Milli Kültür, Eğitim
Milli Kültür, Egitim ve Çok Kanunluluk
Selamlarin en guzeli ile siz sevgili okuyucularimi selamliyor ve bir su misali bu uzak diyarlardan sevgi saygi ve muhabbetlerimi sizlere yolluyorum.
Bugun gunlerden Cuma ve Toronto mevsimin ilk karini bugun gordu ve termometreler sabah -15’i gosterdi. Gulunu seven dikenine katlanir misali bizlerde buralarda hayatimizi idame ettirdigimiz muddetce zor kis sartlarina gogus gerecegiz zira buda Allahin ayetlerinden. Gecenin gunduzu kovalamasi, kisin yazin ardindan gelmesi gibi tabiat hadiseleride kanun hukmunde bizlere birtakim mesajlar iletmektedir.
Imdi, sizlere bugun ne yazacagimi dusunurken yukarida bahsettigim Allahin nizam ettigi tabiat kanunundan feyz alarak milli egitim ve kulturden bahsetmeye karar kildim zira ozelliklede yeni nesil Turkiyeli kardeslerimizin buyuk bir tehlike icersinde oldugunu buradan gorebiliyorum.
Konuya evvela Kanada hukuk sistemi ve cok kulturlulukden baslamak istiyorumki soylediklerim daha iyi idrak edilebilsin. Daha evvelki yazilarimda bahsettigim gibi Avrupalilar Kuzey Amerika kitasina ayakbasmazdan evvel buralarda Aboriginals dedigimiz yerli insanlar hayatlarini idame ettiriyorlardi taki 1700 yillara kadar. Avrupalilarin ve ozelliklede Fransiz ve Ingiliz kralliklarinin kitayi isgalinden sonra evvela Fransiz sivil hukuku kitaya egemen olmus ve daha sonra Ingilizlerin Fransizlari savasda maglup etmesinin sebebi ile kitada common law ismiyle bilinen genel Ingiliz kanunu uygulanmaya baslanmisdir. 1763 senesinde imzalanan Paris Sozlesmesine kadar Fransizlarca isgal edilen bolgelerde Fransiz Sivil Kanunu hukmunu surduruyordu. Daha sonralari Ingilizlerin kitayi tamamen ele gecirmesinden sonra Fransiz Sivil Kanunu yerini bir kac bolge haricinde Ingiliz Genel Kanununa terk etmisdir.
Yukarida bahseddigimiz sebeblerden dolayi Kuzey Amerika kitasinda Ingiliz ve Fransiz kulturu hakimiyet sagladi ve yerli insanlarin bircogu Avrupalilar tarafindan katledilmek veyahutda kendi milli kultur ve nizamlarindan soyutlanmak suretiyle neredeyse kitadan silinmislerdir. Bu aci gercekler son zamanlarda Kanada devlet politikasinin bir parcasi haline gelmis olup bazen rey toplamak icinde olsa devlet yetkilileri kendi aci gecmisleriyle yuzlesebiliyorlar ve birtakim seyleri itiraf edebiliyorlar. Nitekim, Haziran 2008 senesinde o zaman basda olan Conservative Party lideri Stephan Harper resmi olarak yerli halkdan 1870 li senelerde yerli cocuklarin zorla ailelerinden kopartilip residential school system dedigimiz yatili okul sistemi altinda baslatilan bir kampanya ile turlu eziyetler ve zulumlere maruz kalmis olmasi, kendi ana dillerinden, kulturlerinden, dinlerinden, kiyafetlerinden zorla vazgecirtilmeleri sebebiyle ozur beyan etmisdir. Bu ozrun Ingilizce metnini sizlerle yandaki linkde paylasiyorum (www.aadnc-andc.gc.ca/eng/1100100015644/1100100015649). Bircok yerli cocuk yapilan bu asagilik baski ve zulumlere dayanamayip kah intihar etmis kah kacma girisimlerinde bulunmuslardir. Nihayetinde, kitayi zorla ele geciren Avrupalilar yerli halki sadece kendilerine koloni yapmayip cesitli iskencelerden gecirmislerdiki ozbenliklerini, dinlerini, milliyetlerini, atalarini unutsunlar ve gecmisleriyle ilisigi kesilmis yeni bir nesil gelsin. Bu inkilaplarin en buyugu dil ve din inkilabidirki Ingilizler zorla yerli cocuklara kendi dillerini ve alfabelerini dayatmislar ve gelecek nesillerin tarihi, kulturel ve sosyal olarak gecmisleriyle baglarinin kesilmelerini istemislerdirki ileride baslari agrimasin.
