Montenegro Rüyası?
Doç.Dr.Emin Serin
“Hocam; bir Balkan ülkesi varmış, adı Montenegro imiş, bu konuda bizi aydınlatır mısın?”, “Abi; herkes ‘Montenegro’ya gidin’ diyor, ne diyorsun, ilgilenelim mi?”, “Hocam, ‘inanılmaz imkânlar var’ diyorlar, ne yapalım, bize fikir ver.” Bu tür soruların yüzlercesini son yıllarda çok duyuyorum, tanıdığım birçok kişi rüyasında Montenegro’yu yani Balkanların güzel ülkesi Karadağ’ı görür oldu. Genelde rüyalar hep tersine yorumlansa da, ilk birkaç gün kafamızı karıştırır sonra da unutulur giderler. “Montenegro” bilinen adıyla Karadağ, eski Yuguslavya'dan ayrılarak 2006 yılında bağımsızlığını ilan eden bir ülke. Doğal güzellikleri, dağları ve gölleri ile büyüleyici bir ülke olan Karadağ'ın ismi zamanında bu ülkeyi yöneten Venedikliler tarafından verilmiş. İtalyanca'da “monte” kelimesi "dağ", “negro” kelimesi “siyah” anlamı taşıyor. Karadağ, anayasada, “cumhuriyet yönetimde bağımsız ve egemen bir devlettir” olarak tanımlanıyor. Karadağ'ın bilinen uluslararası adı, yukarıda da belirttiğim gibi, Montenegro’dur. Birleşmiş Milletler, NATO, Dünya Ticaret Örgütüne üyelikleri bulunan Karadağ’da kişi başına düşen milli gelir 7.358 dolar, toplam milli gelir 5.5 milyar dolar civarında. Sektörlerin milli gelire katkısı %75’i hizmet, %20’si turizm sektörüdür. Asgari ücret Temmuz 2020 itibariyle 331 Euro olsa da ortalama aylık ücretler 600-700 Euro arasında değişmekte. Nüfusun büyük çoğunluğu başkent Podgorica ve çevresinde yaşıyor, 2019 sayımlarına göre Karadağ Cumhuriyetinin resmi nüfusu, 615.000. Sadece nüfus parametresine göre bir değerlendirme yapacak olsak; Türkiye’deki 34 tane şehrin her birinin nüfusunun Karadağ Cumhuriyetinin toplam ülke nüfusundan fazla olduğunu belirtmemiz gerekir. Montenegro (Karadağ), Avrupa Birliğine resmi adaylık başvurusunu 2009 yılında yaptı. Şu ana kadar ki üyelik müzakerelerinin olumlu gittiğini AB yetkililerinin yaptığı çeşitli açıklamalardan anlamak mümkün. Geçtiğimiz aylarda yapılan genel seçimlerden sonra Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ardı ardına yaptığı yazılı açıklamalarla Karadağ’ın üyelik yönündeki hızlı ilerlemesinin devam edeceğine inandıklarını, yeni hükümetin oluşmasıyla ülkede siyasi ve ekonomik reformların hız kazanacağını, üyelik sürecindeki tüm çabaları sonuna kadar desteklediklerini belirtmişti. Bu noktada, biraz daha detaya girip, teknik bilgileri aktarmakta fayda görüyorum. Dünya Bankası’nın “İş yapma kolaylığı” sıralamasında 190 ülke arasında, Karadağ 50.sırada yer alıyor. Türkiye, bu listenin 43.sırasında. Karadağ, yeni gelişmeye başlayan bir ülke olduğu için istihdam fırsatları fazla görünüyor. Ülkeye yatırım yapmak isteyen ya da çalışmak isteyen kişiler için pek çok iş fırsatı bulunduğu raporlanıyor. Karadağ’da önde gelen iş kolları inşaat, gıda ve tekstil sektörleri ancak bunların dışında tarım ve hayvancılık, orman ve su ürünleri, enerji ve otel işletmeciliği sektörlerinde de iş yapılabilmekte. Karadağ’da bir çalışan olmak, geçinemeyecek kadar maaş kazanmak anlamı taşır. Bu nedenle insanlar kurulmuş bir şirkette çalışmak yerine kendi şirketlerini kurmayı amaçlıyorlar. Karadağ’da ortalama 3 günde şirket açıp, 21 günde oturum izninin alındığı, ayrıca bu süreçler hızlı ve olabildiğince sorunsuz ilerleyebildiği için düşük maliyetle kolay ve hızlı şekilde Karadağ’da oturma izni alınabildiği aktarılıyor. Birkaç yıl önce Gürcistan’ın, Rusya ile yaşadığı diplomatik sorunların