Mona Lisa neden bu kadar ünlü bir eser?
da Vinci gibi bir dehanın eseri olduğu için mi?
İçinde şifreler ve gizli mesajlar mı var?
Farklı teorilerle ve içinde barındırdığı söylenen değişik mesajlarla sürekli gündeme gelen Leonardo da Vinci’nin belki de en ünlü eseri Mona Lisa, Fransa’daki Louvre Müzesine yılda milyonlarca kişiyi çekmekte.
Mona Lisa olarak da adlandırılan, Lisa Gherardini, Francesco del Giocondo’nun eşinin portresidir. Ahşap bir panel üzerine Leonardo da Vinci tarafından yapılan bu eser, muhtemelen dünyanın en ünlü tablosu. Leonardo’nun Floransa’da yaşadığı 1503 ve 1519 yılları arasında bir zamanlar boyanmış ve şimdi Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmekte. Bu tablo, gizemli gülümsemesi, kesin olarak kanıtlanmamış kimliği, tablonun sırrını açığa çıkarmak için üzerinde yapılan çalışmalar sayesinde de ününü iyice arttırmış durumda.
Bu kadar ünlü olunca da başına kötü şeylerin gelmesi biraz kaçınılmaz bir durum. Görmek isteyenlerin yanında yatak odasına asan bile olmuş. Öyle ki Fransa İmparatoru Napolyon Bonaparte eseri yatak odasında bulunduruyordu.
21 Ağustos 1911 tarihinde ise, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı, Louvre Müzesi’nin duvarından çalındı. Mona Lisa’nın ertesi güne kadar kayıp olduğu bile fark edilmedi. Bugün belki de en ünlü tablolardan olan Mona Lisa, o zamanlarda pek popüler olmayan, çoğu insanın bile görüntüsünü bilmediği bir eserdi. Leonardo da Vinci’nin 16. yüzyılın başlarında yaptığı bir eser olduğu bilinmesine rağmen, sadece küçük bir grup sanat eleştirmeni ve meraklıları onun özel olduğunun farkındaydı. Resmin çalınması ise bu durumu sonsuza dek değiştirecekti.
Hırsızın kimliği ve tablonun nerede olduğu ile ilgili konuşmalar çok hızlı bir şekilde yayılıyordu. Bazı Fransızlar, hırsızlığı ülkelerini demoralize etmek için bir yol olduğuna inanarak Almanları suçladı. Bazıları da Louvre’nin bu hazineleri ne kadar kötü koruduğunu ortaya çıkarmak için tabloyu Louvre’de çalışan birisinin çaldığını savunuyordu. Diğerleri de her şeyin bir şaka olarak yapıldığına ve resmin kısa bir süre sonra anonim olarak iade edileceğine inanıyordu.
Mona Lisa’nın nasıl bir şeye benzediğini insanlara göstermek için binlerce kopyası basılıp Paris’te dağıtılmaya başlandı. Resmi her yerde gören insanlar onun hakkında konuşmaya ve hikayeler anlatmaya başladı. Bu esere artık aşina olan insanlar, Leonardo da Vinci’nin yaptığını öğrendikten sonra da eser hakkında efsaneler çeşitli hikayeler ortaya çıkmaya başladı. Aradan iki yıl geçmesine rağmen Mona Lisa’dan herhangi bir haber alınamamıştı.
1913 yılı sonbaharında soyguncu sonunda ortaya çıkmıştı. Mona Lisa’yı müzeden çalan kişi eski bir müze çalışanıydı. Floransalı olan bu kişi, Mona Lisa’nın ait olduğu topraklara yani İtalya’ya dönmesini istediği için tabloyu çalmıştı. Tabloyu satmak için bir antikacı ile temasa geçti. Antikacı ile buluşma ayarlayan “Leonardo” takma adını kullanan hırsız antikacı ile buluştu. Resmin orijinalliğini sorgulayan antikacı tablonun arkasındaki Louvre mührünü görünce orijinal Mona Lisa olduğunu anladı ve Mona Lisa hırsızı Vincenzo Perugia yakayı bu şekilde ele verdi ve tutuklandı.
Bulunduktan sonra imajı ticari olarak da kullanılmaya başlandı. Popüler kültüre hizmet eden bir “figür” haline büründü. Hakkında ödüller teklif edildi, makaleler ve araştırmalar yapılmaya başlandı. Her zaman olduğu gibi ortaya farklı iddialar da atıldı tabii.
Bu olaylardan günümüze gelene dek ününü eksiltmeyen, hatta ve hatta üzerine koyarak devam eden Mona Lisa, belki de ününü bu hırsızlık olayına borçlu.
