MATÜSİTEB Başkan Adayı Tahsin İbrahim

Evlad-ı Fatihan’a hizmet şereftir

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HAKAN SERBEST/GOSTİVAR

Balkan coğrafyası yaklaşık 6 asır Osmanlı hâkimiyetinde yaşamış. Osmanlı hoşgörüsü ve adaleti ile bu verimli topraklara renk vermiş, huzur vermiş. Günümüzde birçok ülkede yıkılmaya ve yok edilmeye çalışılan Osmanlı eserleri olduğu kadar, önemli sayıda da Türk soylu her türlü baskı ve soruna karşı hayatta kalma mücadelesi veriyor. Türklerin yoğun olarak bulunduğu ülkelerden biri de Makedonya. Ülkenin en güçlü sivil toplum örgütlerinden birisi ise kısa adı MATÜSİTEB olan Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği. Makedonya’daki Türkler’in sesi olan kuruluş 17 Mart 2012 tarihinde yeni genel başkanını seçmek için hazırlanıyor. Adaylardan biri ve seçilmeye en yakın aday ise Tahsin İbrahim. 2009 yılından seçimlerin yapılacağı tarihe kadar MATÜSİTEB’in Başkan yardımcılığı görevini başarıyla sürdüren İbrahim, aynı zamanda ülkenin en köklü derneklerinden ADEKSAM’ın da (Abdülhakim Hikmet Doğan Eğitim, Kültür ve Sanat Merkezi) başkanlığını yapıyor. Türk toplumunun kaderini etkileyecek seçim öncesi Tahsin İbrahim’le Makedonya’yı, Türk toplumunu, MATÜSİTEB adaylığını, Türkiye’den beklentilerini ve yapacaklarını konuştuk. İşte Tahsin İbrahim’in cevapları:

Kısaca hayatınızı anlatır mısınız?

Aslında en zor sorudan başlamak, kanımca sizin gazeteci kişiliğinizin ne denli deneyimli olduğunun bariz göstergesidir. Çünkü “terazi kendini tartmaz” tabiri insanın kendini tanıtması gibi bir durumla eşdeğerdir. Lakin, özetlemek gerekirse:

1970 yılında Makedonya’nın Gostivar kentinde doğdum. İlk ve orta eğitimimi doğdum yerde, üniversiteyi de Üsküp’te tamamladım. Üsküp Devlet Üniversitesi, Doğal Bilimler Fakültesi, Matematik Bölümü’nden 1994 yılında mezun oldum. Aynı yıldan itibaren Gostivar ve Kalkandelen devlet liselerinde görev alarak, öğretmenlik yaptım. 2000 yılından itibaren Kalkandelen Sağlık Lisesi Türk sınıflardan sorumlu müdür olarak görevime devam etmekteyim. Evli ve bir çocuk babasıyım.

Ne zamandır sivil toplum örgütlerinde görev yapıyorsunuz?

Makedonya’da 1996 yılında çıkan dernek ve vakıflar yasasına istinaden 1997 yılında kurulan ilk Türk Derneği ADEKSAM’ın (Abdülhakim Hikmet Doğan Eğitim Kültür ve Sanat Merkezi) kurucu üyesi oldum ve sivil toplum sahnesinde görev aldım. ADEKSAM’ın kuruluşundan günümüze kadar 1998–2004 yılları arasında Yönetim Kurulu Üyesi, 2004–2009 yılları arasında Başkan Yardımcısı ve 2009 yılından bugüne kadarda ADEKSAM Başkanı olarak görev yapıyorum. 2009 yılından itibaren de MATÜSİTEB (Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği) Başkan Yardımcısı olarak görev aldım.

HİZMETİ ÜLKE GENELİNE TAŞIMAK


MATÜSİTEB'e neden aday oldunuz?


ADEKSAM’da 15 yıllık görevim süresince “Halka hizmet hakka hizmet” desturu ile hareket ettiğimizden ötürü, verilen hizmetlerin orta vadede semerelerini toplumsal kalınma olarak aldığımızı görmek, bizi ADEKSAM olarak son derece mutlu kılmıştır. Bu hizmeti ülke genelinde taşımak, halkımızın ihtiyaçlarını imkanlar dahilinde gidermek, bizi bu göreve ADEKSAM yönetimi uygun gördü. Bu duygu ve şuurla halkımıza daha fazla hizmet edebilmek için “hizmet yarışında” yer almayı uygun ve gerekli gördüm.

Seçilirseniz yol haritanız ne olacak?


MATÜSİTEB üye derneklerinin takdiri ve teveccühü bizleri uygun görürse, bu davayı ülkede Türklerin yaşadığı her yerinde ulaştırmak için, çalışmayı öngördüğüm ekiple birlikte, bugüne dek yapılan hizmetlerin devamlılığını sağlamak, ülke ve bölge hassasiyetlerini dikkate alıp, bu konjonktürde farklı projeksiyonlar geliştirerek, milletimizin bu süreçte yerini alması için çaba sarf edeceğimizi beyan ederim.


