Not Arttıran Arttırana ! Ama Anlayana !

Ülke notlarının ekonomiler için ne kadar önemli olduğu konusuna daha önceki yazılarda epey yer vermiştim. Türkiye’ye not konusunda ne kadar haksızlık yapıldığı, adaletsizce verilen notun özellikle genel faiz seviyesi nedeniyle maliyetler ve yatırım algılamaları üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdiğinden bahsetmiştim. Zaten Başbakanımızın geçtiğimiz aylardaki faiz çıkışı da bu haksızlığın neden olduğu bir isyandan başka bir şey değildi. Evet, Türkiye’ye haksızlık yapılıyordu ve dünyada yaşanan finansal çalkantıların olduğu bir ortaya büyüme performansı Türkiye için ayrı bir paragraf açılmasını kaçınılmaz kılıyordu. Bu bağlamda ele aldığım 12 Mayıs tarihli yazıda, parasal genişleme sarhoşluğuna kapılmış dünya borsalarında oluşan balona dikkat çekmiştim. Zira büyüme ve istihdamdaki iyileşme ile desteklenmeyen genişleme operasyonlarının borsalarda ortaya çıkaracağı olumlu ortamın kalıcı olması şüphe ile karşılanmalıdır. Ancak yine aynı yazıda Türkiye’nin bu balondan istisna tutulacak bir potansiyeli olduğundan söz etmiştim. AYRIŞMAYI TEYİT EDEN GELİŞMELER Geçen zaman diliminde Türkiye ekonomisine dönük olarak bahsettiğim ayrışmayı teyit eden gelişmelere de şahit olduk. Daha önce ülke notumuzu yatırım yapılabilir seviyeye çıkaran Fitch’in ardından 16 Mayıs Akşamı Moddy’s de Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke statüsüne çıkaran raporu yayınlandı. Öncesinde de Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu ile yılların borç ilişkisini sonlandıran Türkiye 23 Mayıs’ta da, Japon derecelendirme şirketi JCR’in iki basamak birden artırdığı notla kredi notumuzun yatırım yapılabilir ülke notu olduğu üçüncü kez teyit edilmiş oldu. Türkiye borsalarında görülen rekor kapanışların dünyada oluşan borsa rallilerinden farklı algılanması gereklidir derken sonuçları bu not artırımları olan gerekçeleri potansiyel olarak görmek gerektiğini ifade etmeye çalıştım. Peki! Neydi bu gerekçeler? Bir kere tek partili iktidarın üçüncü döneminde ortaya konulan istikrar ortamı demokratik kazanımlarla bazı yönetimsel değerlerin Türkiye için kalıcı olabileceği algısının yerleşmesini sağladı. Geçmişinde ortalama iki yılda bir yürütme kadrosu değişen ülkeden, on yıldır aynı siyasi bakışın disiplin anlayışının mali ve ekonomik uygulamalarının sonuçları da bugün gelinen aşamada etkili olmuştur. Bankacılık sistemi başta olmak üzere hazine ve merkez bankasının siyasi kadro il uyumu sağlandığında dünya krizlerine rağmen raydan çıkmayan bir ekonomik sistem yol almaya devam etti. Böyle bir anlayışın yolunu açtığı sanayi kesimi de kendine yeni pazarlar bulma konusunda becerisini ortaya koyunca ihracatta rekorları görmek kaçınılmaz oldu. ÇÖZÜM SÜRECİ Not artırımlarının son dönemlerde ardına gelişinin zamanlama anlamında ayrı bir değerlendirmeye tabi tutulması gerekir. Bunun gerekçesi olarak kısaca içeride kamuoyunu yoğu bir şekilde meşgul eden “çözüm sürecini” gösterebiliriz. Yıllarca devam eden terör sorunu nedeniyle büyük bir insan kaynağını kaybeden Türkiye, bu kaynakla birlikte hatırı sayılır bir maddi kaynağını da bu yolda harcadı. Çözüm üreci ile birlikte ortaya çıkan manzarayı ekonomik anlamda yorumlayanlar, bu bölgedeki ekonomik zenginliğin, teröre aktarılmak zorunda kalınan kaynağın bu defa potansiyel zenginliğe kanalize edilmesiyle Türkiye’nin ileriye doğru sıçrama yapmasına neden olacak bir gücü ortaya çıkaracağını kabul ediyor. Ancak ne yazık ki içeride her şeye rağmen yürütülmeye çalışılan çözüm sürecini bu açıdan bile yorumlayamayan bir kesim hala mevcut. Bana göre bu bakış gelişmelere at gözlüğü bakmaktan başkaca bir şey değil. IMF ile sıfırlanan borç programı, artan ihracat, düşen cari açık ve çözüm sürecinin, ilk rüzgârıyla bile dibe vuran faiz ve zirve üstüne zirve yapan bir borsa, Yine de anlamak istemeyenlere derecelendirme kuruluşlarından ardı ardına gelen yatırım yapılabilir ülke notları bile fayda etmiyor. Ama şaşmamak lazım bugün ekonomiyi taktıkları kara gözlüklerle yorumlayanlarla “kriz teğet geçecek” sözüyle alay edenlerin aynı kesim odluna bakmak yeterli. Fitch, Moody’s, JCR derken bu yazı kaleme alınırken Kanadalı bir derecelendirme şirketinin not artırım haberi bültenlere düştü. Ne diyelim; “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”  
Benzer Videolar