Merhum Manisalı Morris Şinasi -2

Sn. Şemsettin Ayyıldız beyin kaleminden O’nu dinlemeye kaldığımız yerden devam edelim inşallah.

ABD’ye doğru yolculuk;

Grafallo tütün ticaretinin bütün inceliklerini kendilerine öğretir. Moiz’e “Esas hayat yenidünya Amerika’da, siz oraya gidin...” diyerek teşvikte bulunur. Sermaye olarak da 25 bin dolar verir. Moiz, 15-16 yaşında geldiği Mısır’dan 1885 yılında -30 yaşında- ayrılarak yola çıkar. İsmini Amerika da Morris, soyadını da Şinasi olarak değiştirir. (Aldığı soyadının Dr. Şinasi’nin adı olduğunu söylemeye hacet var mı? Bilmem ) Morris Şinasi, Amerika’da, Mısır’dan bildiği bir iş olan sigara işine girer ve kısa zamanda zengin olur. ‘Schinachi Brader Tobacco’ şirketini kurar. Amerika’nın sayılı zenginleri arasına giren Morris Şinasi’nin, Amerika’da bulunan ve başı sıkışan Osmanlı vatandaşlarına ciddi yardımları olmuştu. Riverside’da yaptırdığı 42 odalı malikânesini (Woody Allen’in ‘Bullets Over Broadway’ filmi bu malikânede çekilmişti.) tamamen Türkiye’den getirttiği ustalara, Türk süsleme sanatına uygun olarak yaptırmıştı. Büyükelçilerimize yardımcı olmuştu. Sigara imalinde kullandığı tütünleri tercihen Türkiye’den temin ettiği ve kriz döneminde ekonomimize katkı sağladığı için II. Abdülhamid tarafından, 17 Şubat 1908 tarihinde ‘Üçüncü Dereceden Mecidiye Nişanı’ ile taltif edilmişti. Bilahare tüm mallarını satıp paraya çevirmiş ve aynı sene vasiyetini hazırlamıştı. 1928 yılında da -74 yaşında- vefat etti.

MANİSA’YA VASİYET

1930 yılında karısı Louretta Hanım, vasiyeti gereği Türkiye’ye gelip Sağlık Bakanı Refik Saydam ile görüştü. Dönemin devlet yetkilileri ve Türkiye’deki Yahudi cemaati ileri gelenleri Loretta Hanım’a bu hastanenin İstanbul’da yapılması konusunda ısrar ettiler ama o, “eşinin ölürken bile doğduğu toprakları sayıkladığını” söyleyerek buna karşı çıktı. Devletimiz de, Manisa’da 40 bin metrekarelik bir arsa tahsis etti. 29 Ekim 1933 tarihinde hastane törenle hizmete açıldı. Morris’in vasiyeti şöyledir: “Servetimin bir milyon dolarlık kısmını doğduğum ve tedavi olduğum şehrim olan Manisa’ya bir hastane yapılması için bankadaki hesapta bırakıyorum. Bu paranın 200 bin doları ile 40 yataklı donanımlı bir hastane yapılmasını, yatakların sekiz adedinin fakir hastalara tahsis edilmesini...”

Bu ilginç hayat hikâyesinden çıkardığım derslerden biri:

1- Eşi Loretta Hanım’ın kararlı duruşu da apayrı bir vakadır. Sağlık Bakanı R. Saydam’ın ve İstanbul’daki Yahudi cemaatinin tüm ısrarlarına karşın (Hastanenin İstanbul veya Ankara’ya yapılmasını istiyorlardı) “Son nefesinde bile Manisa’yı sayıkladı” diyerek vasiyete ve emanete sahip çıkarak, hastanenin Manisa’ya yapılmasını sağlamıştır. Nasıl bir ‘vefalı duruş’tur bu..! Ders çıkarılacak maddeler çoğaltılabilir. İki mecidiye ile hayata tutunan bir insanın çalışkanlık, azim, kararlılık ve cesaretiyle hangi noktalara gelebileceği vs.yi de ilave edebiliriz. Son olarak derim ki:

Manisalı hemşerilerimiz, 89 yıldır şehrimize hizmet veren Morris Şinasi Hastanesinin banisini unutmamalı, unutturmamalı... Bu toprakların çocuğu bir Musevi vatandaşımızın insanımıza yaptığı iyilikler, gösterdiği vefa, nesillerimize anlatılmalı. Hatta ve hatta onun adına her yıl vefa ödülü verilmeli. Çünkü vefa, dost ikliminde yetişen ve bizim yamaçlarımızın gülü değil midir? Haydi, şimdi biz bize düşeni yapalım. Bu ‘Vefa Abidesi’ne bir vefa da biz gösterelim. Ne dersiniz?

NOT: Yazıyı hazırlarken makalelerinden (11-12 Eylül 2011) faydalandığım Zaman gazetesi yazarı Abdullah Aymaz Beyefendi ve mevzuuyla ilgili dokümanları benimle paylaşan Dr. Fahrettin Er Bey’e teşekkürü bir borç bilirim… Bende âcizane Sn. Şemsettin Ayyıldız bey’e vefalı bir insanın üzerindeki pas ve tozun silinmesine vesile olduğu için şükranlarımı sunmayı borç biliyorum. Son söz olarak da;  hayırlı insan olmanın, insanların hayrına çalışmanın bir yolu da, yaşamak için değil yaşatmak için yaşabilmekten geçer, paylaşabilmekten, insanları hiçbir şart ve şeraitte hor görmemekten, itelememek ve ötekileştirmemekten geçer diyorum. Huzurda kalınız.

 

-BİTTİ-

 

Benzer Videolar