Makedonya’nın yükselen yıldızı: Filiz Ahmet
Mehtap ALTINOK
O, Üsküp’te başlayan sanat yaşamını Türk televizyon ekranlarında büyük bir başarı ile sürdüren genç bir sanatçı… “Muhteşem Süleyman” dizisindeki Nigar Kalfa rolüyle konuşuluyor ama Türkiye onu, “Elveda Rumeli” dizisindeki
Zarife rolüyle hatırlıyor. Filiz Ahmet, Makedonya kültür yaşamının 60 yıllık kurumu Üsküp Türk Tiyatrosu’nda esas eğitimini aldı ama o, zaten, ülkesinin en ünlü tiyatrocularından biri olan Lütfü Seyfullah’ın torunuydu… Şimdi, ilk geldiğinde zorlandığı İstanbul’dan kopamıyor... Elveda Rumeli'nin Zarife'si, 'Balkan Düğünü'nün Galina'sı, şimdilerde yalnızca Türkiye’de değil, yakın coğrafyamızın tamamında da izlenme rekorları kıran 'Muhteşem Yüzyıl'ın Nigar Kalfası Filiz Ahmet, oyunculuğuyla tüm dikkatleriüzerine topluyor. Dikkat çekmesinin tek sebebi, Nigar Kalfa rolü değil elbette, Filiz Ahmet’i diğerlerinden farklı kılan bir şey daha var…
ZOR GEÇEN YILLAR…
kalmış bir ailenin doğuştan sanatçı kızı… Dedesi Lütfü Seyfullah, Makedonya’nın en ünlü tiyatrocularından biri, annesi ise tiyatroda yıllarca
suflör olarak çalışmış bir sanat emekçisi 1993–1996 yılları arasında yaşanan Bosna Savaşı sırasında, ailesi çocuklarını korumak için İsveç'e gitmiş. Orada lisede tıp eğitimi alan Filiz Ahmet, Makedonya'ya dönünce, çocukluk
hayalini gerçekleştirmek için soluğu Üsküp Güzel Sanatlar Akademisi Tiyatro Bölümü’nde almış. Filiz Ahmet’in Üsküp Türk Tiyatrosu’nda başlayan oyunculuk serüveni, artık Türkiye’de başarılı bir dizi oyuncusu olarak devam ediyor. Türkçe, Makedonca, Arnavutça, İsveççe, Sırpça, Bulgarca ve İngilizce bilen başarılı oyuncu Türkiye’de olmaktan, İstanbul’da yaşamaktan çok mutlu,
ama Üsküp’te yaşayan ailesine olan özlemini, her fırsatta dile getiriyor. Dizide, Pargalı ile yaşadığı yasak aşk yüzünden günlük hayatta bile konuşulur olan Filiz Ahmet, setteki rahatlığının aksine röportajlara henüz alışamamış… Fotoğraf vermeyi hiç sevmiyor… Nigar Kalfa, söyleşinin başlarında beni ve fotoğrafçım Ali Tekal’ı oldukça zorlasa da sonunda ortaya hoş bir sohbet çıktı.
OYUNCULUK BENİM HAYATIM
“Ben Üsküp’te doğdum, ailem hâlâ orada yaşıyor. Yaklaşık 1 yıl evvel İstanbul’a taşındım. Benim lise çağlarımda Bosna’da savaş çıktı… Karışıklık bizim oralara da yansıyınca babam, annem ve ablamla birlikte İsveç’e kaçtık. 2
yıl İsveç’te hemşirelik eğitimi aldım, savaş bitince Üsküp’e döndük, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Tiyatro Bölümü’ne başladım. Çocukluğumdan bu yana tiyatronun içindeyim, dedem Lütfi Seyfullah, çok meşhur bir tiyatrocuydu, annem de tiyatroda çalışıyordu. Çocukken de tiyatrocu olmak istiyordum. Annemle birlikte tiyatroya gider, sahnenin arkasından, oyunu izler ve oyuncuları taklit ederdim. Geceleri rüyamda, o sahnede oynadığımı görürdüm, oyunculuk
benim hayatımdı, hayatımın anlamıydı. Şimdi o sahnedeyim, mutluyum.”
TÜRKÇE ÖĞRENMEK İÇİN TIP EĞİTİMİ ALDIM
HER ŞEY ELVEDA RUMELİ İLE BAŞLADI
Lise yıllarımdan bu yana tiyatroda oynuyorum, Fakülteyi bitirdikten sonra Üsküp Türk Tiyatrosunda oyunculuğa devam ettim. Bir gün Üsküp’te bir dizi çekileceğini duydum. Elveda Rumeli dizisi... Türk dizilerinde oynayan bir diğer Makedonyalı oyuncu Ertan Saban ile bağlantı kurmuşlar. O da beni önermiş ve geldiler benimle deneme sahneleri çektiler. Kısmetmiş, beğendiler oldu ve dizide Zarife rolünü aldım. Bu diziden sonra teklifler almaya başladım.
Ardından Balkan Düğünü’nde oynadım. Ve şimdi de biliyorsunuz Muhteşem Yüzyıl...
İSTANBUL’A İLK GELDİĞİMDE ÇOK ZORLANDIM
Muhteşem Yüzyıl dizisinde aldığım rolle birlikte İstanbul’a taşındım, ilk geldiğim zaman çok zorlandım. İki buçuk milyonluk Makedonya’dan yetmiş milyonluk bir ülkeye gelmiştim. Ailemden uzak olmak da beni zorladı ancak yoğun çalışma programım ve setteki arkadaşlarım sayesinde bu zorlukları kısa sürede aştım diyebilirim. Türkler bana yabancı olmadığı için de alışmam daha kolay oldu. Türk ailesinde büyüdüğüm için her şey bana çok tanıdık geliyor.
Ailemi çok özlediğim için sık sık Üsküp’e gitmeye çalışıyorum, ben gidemezsem de onlar mutlaka geliyor.
PARGALI’YA SELAM SÖYLE YENGE
“Pargalı’ya selam söyle yenge.” diyorlar.
HAYATIMLA İLGİLİ PLAN YAPMAM
Ben, hayatı planlayan biri olmadım hiç. Biraz hayalperest biraz maceraperest bir yapıya sahip olmamdan dolayı, hayat bana ne getirirse onu yaşıyorum. Hayat nasıl devam ederse öyle devam edeceğim, yani zorlamayı da sevmiyorum planlamayı da sevmiyorum, hayatın akışına bıraktığım için her şeyi, oyunculuk da öyle olacak.
T.C. BAŞBAKANLIK
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKANLIĞI
Yayını + 90 dergisinden alınmıştır.