Maliyet

Bölücü teröristler ve onlara destek olarak  “insani refleks”,  “çocukları anlamak lazım” gibi bahaneler üreten BDP’liler kimlerin maşası olup elaleme neler kazandırdıklarının farkındalar mı acaba? Hakkari'nin Şemdinli ilçesine giderken yolda silahlı cinayet şebekesi PKK'lı teröristlerle öpüşüp kucaklaşan BDP'li milletvekilleri Gülten Kışanak, Ertuğrul Kürkçü, Sebahat Tuncer, Esat Canan, Adil Kurt, Nazmi Gür, Halil Aksoy, Hüsamettin Zenderlioğlu ile Aysel Tuğluk ve konvoyda bulunanlar, o hazin tablo içinde sırıtırlarken kendi gelecekleri dahil bu milletin ödediği bedelin ne kadar ağır olduğunu hiç hesaplayabiliyorlar mı?

Binlerce insanımızın akan kanı ve geride kalanların gözyaşları sel olurken ülke bütçesinden harcanan trilyonların hesabı elbette önemsiz olacak desek te ödenen ekonomik bedelin geleceğimizden çalınmış olduğunu hiç unutmamalıyız.  Başta batı dünyası hiçbir ülke PKK’lı teröristlere karakaşı kara gözü için destek vermiyor. Hepsinin siyasi, askeri ve ekonomik bir hesabı var. Analar ağlamasın, gözyaşı dinsin derken silah üreticilerinin karları artsın, küresel güçlerin ekonomileri batmasın mı demek istiyorlar. Dikkat edin güçlü devletlerin ekonomileri zora girdiğinde hep bir yerlerde savaş olur. Çünkü duran fabrikalar ve yavaşlayan ekonomiler, silah ve teknolojik teçhizat satışlarıyla çalışır, işsizlik azalır, savaşan ülkelere ihracatla döviz girdileri artar, şirketlerin kasasına para girdikçe vergiler yoluyla devlet gelirleri artar, üretici ülke zenginleşir, halkın refah düzeyi artar. Çatışmaların olduğu ülkelerde ise silaha harcanan paralar nedeniyle ülke kalkınmasına, yatırımlara, eğitimine, sağlık hizmetlerine ve refahın arttırılmasına yeteri kadar kaynak ayrılamayacağı için sıkıntılar sürerken, dış borçlar sürekli artar. Bu bir kısır döngüdür, sürekli borçlanarak, borcu borçla ödeyerek gelecek kuşaklar ipotek altına alınır.

 

ORTADOĞU’DAKİ KARIŞIKLIK ABD’YE YARADI

 

Örnek mi istiyorsunuz, alın size 28 Ağustos 2012 tarihli çok güncel bir gazete haberi. “New York Times gazetesinin haberine göre, Ortadoğu'daki karışıklık ABD'ye yaradı. ABD 2010 yılında 21,4 milyar dolar olan silah satışını 2011'de üçe katlayarak 66,3 dolara çıkardı.” Dünya silah ticaretinde ilk sırada yer alan ABD'nin ardından ikinci sırayı son krizde Suriye’yi destekleyen Rusya aldı. Bu kapsamda Rusya'nın yaptığı silah ihracatı ise 4,8 milyar dolar oldu. En fazla silah satan üçüncü ülke ise Almanya olmuş. Binlerce insanını bölücü teröre kurban vermiş, ekonomisi, huzuru, dış politikası terör yoluyla ipotek altına alınmış olan Türkiye’de demokrasi ve özgürlük palavralarıyla, terörü destekleyip teşvik edenlerin bu gerçekleri bilmemesi imkânsızdır. Eğer 1984’ten beri süren bölücü terör olmasa Türkiye’nin ekonomik zenginliğinin ne olabileceğini hiç düşündünüz mü? İçte ise terörün çok dikkat edilmeyen başka bir boyutu vardır. Çünkü bu iş zamanla siyasi, sosyal, ekonomik boyutları olan bir sektöre dönüşür.  Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’ın Akşam Gazetesi’ndeki köşe yazısında belirttiği gibi;“Yüz binlerce insanın geçim kaynağı haline geldiğini biliyor muyuz bu sürecin? Terörle mücadele vesilesiyle 70 bin korucunun maaşa bağlandığını, milyarlarca dolarlık kaçakçılığa göz yumulduğunu, uyuşturucu trafiğinin beslendiğini, silah satışlarının tetiklendiğini, insanların prestij ve makam elde ettiğini de görüyor muyuz? Diğer taraftan kendisine özgürlük savaşçısı süsü verenlerin uyuşturucu paralarından, kestikleri haraçtan, istihbarat servisleriyle el ele yürüyüşlerinden edindikleri kazanımları hesaba döküyor muyuz? Bu yolla siyasi kimlik edinenler, şöhrete kavuşanlar, parasının hesabını bile yapamayacak durumda olanlar da cabası.” Yine Arıboğan herkese ibret olacak güzel bir tespitte bulunmuş; “Terörün, bazı azınlıkları çoğunluğun kanıyla beslemenin dışında bir işlevi yoktur. Terörle ne devlet kurulur, ne ülke bölünür, ne hak elde edilir. Buna karşın zengin olunur, prestij ve oy kazanılır, güç devşirilir.”

 

Benzer Videolar