Türkiye'nin Balkanlar'daki sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Son dönemde gelişen Türkiye’yi parlayan bir güneş olarak takdir ve hasretle takip ediyoruz. Türkiye’nin sadece Balkanlar’da değil, Osmanlı hinterlandı nitelendirdiğimiz Müslüman coğrafyasındaki girişimleri, faaliyetleri ve hizmetleri son derece olumlu sonuçlara vesile olacağı kanısındayım. Türkiye Cumhuriyeti, Balkanlar’da devletlere sağladığı ikili ve çok yönlü ilişkilerin yanında, sivil alanda da ilgi ve destekleri, bölge halkının takdirini kazanmaktadır. Güneş olarak benimsediğimiz güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti’nin gölgesi Balkanlara yeter.


MATÜSİTEB'de sizce yapılması gerekenler nelerdir?

MATÜSİTEB kuruluşundan günümüze dek, farklı idarecilerin aynı hedefte gerçekleştirmiş oldukları katkı ve ilerlemeden ötürü kendilerine teşekkür ederim. Yapılması gerekenler konusunda, aynı azim, şuur ve kararlılıkla bu yolda devam edip, hizmetlerin ihtiyaç sahipleri kesimlere ulaşması için gayret göstermek asli vazifedir. Makedonya’daki Türk milletinin esas beklentisi/sorunu eğitimdeki aksaklıkları gidermek için sivil sektörün yumuşak gücünün devreye girmesinin beklentisi içerisindedir. Bu bağlamda, Türkçe kitapların basımı, kadro yetersizliği, kalifiyeli kadro gibi sorunların giderilmesi için altyapı hazırlıklarını tamamlamış bulunmaktayız. Seçildiğimiz takdirde bu sorunları gidermek için ilgili kurum ve mercilerde girişimlerde bulunarak çözüm olasılıkları üzerinde alternatifler geliştirerek, sorunların giderilmesi için çaba sarf edeceğiz. Bunun haricinde, kültür alanında kültürel altyapıları eksik olan bölgelerde, Türk kültürünü, tarihini, medeniyetini yaşatmak ve geliştirmek için teşvik amaçlı uygulamaları hayata geçirerek, tarihsel ve kültürel varlığımızı devam ettirmek için yatırımlar yapmayı düşünüyoruz.

Makedonya'daki Türklerin sorunları ve size göre çözüm yolları nelerdir?

Makedonya Türkleri’nin kurumsal ve teknik olmak üzere iki kategoriden oluşan sorunları vardır. Kurumsal olarak, kendilerini yaşadıkları ülkede ve Türkiye’de yeterince tanıtamadıkları, kabul ettiremedikleri, Makedonya devlet kademelerinde oranları kadar yer alamadığımız aşikârdır. III. yüzyıldan bu yana bu kadim coğrafyada varlığını devam ettiren Türkler, farklı dönemlerde farklı ülke ve yönetimlerin etkisinde kalmış, nihayetinde bu coğrafyadan Türkiye’ye kitlesel göçler gerçekleşmiş, nüfus olarak sayılarının azalması neticesinde azınlık olarak varlıklarını “millet” olarak devam ettirmenin davasını vermektedir. Teknik olarak mevcut sorunların başında ise ülke genelinde yaklaşık 147 yerleşim biriminde, dağınık ve iletişim eksikliğinden ötürü birlikteliğin oluşmaması halkın gerçek gücünü, birlikte hareket etmesini, coğrafik engellere takıldığı bilinmektedir.

Makedonya Türklerinin Türkiye'den beklentisi nedir?

Makedonya’da Türkiye algılaması bir ananın evladına göstermiş olduğu sadakat, hürmet ve titizlik gibidir. Burada yaşayan Türkler, Osmanlı’nın daha doğrusu “Evlad-ı Fatihan” torunları olarak bilinmektedir. Bura halkının Türkiye’den tek beklentisi Türkiye’nin güçlü olması, güçlü bir Türkiye’nin adaletine, hürmetine, sevgisine, sadakatine gerek Balkanlar, gerek Ortadoğu, gerek Orta Asya kısaca dünyanın insanlığa ve adalete tecelli etmesine ihtiyaç vardır. Biz, Balkanlar’da yaşan Türk-Müslüman halkı da, bu adaletin dünyaya yansımasını hasretle beklemekteyiz. Türkiye’nin Makedonya’daki ikili ilişkilerinde burada yaşayan “Evlad-ı Fatihan” torunları olarak bizleri de daha etkin dikkate almasını ümit etmekteyiz.

 

 

 

Benzer Videolar