Neden 4+4+4 ?
Neden olacak? OECD Eğitim raporunda ülkemizin geldiği sıralama ortada. İçler acısı. Bu da eğitim sisteminin böyle yürümemesi gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. Şimdi buradan uzun uzun OECD eğitim raporunu yazıp sizlerin hem canını sıkmak, hem de yazarak köşeyi doldurmak istemem. Kesintili eğitim, genel anlamda fırsat doğuran, öğrencinin şahsi yeteneklerine imkân sunan bir sistemi öngörüyor. Eski Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erdoğan'ın belirttiği 8 maddede kesintili eğitimin faydalarını şöyle sıralıyor..
1-Zeki öğrenci daha iyi hızlı öğrenecek ve dünya ile yarışabilecek.
2-Daha az yetenekli öğrenci, aşağılık kompleksine düşmeyecek.
3-Meslek liseleri öğrenci akınına uğrayacak. Sanayici teknik eleman bulacak.
4-Kur'an kursları ve imam hatip liseleri normalleşecek.
5-Düz liselere giden öğrencilerin 4 senesi heba olmayacak. Düz lise yerine meslek lisesine gidecek ve bir meslek öğrenecekler.
6-Kesintili eğitimde yeteneğini geliştirmiş öğrenci ile henüz yeterince geliştirememiş öğrenci aynı sıralarda, 8 yıl birlikte olma mecburiyetinden kurtulacak.
7-Zeki öğrenci ile daha az zeki öğrenci kesintisiz eğitimde 8 yıl birlikte okuyor. Daha az zeki öğrenci, zeki öğrencinin öğrenme hızını kesiyor ve onun zamanını çalıyordu.
8-Bu durumda zeki öğrenciler, diğer öğrencilerin moralinin bozulmasına yol açıyordu.
Bunun yanında;
Uzun yıllar atama bekleyen branş öğretmenlerinin önü açılacak. Ülkemizde mesleki eğitime verilen önemin azalması engellenecek. 4 yıllık birinci kademe eğitiminden sonra farklı okullara alınacak öğrenciler psikolojik açıdan isabetli bir atmosfere girecekler. Kesintisiz eğitim sisteminde, buluğ çağındaki çocuklarla ilkokula yeni başlayan oyun çağı çocukları aynı mekânları kullanmak zorunda bırakarak, küçüklerin ruhsal ve fiziksel gelişimlerini yerle bir ettiğini gözlemlemişsinizdir. Mesleki eğitime ciddi bir darbe vurdu. Dershanecilikte patlama yaşandı. Okullarda disiplin, şiddet ve taciz olayları arttı. Eğitimin demokratikleştirilmesi ve ferdi tercihlerin ön plana çıkması açısından 4+4+4 sistemi göz dolduran bir tablo sunuyor. Zorunlu eğitim olarak dayatılan sorunlu eğitim, büyük ölçüde geride kalacak. Bunu söylerken eğitimde sihirli formül bulundu demiyorum elbette. Devletin değil öğrencinin ve ailenin tercihlerine saygı duyan ve fırsat veren bir sistem, elbet eskisinden iyidir. Kesintisiz 8 yıllık eğitim, "eğitim"i dayatmacı bir "öğretim"e hapsediyordu. Hep söyleriz, eğitim deriz ama "öğretim"den ileri geçemediğimizi hiç görmeyiz. Yeni sistem, öğrencinin irfan sahibi olmasına, kendi değerlerini oluşturmasına ve toplumsal sorumluluğun neresinde olduğunu idrak etmesine fırsat veren bir sistem. Çünkü ileri demokrasilerde eğitimde birey ve ailenin tercihi önceliklidir. Elbette ki bizim tercihlerimiz ve tecrübelerimiz çocuklarımızın yolunda parlayan ışık olmalı. Bırakın her aile çocukları için kendi ışıldaklarını yaksın. Bu sistemin güzel bir yanı da özellikle zorunlu eğitimin 4+4 olarak iki kademede planlanmasıyla, ikinci kademede farklı öğretim programlarının uygulanacak ve bireylere seçme özgürlüğü verecek.(G.Avcı) Eksilerden çok daha fazla artıları neden görmüyoruz? Branş öğretmeni açığını ücretli öğretmen istihdamıyla gidermek formülü, eğitimde kaliteyi neden düşürsün? İşinin ustası olup da öğretmenlik yapmayan pek çok kişi de var. Yeni eğitim sürecinde bazı belirsizliklerin ve eksikliklerin olması, sistemin reddini gerektirmez. Yeni sistemle kız çocuklarının okullu olma oranlarının düşeceğiyle ilgili eleştiri de gerçekçi değildir. Gerçeklikten uzak birtakım saplantılarla veya kendine özgü hassasiyetlerle kız çocuklarını okula göndermekten çekinenler, örgün eğitimin yanında sunulan