Neymiş…

Terörist örgüt  PKK ve DTPn tarafından  yaptıkları  açıklamalarda, Kürtlere karşı “fiziki ve kültürel soykırım”!!! yapılmakta olduğunu, bunu durdurmak için  “öz savunma güçleri”nin kurulacağını beyan etmişler… Fırat Haber Ajansı’nın 20 Ağustos günlü bülteninde teröristbaşı  Öcalan “Öz savunma güçleri” konusunda şöyle diyor:  “Bununla sadece silahlı bir durumu kastetmiyorum...” “Öz savunma KCK, PKK tarzı bir silahlı yapılanmayı değil, halkın kendi güvenliğini sağlamasını ifade eder. Demokratik toplumun kendi güvenlik sistemine kavuşmasını ifade ediyorum...”  Taha Akyol köşesinde,   ‘PKK askeri nitelikli bir örgütlenmedir, KCK silahlı örgütün “emir ve kontrol” teşkilatıdır... Öyle anlaşılıyor ki, öz savunma güçleri de PKK’nın kolluk ve polis bölümünü oluşturacak’ diye yazmış. BDP’li  Demirtaş ,  “Toplumu her türlü kültürel, fiziki saldırıya, kapitalizmin saldırısına, yoz anlayışların saldırısına karşı kendisini savunması ve meşru savunma komitelerinden kast edilen budur. Yoksa kaba bir şekilde kolluk gücü ve polis gücü oluşturulacak gibi anlaşılmamalıdır” demiş.

Ahmet Türk ise  açıkladıkları “öz savunma güçleri” projesinin amacının “ayrışma değil birlikte yaşama” olduğunu söylüyor. Projenin amacı “sadece kültürel ve sosyal” imiş...

Hatta, Ahmet Türk “Hâkim görevini de yapacağız” diyor!   Bir diğer iddiaları da devletin Kürtler arasında fuhuşu yaydığı saçmalığı! Bunlar fuhuşla, hırsızlıkla falan mücadele edeceklermiş... Ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu acaba. Devletin  polisi,  savcısı, hakimi ne güne duruyor o zaman. Bunun yasal zemini nasıl olacak, senin terörist bakışını devletin yasal ve hukuki çerçevesiyle nasıl bağdaştırabilirsin. Adaleti hangi organlar eliyle sağlayacaksın. PKK’lı  teröristler  kolluk görevimi yapacaklar! Ayrıca Türkiye’nin sınırları içinde yaşayan herkesimi kapsayacak bu saçmalık yoksa sadece belli bir bölgeyi mi?  Bu eşkıyalığı kabul etmeyenler için çözüm nasıl olacak?  Bu saçmalığı samimi bulmak insanlarda ahmaklıktan da öte bazı meziyetlerin olmasını gerektirir. İnanıyorum ki kendileri hariç hangi siyasi partiden olursa olsun buna kimse hoşgörüyle bakmayacaktır. Bu işin Türkçesi, adını söylemeden ülkeyi bölmenin altyapısını hazırlamaktır…

FENER  PATRİKHANESİ

Türkiye, sessiz sedasız  Patrikhane’ye yetimhanenin tapusunu  verdi. Her yerde kiliseler onarılıyor, patrik efendi cemaati olmayan yerlerde ayin düzenliyor. Trabzon Sümela’da Türk topraklarında Pontus haritalı gençlerin olduğu yurtdışından gelenlere ayin izni verildi. Ege’de Yunan karasularının 12 mile çıkarılmasını savaş sebebi saymayacağımızı ilan ettik. Gösterdiğimiz  iyi niyetli yaklaşımı Yunan hükümetinden de Batı Trakya Türkleri’ne göstermesini bekliyoruz. Yunanistan bugün halen Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlığına yönelik, çeşitli uluslararası belgelere konu olan temel insan hakları ihlâllerini sürdürmektedir. Bilindiği gibi Batı Trakya Türkleri’nin  seçimle işbaşına gelen Müftüleri Yunan Hükümeti’nce tanınmamakta, Müslüman Türk toplumunun itirazlarına rağmen hükümetin atadığı müftüler görevlendirilmektedir. Yunan vatandaşlık yasasının  19.ncu maddesiyle 60 bin Batı Trakya Türk’ü vatandaşlıktan ıskat edilmiştir. Bunlar Yunanistan’daki tüm haklarını kaybetmişlerdir. 1928 yılında kurulan ve 1938’de  “Gümülcine Türk Gençler Birliği” ismindeki   “TÜRK” ifadesi AİHM kararına rağmen kullandırılmamaktadır. Aynı şekilde İskeçe Türk Birliği 1927’de bu isimle kurulmasına rağmen şimdi “TÜRK” kelimesinin kullanılması yasaklanmıştır. Vakıf mallarının idaresi konusunda da sorunlar devam etmektedir. Maksatlı kamulaştırmalar yapılarak malları ellerinden alınmış toprak mülkiyetleri iyice azaltılmıştır. Türk aleyhtarı tutum ve davranışlar 29 Ocak 1988  ve 29 Ocak 1990’da Yunanlılar Türklere vahşice saldırmış  işyerleri tahrip edilmiş, müftüler ve  milletvekilleri dahil bir çok insan yaralanmıştır.

YUMURTA KALKANI

Hükümet üyelerine karşı Üniversitelerde gelişen tepki ve protestolar için haber yapan bir gazetenin manşetinden aldım bu başlığı. Yazanı tebrik ediyorum, cuk oturmuş. Demokrasi, özgürlük, hoşgörüden vs. bu kadar bahsederken protestoculara karşı polisin acımasızlığı ve sertliği ne iş anlamak zor. Hukuk ve  hoşgörü herkese lazım. İnsan sadece kendine Müslüman olmamalı. Bölücü katil teröriste gösterilen anlayışı gençlerden esirgemeyelim…

İSRAİL’E UZATILAN YARDIM ELİ

Doğru bir kararla İsrail’deki yangını söndürme çalışmalarına yangın uçağı göndermiş hükümet. İnsanlık ayrı, İsrail’in vahşeti ayrı. Bu vesileyle tazminat ve özür konusu çözülecek herhalde. İsrail güçlü bir devlet ama Türkiye’ye husumet besleyerek Ortadoğu’da gücünü sürdüremez. Dostluğumuzun kıymetini bilmek zorunda.

OKYANUS ÖTESİ İLİŞKİLER

Teröristlerin işbirliği tekliflerini duyunca şaştım. Hani bu teröristler Marksist bir düşünceye sahiptiler. Din afyondu, insanları uyuştururdu ne oldu? Bir ara imamları kullandılar şimdi sıra Hoca Efendiye mi geldi. Yani hedefe giden yolda her şey mubah değil mi !!!  İlke, ideoloji, prensipler, tavizsizlik filan…Neymiş…

 

 

Benzer Videolar