Önce Mübadillere laf attı, tepkiler gelince u dönüşü yaptı. Bu Sıtkı’nın Balkan göçmenlerine karşı ikinci vukuatı
İzmir Ekonomik ve Kalkınma Kurulu ve ESİAD’ın Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Sıtkı Şükürer, İz gazete’ye verdiği röportajında , İzmir’de yaşayan muhacirlere yönelik; “İzmir’e en büyük ihanet mübadeleyle gelenlerdir. Bu kente mütamadiyen ihanet ediyorlar.” Deyince kıyamet koptu.
Başta AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya ve AK Parti il başkanı Kerem Ali Sürekli ve ardından MHP İzmir il Başkanı Veysel Şahin, CHP il Başkanı Deniz Yücel ve CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’dan Sıtkı Şükürer için ard arda kınama ve tepki açıklamaları geldi.
Bunun üzerine geri vites yapıp u dönüşü yapan Şükürer yarım ayak özür diler gibi yaptı. Tepkilerden korkan Şükürer aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunda kaldı:
Yapılan söylemlerin 'özeleştiri' taşıdığını belirten Şükürer, kentlileri rencide etmek gibi bir düşüncesi olmadığını ve bu nedenle 'özür' borcunun doğduğunu belirtti.
Röportaj ortamında kolay sarf edilen kimi ifadelerin filtresiz olarak yansıtılması bazı haklı tepkilere neden olmuştur. Bu anlamıyla bir “özür” borcumuz olduğu anlaşılmaktadır. Özetle, sevgili hemşerilerimizi rencide etmek gibi bir niyetimiz yoktur, olması da asla düşünülemez."dedi.
Aynı röportajda kendini ateist biri olarak tanımlayan Şükürer, sadece Mübadil Balkan göçmenlerine değil Doğu, Güneydoğu ve İzmir Karşıyakalılara da incitici sözler sarf etti.
Şükürer’in açıklamalarından oldukça rahatsız olan Türkiye’deki Balkan göçmenleri, Şükürer, bu açıklamaları ile halkı ikiye bölmek, toplumda huzuru bozmak ve Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk’ün; “ Kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır...” dediği Balkan muhacirlerine hakaret ederek suç işlediğini ve gerekenin yapılması gerektiğini düşünüyorlar.
Düşüncelerini bizlerle paylaşan Balkan göçmenleri, bu olay Şükürer’in ilk vukuatı değil. Hatırlarsanız aynı şahıs 2012 yılında yazdığı yazıda; “… bu memlekette şu anda var olan Türk-Kürt ikilemi, aslında Türkçe konuşan kanı karışıklar ve Kürtler diye tanımlanmalıdır. Kürtlerin dışında etnik kökenini aşırı dert etmeyenlerin coğrafyasıdır yaşadığımız topraklar. …Yeni kuşak Çerkez ya da Boşnak, gönüllü asimilasyonun sonuçlarını, kaybettikleri ana dillerinde ve kaybolmaya yüz tutan kültürlerinde yaşamaktadır.” Deyince bugün olduğu gibi o gün de Balkan derneklerini ayağa kaldırıp tepki göstermesine neden olmuştu.