Mudanya Mütarekesi

Sayın okurlarımız, bugünkü yazımızda sizlere Kurtuluş Savaşımızın sona ermesiyle birlikte, imzalanan Mudanya Mütarekesinden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz Eylül Ayı içerisinde Ankara'dan İzmir'e  yapmış olduğum bir otobüs yolculuğunda, Sakarya Meydan Savaşı’nın geçtiği Polatlı'dan geçerken başta Başkumandan ATATÜRK  ve silah arkadaşları ve elbette şehitlerimize Fatiha okudum. Ne yazık ki Kurtuluş Savaşımızın dönüm noktası olan bu muharebe medyamızda yeterince yer almamıştır. Yolculuğum sırasında otobüste yanımda üniversiteyi yeni bitirmiş bir genç oturuyordu. Kendisiyle sohbet ederken Kurtuluş Savaşımız hakkında bilgisinin olmadığına üzülerek tanık oldum. 30 Ağustos için  sadece Zafer Bayramı cevabını verdi. Ama bu savaş hangi yıl oldu ve hangi devletle savaştık, bunu bilmiyordu. Mazeret olarak da ben sözeldeydim diye cevap verdi. Halen orta eğitimde tarih dersinde neler okutulduğunu bilmiyorum, ancak anlaşılıyor ki sayıları az dahi olsa bazı gençlerimiz basını da izlemiyor veya basında sadece magazin ve sporu takip ediyor. Üstelik bu gencimiz verdiği cevapta bir de bu konuları yenilemek iki ülke arasında bir düşmanlığı hatırlatmaz mı? cümlesini söylemez mi? Kendisine kibarca Atatürk ve Dönemin Yunan Başbakanı Venizelos'un Türk ve Yunan dostluğunun temelini attığını anlattım. Liseyi Ankara'daki meşhur Gazi Lisesi’nde bitirdim. O tarihlerde Erkek ve Kız Liseleri ayrı idi ve sözlü sınavlar vardı. Ayrıca Lise son sınıfta son sınıfı başarı ile geçen öğrenciler, lise bitirme sınavlarına girmeye hak kazanıyordu (Bakalorya) ve Temmuz ayında bütün derslerden sözlü sınavlar yapılır, bütün derslerden başarı gösterenler Lise Diploması alırlardı. Benim mezun olduğum 1961–1962 Sezonunda sınıfımda Temmuz ayı sonunda sadece 8 kişi mezun olabilmişti, bunlardan biri de bendim. Diğer arkadaşlarım ise Eylül ayı ya da bir yıl sonra mezun oldular. Sınıf arkadaşlarımın bazılarını söylersem, nasıl bir eğitim aldığımız anlaşılacaktır. Sn. Namık Kemal Zeybek  " Kültür eski Bakanı ve Demokrat Parti eski Genel Başkanı, Sn. Mehmet Moğultay eski Çalışma Bakanı ve Adalet Bakanı, Sn. Murat Karayalçın eski Ankara Belediye Başkanı ve Dışişleri Bakanı. Geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz merhum Aktörler Sönmez Atasoy ve Yaşar Güner. Kurtuluş Savaşı’nı bilmeyen bir öğrencinin liseyi bitirmesi mümkün değildi. Müzik Öğretmenimiz Rahmetli Faik Canselen  idi (1911-2009) Paris’te eğitim görmüş "İleri ve bir çok marşımızın bestecisi idi. Müzik dersinde piyano ile klasik eserler çalardı. Daha lisedeyken benim bir Opera sanatçısı olacağımı anlamış ve liseyi müteakip bana dersler vererek (tabii ki ücretsiz) Opera sanatçısı olmamda yardımcı olmuştur. Tarih öğretmenimiz ise tarihçi ve tarih kitabımızın yazarı merhum Enver Behnan Şapolyo idi. Gelelim yazımızın konusuna; Kurtuluş Savaşı sonunda İngiltere Başbakanı kibirli Lıoyd George silah ve siyasi destek verdiği Yunanistan'ın savaşı kaybetmesini hazmedememiştir. 