Imdi, Turkiyemizde Osmanli doneminden sonra baslatilan bir takim degisimler sonucu Osmanli alfabesinden vazgecilmis ve bu sebebdendirki yeni nesiller kendi milli tarihleri ve kulturleri ile adeta yabancilastirilmislardir. Bugun herhangi bir cocuga arsivlerden Osmanlica bir belgeyi cikartip hadi sunu bir okuda anlayalim deseniz cocuk sanki “yabanci” bir dil ve alfabe ile karsi karsiya kalmis gibi hem belgeye hemde size bakar cunku ne yazdigini bilemediginden belge ile iliski kuramaz. Alfabe degisimi bir tarafa, son zamanlarda televizyon ekranlarinda canli yayina cikan bir cok gazeteci, muhabir, akademisyen vedahi siyasiler ki buna halihazirdaki devlet yetkilileride dahil olmak uzere bir cok insanimiz konusurlarken yari Ingilizce yari Turkce konusuyorlar. Bu vahim ve bir okadarda aci tablonun sorumlusunun kim oldugunu aramak yerine egitim sistemimizdeki yanlislari duzeltmeli ve genclerin, yeni nesillerin kendi kulturleri ve tarihleri ile barisik hale getirilmeleri gerekmektedir. Velhasili kelam, hersene milli butcenin zenginlesmesi, aile basina dusen milli gelirin artmasi, insanlarin ev araba is sahibi olmasi pek birsey ifade etmeyecekdir cunku kendi milli oz suurunu, kulturunu ve degerlerini kaybetmis toplumlar sadece gunluk maddi cikarlar icin hayatlarini idame ettirir hale geleceklerdir ki buda suan baslamisdir. Insanlarimiz ne yazikki maneviyattan maddecilige intikal etmislerdir ki bu cok vahim bir degisimdir banagore. Milli alfabemiz Osmanlicadan vazgectigimiz gibi milli kanun ve nizamlarimizdanda vazgecdik. Cok enteresandir, dusmani yurttan kovmak icin verdigimiz sanli milli mucadele kadar, nizam ve kanunlarimizi korumak icin caba sarf etmedik.
Tum kanunlarimiz suan Avrupali devletlerden alinmisdirki bu kanunlar ozellikle Avrupali insanlarin kultur ve sosyal yapilarina istinaden hazirlandigi icin tamamiyla Turkiyeli sosyal insan yapisina ki buna devletde dahil hic uyumlu degildir. Misal, medeni kanunumuz İsviçre Medenî Kanunundan esas alinarak 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilmiş. Türk Ceza Kanunu, İtalya’dan adapte edilerek 1 Mart 1926 tarihinde kabul edilmiştir. Alman ve İtalyan Ticaret Kanunları esas alınarak hazırlanan Ticaret Kanunu 29 Mayıs 1926’da kabul edilmiş ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmiş iken, Deniz Ticaret Kanunu ise, 13 Mayıs 1929’da kabul edilmiştir. İsviçre İcra ve İflas Kanunu esas alınarak hazırlanan bu kanun, 24 Nisan 1929 tarihinde kabul edilmiştir.
Kanadada dikkatimi ceken en onemli hususlardan birtaneside Kanadalilarin kendi lisanlarina verdikleri onem ve hicbir sekilde lisan ve kulturlerinden taviz vermemeleridir. Bugun herhangi bir Kanadaliya yarim yamalak bir ingilizce ile derdinizi anlatmaya calissaniz ve bu kisi sizi anlasa dahi size “sorry” diyecekdir cunku sizin Ingilizceyi dogru konusmadiginizi anlayip sizi duzeltmek isteyecekdir. Din ve kultur bakimindan bizlerle hic uyusmayan bu insanlar bile dil, din, kanun ve kulturlerine bukadar sahip cikarlarken, kadim bir gecmisden gelen bizlere ne oluyorki bizler dilimize, milli kanunlarimiza ve kulturumuze onlar kadar sahip cikamadik ve cikamiyoruz? Nicin herdaim onlara ozeniyoruz?
Haydi, kendimize gelelim ve ozelliklede basda olan devlet insanlarimiz, hukumet yetkililerimiz artik yari Ingilizce yari Turkce konusmayi birakip kendi milli degerlerimize donelim ve gelecek nesillere guzel bir ornek olalim.
Hepinizi tum kalbi duygularimla selamliyor ve Allaha emanet ediyorum.
Yusuf Basaran
Hukuk Egitmeni, Filozof, Yazar