Olasılığın Gelişmesi
“Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Bay Mihailidis’e göre 20 Temmuz 1974’ten evvel Ada birleşikti, normaldi, ekonomi birleşikti ve normaldi. Yani Kipriyanu’nun deyimiyle1974’ten evvelki yılları Türk’e kan kusturdukları yıllar-mesut bahtiyar yıllardı. Böyle bir zihniyetle mantıklı konuşmak, gerçekleri tartışmak mümkün değildir”. 1979
Dr. Fazıl KÜÇÜK
AP seçimleri 23-26 Mayıs günleri arasında yapıldı. Genel içerisinde beklenen deprem yaşanmadı. Bazı ülkelerde güncel sağ söylemleri savunanlar ırkçı diye tanımlanıyorlar. Sol veya sosyal demokrat partilerinde başarılı olduklarını söylemek olasıdır. Bu düşünce yapısı içinde olan siyasi kadroların önümüzdeki dönemde gösterecekleri duruş AB’nin geleceğinde de belirleyici olacaktır. Kendi ülkelerindeki iç dinamikler öne çıkarılarak alınan sonucun genele nasıl yansıtılacağına birlikte tanık olacağız.
Irkçı söylemlerin kendi iç dinamikleri dış ilişkilerinde kendini göstermeye başladı. Örneğin Yunan Çözüm Partisi’nin önde gideni Bay Kyriakos Velepulos kendi tanımları ile aşırı ulusalcı söylemleri ile tanınan bir gazetecidir. Putin’e övgü de sınırları aşıyor. Adı geçen kişi yasadışı göçmen akışını durdurabilmek savı ile “Türkiye – Yunanistan sınırına duvar örülerek mayın tarlası kurulması gerektiği” çıkışı ile ön almaya çalışıyor.
Türk – Yunan ilişkilerinin gergin olduğu dönemlerde bile bu yönlü önerinin yapıldığını en azından biz anımsamıyoruz. Anımsayanlar olur ise bizi bilgilendirsin de bilgi eksikliğimizi gidermiş olalım. Buna koşut Türkiye’deki siyasetçilerin akıl dışı olan bu öneriye sıcak bakacaklarını düşünmüyoruz. Genel içerisinde bu yönlü önerilerin hasta ruhlulardan geldiği biliniyor.
Seçimin başarılı partisi olarak Yeşiller diye tanımlanan parti öne çıkıyor. Bu gibi siyasi yapıların başarılı olması hem kendi ülkeleri hem de dünyamız en önemlisi insanlık için olumlu yaklaşımlar da başarılı olmalarını istiyoruz. Elde edilen bu başarı her tarafın atıklarla dolu olması çevrenin yeniden düzenlenerek atıklardan arındırılması hem kendilerin hem de insanlığın geleceği için umut verici olacaktır.
Bu yönlü umutlarımızı canlı tutmaya çalışırken Fransa’nın Suudi Arabistan’a Yemen de Husilere karşı savaşan Hadi yönetimine destek için silah satıyor olması umut kırıcıdır. 4 yılı aşkın süredir devam eden vekalet savaşında 70 binden fazla kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatmak istiyoruz. Bu satışın insanlık suçu kabul edilerek kaydedilmesi gerekiyor.
AP’nda yeni yapı şekillenirken en önemli soru seçime katılım oranının neden düşük olduğudur. Bu yapı içerisinde bütünleşmenin nasıl sağlanacağı düğümünü önümüzdeki dönemde yine konuşacağız. Buna koşut oluşacak siyasi grupların tavrının da bütünleşme konusundaki çabaları da belirleyici olacaktır.
Bu boşluktan kaynaklanan tartışmalar ve gelişmeler yaşanırken Amerikalı Bay Trump’ın Alman ürünlerine koymayı düşündüğü ek vergiler durgunlaşmaya başlayan Alman ekonomisini zora sokacaktır. Altı oyulmaya çalışılan Alman ekonomisinde yaşanacak sıkıntılar AB’nin de geleceğinde de belirleyici olacağına vurgu yapıyoruz.
Mendil büyüklüğündeki ülkede yapılan AP seçimlerine katılım oranı beklenenden düşük olması ile en büyük düşüşün Anastasiyadis’in partisinde yaşanmış olması düşündürücüdür. Akel’in listesinden AP’ye seçilen Niyazi Kızılyürek yaptığı ilk açıklamasında “bu ülkenin biriktirdiği akla güveniyorum” diyor. O’nun seçilmiş olması Kıbrıs Türk’lerinin beklentiye girmesinin nedeni olamaz. Çünkü seçildiği partinin programının dışına çıkması olanaksızdır. Üstelik parti yönetiminin buna izin vermesinin de beklenilmemesi gerekiyor.
AP’de Komisyonlar şekillenirken bizlerin de olası gelişmelere karşı Ulusal Konsey’e işlerlik kazandırmamız gerekiyor.