1922 yılı Eylül ayında Kurtuluş Savaşı’nın hemen sonunda General Fahrettin Altay komutasındaki Türk Süvari Kolordusu Çanakkale Boğazı’ndan İstanbul'a yönelmiştir. (Anılan tarihte Boğazlarla ilgili Montreux Anlaşması henüz yapılmamıştı) Türk ordusu Çanakkale'de bulunan İngiliz Kuvvetlerine bir ültimatom  (Latince SON SÖZ) vererek geçit hakkı istemiştir. Bunun üzerine bölgede bulunan Fransız Kuvvetleri Fransız Başbakanı’nın emriyle derhal geri çekilmişlerdir. İngiliz Başbakanı Lıoyd George bu ültimatomu reddederek İngiliz Kuvvetleri’ne direnme emrini verdi ve hükümetindeki bazı bakanlarla birlikte bir bildiri yayınlayarak Türkiye'ye karşı savaş ilan edeceğini bildirdi. Kanada savaş istemiyordu ve Kanada Başbakanı verdiği beyanatta " Savaş kararını İngiltere değil Kanada Parlamentosu verir" diyerek bu savaşa karşı olduğunu  ifade etmiştir. İngiliz Kamuoyu ve Muhafazakâr Parti’nin bazı ileri gelenleri ve Bazı Bakanlar bu savaşa karşı çıktılar. Dışişleri Bakanı Lord Curson ve Savaş Bakanı Winston Churchill de Başbakan’ın bu çatışmacı siyasetine karşı çıktı. 12 Ekim 1922 günü Muhafazakâr Parti hükümetten çekilme kararı aldı. Karizmatik bir lider olan Lıoyd George için tek seçenek kalmıştı o da gereğini yaparak 22 Ekim 1922 tarihinde istifa ederek siyaset sahnesinden çekilmiştir. 1922 yılı Eylül ayında sona eren Kurtuluş Savaşı’ndan sonra yine aynı ayda yaşanan yukarıda konu edilen Çanakkale Krizini müteakip İtilaf Devletleri TBMM 'e mütareke çağrısında bulunmuşlardır. Türk ordusu ile İngiliz İşgal Kuvvetleri arasında bazı gerginlikler  yaşandıysa da mütareke görüşmeleri Bursa'nın Gemlik Koyu Kıyısı’ndaki şirin İlçesi Mudanya 'da 3 Ekim 1922 tarihinde başlamıştır. Görüşmelerde TBMM 'i Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa temsil etmiş, Fevzi Paşa ve Refet Paşa da mütareke görüşmeleri boyunca Mudanya'da bulunmuşlardır. İngiltere'yi General Harington, İtalya'yı General Mombelli ve Fransa'yı ise General Charpy temsil etmiştir. Yunanlıları temsil eden General Mazarakis ve Albay Sanyagis görüşmelere doğrudan katılmayıp Mudanya açıklarında demirlemiş bulunan bir İngiliz gemisinde beklemişlerdir. Oysa ki bu görüşmeler elbette ki Yunanistan'ı doğrudan ilgilendiriyordu. Ancak görüşmelerde Yunanistan'ın menfaatlerini korumak elbette  Hamisi olan bu devletlere düşmüştür. Mudanya Mütarekesi geceli gündüzlü çetin görüşmeler sonucu 11 Ekim 1922 günü gece yarısından sonra  sona ermiştir. Anlaşmada mutabakat sağlanması üzerine, İsmet Paşa gece yarısı hemen anlaşmanın imzaya hazırlanmasını Türk Delegasyonu’ndan istemiş ve bu anlaşma sabah saat 06.00 da taraflarca imzalanmıştır. Dünyada bu  saatte imzalanan tek anlaşmadır bu. İsmet Paşa mütarekenin acele imzalanmasını İngiliz Delegasyonu’na vazgeçer düşüncesiyle güvenmemesinden kaynaklanmıştır.   