik ışık tablosunu gösterir. tabloda kırmızı ışık yanmaktadır. Yeşil ve sarı renkler ışıksızdır. Amca bundan hiç bir şey anlamaz ve tekrar sorar:
-Kusura bakma evlat. Bu ışıklar yanınca kimler geçer?
Bu soru Kumali'nin çok hoşuna gider. Amca ile biraz eğlenmek ister ve ona şu izahatı verir.
-Kırmızı ışıktı komunistler, sarı ışıkta faşistler, yeşil ışıkta ise herkes geçer.
-Benim ne olduğumu nereden bilecekler? diye düşünen amca kırmızı ışıkta caddeyi geçmek ister. Bir kaç adım atar atmaz, keskin bir düdük sesi duyar ve trafik polisinin sert bir hareketle kendisine geri dönmesi için işaret ettiğini görür. Hayretler içinde kalan amca Kumali'ye dönerek;
-Şaşılacak şey. Nasıl oldu da benim komünist olmadığımı anladılar" diye kendi kendine söylenir!
KİTAPÇIDA
Kumali bir gün kitap satın almak için kitapçıya girerek
"Bana Minik Kuşu verir misiniz " der.
Kitapçı Kumali'ye dönerek:
-Beyefendi burası kitapçı dükkanı, Hayvanat bahçesi değil!
BİLMİYORMUŞ
Bir gün öğretmen gramer dersinde Kumali'yi imtihan eder.
-Fiilin şimdiki zaman şekli neye denir?
-Bilmiyorum.
Öğretmen sormaya devam eder.
-Şimdiki zaman da iş, hal ve hareket ne zaman yapılır?
Cevap yine aynı olur. Bilmiyorum.
Öğretmen örnek verir.
-Ben yıkanıyorum, Sen yıkanıyorsun, o yıkanıyor...
Şimdi söyle bakalım bu örneğe göre iş, hal ve hareket ne zaman olur Kumali?
Kumali cevap verir:
-Genellikle sabahleyin öğretmenim!
İSKEMLEDE OTURUYORUM
Kumali henüz İstanbul şivesine alışamamıştır. İş yerinden zaman zaman arkadaşlar onunla dalga geçmek isterler. Bir gün sohbet sırasında Kumali arkadaşlarından birine sorar.
-Hasan sen nerede yaşıyorsun?
Hasan manalı manalı gülümseyerek:
-Ben Türkiye'de yaşıyorum. Ya sen nerede oturuyorsun?
Kumali hatasını anlar, ancak hiç istifini bozmaz ve:
-Ben iskemlede oturuyorum ama Bakırköy'de ikamet ediyorum! der.
Not: Kumali Fıkra ve hikayeleri Yazar Nihat Altınok'un Av Hikayeleri kitabından izin alınarak yayınlanmıştır.