REEL EKONOMİK DEĞERLER SPORUN GERİSİNDE

Ülkemizdeki futbol takımlarımızın gerçekleştirdiği transferlere baktığımızda Fenerbahçe’nin bu sezon kadrosuna kattığı Hollandalı yıldız Robin Van Persie’nin 3 yıllık maliyeti yaklaşık 25 milyon doları bulacak. Ülkemizde yapılan marka değerleme araştırmalarına göre, marka değeri Persie’den daha yüksek 89 şirketimiz var. Yine aynı şekilde Galatasaray’ın kadrosuna kattığı Alman oyuncu Lukas Podolski’nin 4 yıllık maliyeti ise yaklaşık 16 milyon dolar. Aynı araştırmalara göre Podolski’nin transfer değeride Türkiye’nin en değerli 101. şirketinin markasının değerinden daha yüksek. Dünya çapında kendini kanıtlamış futbolculara ödenen ücretlerin, 3,5 milyon sermeye şirketinin olduğu ülkemizdeki,mevcut şirketlerin marka değerinden daha yüksek olması düşündürücü. Görüyoruz ki, ülkemizde reel ekonomik değerler maalesef sporun gerisinde. KATMA DEĞERLİ SEKTÖRLERE ODAKLANMAK Türkiye’nin en değerli markaları araştırmalarına baktığımızda, ülkemizin en değerli 20 markasından 8’ini bankalar oluşturuyor. Dünyada ise en değerli 20 markanın 11’ibilişim ve teknoloji alanında faaliyet gösteren şirketler. Tabloyu değerlendirdiğimizde ve en büyük dünya markaları ile Türk markalarını kıyasladığımızda, katma değer üretme noktasında bir fark ortaya çıkıyor. Dünyanın en değerli markaları yazılım ve bilişim sektörlerinde yer alıyor. Dolayısıyla bizim de ülke olarak katma değere ve ihracatta fark yaratacak sektörlere odaklanmamız lazım. 2015 yılında Türkiye’nin en değerli markası 2,51 milyar dolar ile Akbank olurken, dünyanın en değerli markası 128,3 milyar dolar ile Apple oldu. En değerli 100 markamızın toplam değeri ile Apple’a ulaşılamıyor. Ülke olarak büyük bir potansiyele sahip olduğumuzu düşünüyorum. Türkiye'nin 2023 vizyonu dünya çapında 10 marka geliştirmeye tüm sektörleri odaklıyor. Özel sektörün Ar-Ge Merkezleri ve Tasarım Ofisleri ile teknoparklarımız harıl harıl çalışıyor. 2023 Vizyonu’nun ortaya koyduğu hedeflere ulaşmak sanıldığı kadar zor değil. Türkiye’de markaların değeri yeterince bilinmiyor. Ülkemizde şirketlerin marka değerleri bilanço değerleri üzerinden yapılıyor, ancak bu uluslararası manada geçerli marka değerlerini yeterince vermiyor. Dünyada ise, markaların ürettiği katma değere, pazardaki gücüne, piyasa değerlerine bakılarak, daha kapsamlı marka değerlemesi yapılıyor. Türk markaları da artık, gerçek anlamda marka değerlemesi yapmaya yönelmeliler.
Benzer Videolar