ANLAŞMA MADDELERİ   Nitekim görüşmelerde gergin anlar da yaşanmış ve bir ara görüşmelerin kesilme riski yaşanmış, bunun üzerine kahraman Türk Ordusu’nun yeniden harekât hazırlıklarına başladığı da bilinmektedir. -14 Maddelik olan bu anlaşma imzalandıktan üç gün sonra  14/15 ekim 1922 Ekim gecesi yürürlüğe girmiştir. Bu anlaşmaya göre; -Türk ve Yunan Kuvvetleri arasında olan silahlı çatışma sona erecektir. -Yunanlılar 15 gün içerisinde Doğu Trakya'yı boşaltacaklar ve Bölge İtilaf Devletleri aracılığıyla 30 gün içerisinde Türk Yönetimine devredilecektir. Barış anlaşması imzalanıncaya kadar Türk Ordusu Trakya'ya geçemeyecektir. Buna karşılık iç güvenlikle ilgili olarak 8 bin kişiyi aşmayacak bir Jandarma Kuvveti gönderilecektir. Barış Anlaşması imzalanıncaya kadar Meriç Nehrinin Batı Sahili yani Batı Trakya ve Karaağaç, İtilaf Devletleri işgalinde kalacak ve Türk Kuvvetleri Çanakkale Boğazı ve  İzmit'te belirlenen hattı geçemeyecektir. Yunan Heyeti bu Anlaşmayı kabul etmeyip imzalamak istememiştir. Ancak kendisini destekleyen İngiltere-İtalya ve Fransa'dan gerekli desteği bulamayınca Mütarekenin kabul tarihi olan 11 Ekim den üç gün sonra yani  14 Ekim 1922 tarihinde imzalamak zorunda kalmıştır. TBMM Doğu Trakya'nın teslim alınması görevini İstanbul'daki 6. Kolordu komutanı olan Refet Paşa'ya ( Tümgeneral Refet Bele) vermiştir. Refet Paşa 19 Ekim 1922 günü İstanbul'a TBBM in temsilcisi olarak girmiş ve halk tarafından büyük bir coşku ile karşılanmıştır. Bu Mütareke Türk-Yunan çatışmasını sona erdirmiş  ve Doğu Trakya'nın kurtarılmasını sağlamıştır. Ancak Boğazlar üzerinde Türk Kontrolü’nün sağlanamaması ve Trakya'ya Ordu geçirilememesi Barış Konferansı öncesi Türk tarafının pazarlık gücünü sınırlamıştır. Mudanya Mütarekesi Türk tarafına birçok kazanç sağlamakla birlikte Boğazlar konusunu çözememiştir. Hatta Boğazların tamamen Türk kontrolüne geçmesi Lozan Barış Görüşmelerinde de sağlanamamış ve bilindiği gibi bu sorun da ancak 1936 yılında imzalanan Montreux Anlaşması ile çözülmüş ve boğazlar tamamen Türk kontrolüne geçmiştir. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki TBMM, diplomatik ataklarla dünya kamuoyunu Türklerin yanına çekmeyi başarmıştır. Müttefiklerinin büyük desteğine rağmen Yunanlıların Anadolu'da ağır bir yenilgi alması, İngiliz kamuoyunun savaşa karşı çıkması, Lıoyd George hükümetinin Çanakkale Krizi esnasında ağır bir sarsıntı geçirmesi, İngiltere'ye bağlı sömürgelerinin savaşa karşı çıkmaları ve müttefikleri Fransa ve İtalya'nın bir maceraya girmeyip Anadolu'yu işgalden vazgeçmeleri nedenleri İngilizleri ateşkese zorlamıştır. Mudanya'ya yerleşmiş akrabalarım var, bu itibarla arada bir Mudanya'ya gidiyor ve her gidişimde de deniz kıyısında olan, mütarekenin imzalandığı ve bir müze olan bu tarihi binayı ziyaret ederek kahramanlarımız için dua etmekteyim. Ruhları şad olsun. Medyamıza gelince, bu konuda herhangi bir habere rastlamadım, inşallah böyle bir haber vardır da bu haberi ben atlamışımdır.      
Benzer Videolar