evde eğitim (home schooling) sistemini daha sorunsuz bir şekilde kabul edeceklerdir. Yani evde eğitim modelinin hayata geçirilmesiyle, kız çocukların okuma oranının aksine artacağı gün gibi aşikardır. Evde Eğitim (Home schooling) Batı'da verimliliği ve faydaları tecrübelerle ispatlanmış bir sistem. Sistemin kurulumunda bir takım eksiklikler olabilir, ama her "yeni", zor da olsa kendi ortamını üretir değil mi? "Yeni"yi uygulamadığınız sürece, toplum kendini yeniye adapte etmez. Çünkü bu sisteme geçilirken, eğitim pedagojisinin değil; politik ideolojinin kıstasları esas alınmıştı. Kısa vadede mesleki eğitimi bitiren bu sistemin, uzun vadede artçı sarsıntıları bir süre daha hissedilmeye devam edecek. Eğitim felsefesi ve pedagojisine ters, evrensel eğitim standartlarına da zıt olan bu sistemin yerine, hayata geçirilmesi düşünülen yeni sistem 3 aşamalı, kesintili ve zorunlu bir eğitim anlayışını barındırıyor. Bu yeni yaklaşımın avantaj ve muhtemel dezavantajlarına geçmeden önce, kısaca hakkında bilgi vermekte fayda var.
KONUYU AÇMA ADINA
Şimdi konuyu biraz daha açma adına 4+4+4 nedir? Yeni sistemde, üniversite öncesi eğitim üç aşamada gerçekleştirilecek. Birinci kademe ilköğretimin 4 yılını oluşturacak. 5. sınıfla beraber, öğrencilere kendilerinin belirleyeceği alanlarda eğitim alma imkânı sunulacak. Bu aşamada öğrenciler, ortaöğretim programlarına hazırlanmalarını sağlayan dersler alacak. Öğrenciler temel derslerin yanı sıra, seçmeli dersler de tercih edebilecek. Öğrenciler, 5, 6, 7, 8. sınıflardaki seçmeli derslerde sayısal, sözel veya mesleki yoğunlukta eğitim alabilecek. Seçmeli dersler, ilerleyen sınıflarda artarak, lise türlerini etkileyecek. Sistemin en çok tartışılan maddesi, ilk dört yıldan sonra açık öğretim alma hakkıydı. Bu hak, yapılan değişiklikle ilköğretimin 2. kademe sonrasına bırakıldı. Yani öğrenciler, son 4 yılda bu haktan yararlanabilecek. Tartışmalara konu olan bir diğer madde, mesleki eğitimi canlandırma adına, çıraklık eğitiminin ilköğretim 1. kademe sonrasında yani 10 yaşında başlaması yönündeydi. Ancak, bu madde, çocuk işçi sayısının artacağı endişesiyle tekliften çıkarıldı.
SİSTEMİN AVANTAJLARI NELERDİR?
Her şeyden önce, üçüncü dünya ülkelerinde uygulanan sekiz yıllık kesintisiz eğitim yerine, öğrencileri kabiliyetleri istikametinde belli bir hedefe yönlendirecek olan yeni, kesintili sistem, ileriye doğru bir ümit ışığı olarak değerlendirilebilir. Bu sistem, katsayı farklılığını da ortadan kaldırdığı için eğitimde fırsat eşitliğini sağlaması bakımından da önemli. Kesintisiz eğitimin en mahzurlu yönlerinden birisi de, 6 yaşındaki bir çocukla, 14 yaşındaki bir gence aynı ortamda eğitim vermesiydi. Çocukların psiko-sosyal açıdan deformasyonuna sebep olan bu sistemin yerine; pedagojik açıdan çok daha uygun olan, 6-10 yaş grubunun bir kurumda, 11-14 yaş grubunun başka kurumlarda eğitim almasının tercih edilmesi, 4+4+4 sisteminin en isabetli yönlerinden biri olsa gerek. Diğer yandan, sekiz yıllık kesintisiz sistemde, okul müdürleri genelde sınıf öğretmenlerinden seçiliyordu. Bir sınıf öğretmeninin branş dersleri ve 2. Kademe pedagojisine yeterli oranda hakim olamaması da beraberinde bazı olumsuzlukları getiriyordu. Yeni sistemde, bu gibi olumsuzluklarda ortadan kalkacak, herkes kendi alanına daha iyi yoğunlaşabilecektir. Kesintisiz eğitimde,15 yaşında ilköğretimden mezun olunduğu için, alan belirleme açısından çok geç kalınıyordu. Çocukların kabiliyetleri erken yaşlarda keşfedilip, başarılı oldukları alanlara yönlendirilememeleri sebebiyle, ya yetenekleri dumura uğruyor, ya da vakit geçtikten sonra bir şeyler yapılmaya çalışılıyordu. Yeni sistem tam da “ağaç yaşken eğilir” atasözüne uygun olması yönüyle de avantajlı görünüyor.