ardından, Avrupa Birliği’ne alınacağı söylenmiş, uluslararası öngörüler ayyuka çıkmış, kulaktan kulağa yayılan “fırsat haberleri” ile insanlar Gürcistan rüyası görür hale gelmişti. Başkent Batum’da yaşanan emlak patlaması ve kurulan şirket sayılarındaki artış, Türkiye’yi de saran bu algının en büyük sonuçları olmuştu. Benzerleri Bosna Hersek, Sırbistan, Kosova, Makedonya ve Kıbrıs’ta da yaşandı. Burada; olası yanlış anlamaları engellemek için, yapılan yatırımların amaçlarını ve sonuçlarını irdelemek niyetinde olmadığımı, sadece genel performans ölçütlerine göre değerlendirmeler yaparak ülkelerin uluslararası yatırım iştahları konusunda okurlarımın fikir edinmelerini amaçladığımı belirtmek zorundayım. Normal şartlarda, Karadağ (Podgorica) ile Türkiye (İstanbul) arasında haftada 5 adet karşılıklı uçak seferi düzenlenmekte idi. Havayoluyla 1.5 saat mesafede olduğu için de ulaşım açısından yakın gibi görünüyor ancak bu avantajın diğer Balkan ülkeleri hatta Güneydoğu Avrupa ülkelerinin tamamında aynı olduğunu belirtmeliyiz. Türkiye’de 2020 yılı Kurumlar Vergisi %22, Gelir Vergisi artan oranlı vergi olma özelliğiyle en düşük %15 iken, Karadağ’da Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi’nin %9 olması yatırımcılar için büyük bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Ayrıca Türkiye ile Karadağ arasında “Serbest Ticaret Anlaşması” bulunmakta ve bu anlaşma sayesinde Karadağ’da kişi kuracağı şirket üzerinden ihracat yapabilmekte. Ayrıca Karadağ'da anlaşmalar gereği Türk vatandaşlarına vize uygulaması bulunmamaktadır. Geçerli pasaport ile ülkeye giriş yapmak ve 90 gün süre ile Karadağ’da kalmak mümkün. Buna rağmen; Montenegro rüyası görmeden önce başka açılardan da değerlendirmeler yapılması gerekir. Kuzey Makedonya’nın Dünya Bankası’nın “İş yapma kolaylığı” sıralamasında 10.sırada olduğunu, Bosna Hersek’te yabancı yatırımların gümrük vergilerinden muaf olduğunu, yabancı yatırımcıların Bosna-Hersek vatandaşlarıyla aynı şekilde mülkiyet edinme hakkına sahip olduklarını ve yatırımlarından elde ettikleri gelirlerini serbestçe, seçilen para birimiyle yurtdışına transfer edebildiklerini, Arnavutluk’ta 5 gün içinde istenilen alandaki şirketin kurulabildiğini, Kosova ile Türkiye arasında da serbest ticaret anlaşmasının olduğunu ve bu anlaşmalara istinaden sayısız avantajlar elde edilebildiğini, Kosova’nın franchising için uygun bir pazar olduğunu, Avrupa’ya açılmak isteyen birçok yabancı yatırımcının Kosova’yı yakından izlediğini, Sırbistan’ın da benzer ayrıcalıklar sunarak yabancı yatırımcılara kapılarını açmak istediğini unutmamak gerekir. Uzunca zamandır, “Hocam, ‘Karadağ’da inanılmaz imkânlar var’ diyorlar, ne yapalım, bize fikir ver.” diye soranlara heveslerini kırmadan şu cevabı veriyorum: “Asıl amacınız nedir? Bir dış yatırım yapacaksanız, bunu Karadağ Cumhuriyeti popüler olduğu için mi yoksa gerçekten avantajlı olduğu için mi yapacaksınız? Çevrenize ‘Balkanlarda firmam var’ demek için bunu yapacaksanız, yapmayın. Bu, kârdan çok zarar getirir. ‘Yakında Avrupa Birliğine girerse şanslı oluruz’ diyorsanız, yanılıyorsunuz ya da eksik düşünüyorsunuz, diğer Balkan ülkeleri de benzer durumdalar. Moda ve algı, yatırım gerekçesi olamaz, herkes Karadağ’ı konuşuyor diye ev almak ya da şirket kurmak mantıklı değil. Gerçek işletmeci/yatırımcı iseniz, çevre ülkeleri bir bütün halinde inceleyin, fırsatları inceleyin, uluslararasılaşın ve cesur olun, pazara girin.”