Kendileriyle en özel anlarını mutfaklarında paylaşırlar, en iyi yaptıkları iş olduğundan dolayı değil… Yaptıkları işe duygularını kattığından dolayıdır bu sessiz paylaşım… Çünkü mutfakta yaptıkları ile sevdiklerine duyduğu sevgiyi onlara tattıracaktır veya önem verdiği kimselere, verdiği önemin damağında ki lezzetini onlara sunacaktır. Kadınlar sofranın ne olduğunu çok iyi bildiklerinden dolayı, mutfaklarına çok önem verirler. Öyle ki kılı kırk yararak hazırladıkları mükellef bir sofrayı, yine incecik bir kılın nasıl iğrenç bir hale sokacağını en iyi biz kadınlar biliriz. Bu yüzden iftiradan sakınırız veya bu yüzden tarihte birçok iftiraya uğramışızdır. Yine bu yüzden tarihten bugüne, canımızı, eşimizi, çocuğumuzu veya kariyerimizi kaybetmişizdir. Bu yüzden de daha temiz kalmayı öğrenmişizdir. Bu yüzden de işlerimizde titizizdir.
Bu mutfak yüzündendir ki biz kadınların mutfağından çıkan işler, ellerimizden çıkan işlerin taliplilerinin gözlerine, kulaklarına, dillerine, burunlarına, yani beş duyu organlarıyla birlikte kalplerine de hitap eder. Herkes bir lezzeti sevdiğini sanır ama aslında sevilen bir kadının hünerinin ve bu hünerdeki başarısının tadıdır.
İşte biz kadınların milyonlarca yıldan beri elde ettiğimiz bu mutfak kültürü ve bu kültürün bize kazandırdığı deneyimler, bugün siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarda da başarılar elde ederek, kariyer yapmamızda bizlere çok büyük avantaj sağlamaktadır. Çünkü kadınlar, çok iyi bilindiği gibi duygularını yoğun olarak yaşarlar ve fıtratlarından gelen beğenilme ve takdir görme arzusu, kadınların yaptıkları işe tıpkı mutfaktaki gibi titizlikle sarılmalarına neden olur.
Aslında insanı hayvandan ayıran özellikler çoktur. Ama bunların en önemlisi yeryüzündeki canlılar arasında, sadece insan diğer varlıklardan çiğ yemeyerek ayrılır…Çiğ yemez! çünkü çiğ yerse, karnı ağrır. Bu yüzden pişirerek yemek, canlılar içinde yalnız insana vergidir. İşte bu pişirme (olgunlaştırma) işini en iyi biz kadınlar biliriz. O yüzden akıllı bir kadın, mutfağına erkek sokmaz ve yine akıllı bir erkek te siyaseti, ekonomiyi veya ticareti kadınsız yapmaya kalkmaz.
İnsan cinsini oluşturan kadınla erkek arasındaki en büyük fark, bir işi yapmaktaki amaçlarının da farklı oluşudur. Erkek tüketmek için üretir, kadın sevgi ve takdir bulmak için üretir. İşte kadını başarılı yapanda bu amaçtır. O halde bugün şikâyet edilen “tüketim toplumu” olduğumuz olgusunun dengelenmesi için sevgi ve takdirin de bu toplumun üretim dinamikleri ve dğer yargıları arasına katılması gerekir. Bunu yapmanın en kestirme yolu, biz kadınların insanlık hayatının her alanında kendimizi göstererek, tüm bu alanlarda kariyer edinmemizdir. Biz kadınlar iyi biliriz! Kariyer yapmak, yemek yapmak gibi zevkli bir iştir. Kısacası özetleyecek olursak biz kadınlar:
“YEMEKTE YAPARIZ KARİYERDE”