EKSİKLİK, DEZAVANTAJLARI VE ÖNERİLER
Sistemin en büyük eksikliğinin, okul öncesi eğitime yönelik olduğu görülüyor. Sistem, 5 yaşını dolduran çocukların, ilköğretime başlamasını öngörüyor. 6 yaş grubu bir çocuğun, bilişsel ve zihinsel açıdan ilköğretime ne kadar hazır olduğu tartışılır. Bir de öğretmenler henüz oyun çağındaki bu yaş grubuna, okuma-yazma ve bazı aritmetik becerileri nasıl öğretecekler? Gelişmiş dünya ülkelerinden Fransa’da, öğrenciler 6 yaşında ilkokula başlıyorlar. Ancak, 3 yaşından itibaren anaokuluna gidiyorlar. Belçika’da da 3 yıl anaokulu eğitimi veriliyor. Yine, İsveç, Danimarka, Kanada, Norveç, Almanya, Hollanda, Finlandiya, İtalya, ABD ve İsviçre’de öğrencilerin yüzde 95′i anaokulu eğitimi alıyor. Ülkemizde ise bu oran yüzde 33′ler civarında. Bu nedenle, ilköğretime başlamadan önce, çocukların ilgi alanlarını belirleyip, yetenekleri ve zekalarını daha verimli bir şekilde geliştirmek; özgüvenli, saygılı, uyumlu bireyler yetiştirmek amacıyla, çocuklara doyurucu bir okul öncesi eğitim verilmelidir. Kredili, maksimum 3 yıl düşünülecek bir lise eğitimi yeterli ve daha verimli olacaktır. Çünkü bu sistemde lise eğitiminin 4 yıl olarak düşünülmesi, bir yıllık zaman israfıdır. 4. sınıfta sınav stresine giren öğrenciler, derslere motive olmakta zorlanmaktalar. Son sınıf, üniversite stresi ve heyecanı ile geçmekte. Diğer yandan, bu sistem, 126 bin öğretmen açığına ek olarak binlerce branş öğretmeni ihtiyacını beraberinde getirecektir. Aynı zamanda, 4+4+4 şeklindeki model, büyük oranda sınıf öğretmenini de norm fazlası durumuna düşürecektir. Bu nedenle, 4+4+4 yerine, 1+5+3+3 sistemi, öğretmen açığı problemini minimize etme, gerek, lise eğitimini daha verimli kılma, gerekse de anaokulu ihtiyacını giderme adına daha makul görünmektedir. Eğitim, ideolojinin dar kalıplarıyla değil; pedagoji ve evrensel standartların verileriyle ele alabilmektir. Bu gözle baktığımızda, 4+4+4 teklifinin, kesintisiz sekiz yıllık eğitime göre, artılarının çok daha fazla olduğu göze çarpmaktadır. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkartılması ile birlikte 5+3 olarak uygulanan zorunlu eğitim sistemi 4+4+4 olarak uygulanmasında amaç ilköğretimin 4. sınıfından sonra öğrenciler yönlendirmeli eğitime tabi tutup İlköğretimin 4. sınıfından sonra öğrenciler yeteneklerine göre mesleki eğitime yönlendirmek.
MESLEKİ EĞİTİMİ ARTIRMAK
Mesleki eğitimde yönlendirmeli sisteme geçerek mesleki eğitimi hem sayı hem de kalite olarak artırmak hedefleniyor. Sekiz yılık kesintisiz eğitime geçilmesi ile birlikte meslek lisesine gidenlerin oranı yüzde 70’ten yüzde 30’a düşmüştü. Amaçlardan biri de bu oranı yükseltmek. Yani lise bittiğinde üniversite kapısında yığılma sorunu da bir anlamda minimum düzeye inecek.