Ruhun Şad olsun Atam
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 10 Kasım sabahı 09.05’te, Cumhuriyetimizin kurucusu ve milletimizin kurtarıcısı büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü büyük bir özlem içinde rahmet ve minnetle andık. Her yıl anma törenini belli bir programa bağlı olarak izleme veya katılmaya gayret ederdim ama bu yıl işim gereği o saatte trafikteydim. Bazı çevrelerin gayretlerine rağmen Türk milletinin büyük önderine saygısının ve bağlılığının güçlü ve sağlam olduğunu bir kez daha dosta düşmana anlatmaya yeterdi. Türkiye’nin her yerinde binlerce güzel örnek olsa da benim karşılaştığım basit bir anma yoldaki herkesi çok duygulandırdı. 25-30 kadar bölge sakinin en az 25 metre boyunda bir bayrakla ana caddede saygı duruşunda bulunması gelen geçen herkesi çok etkiledi. O bayrağın ve gençlerin çevresinde büyük bir kalabalık oluştu, saat 9’u 5 geçe tüm trafik durdu ve bazı toplu taşıma araçlarından şoförlerle beraber yolcular da inerek saygı duruşuna katıldılar. Tanımadığım bu insanları yürekten kutluyorum. Zaten olması gereken bu değil mi derseniz, evet haklısınız ama AB heveslisinden, bölücüsüne, liboşuna kadar herkesin bu kadar husumetine rağmen halkın içten gelen bir sevgiyle, kendiliğinden Atasını sahiplenmesi sonsuza kadar gönüllerde yerini muhafaza edeceğinin göstergesiydi.
HAYATTA EN HAKİKİ MÜRŞİT
İlmi hayatta en hakiki mürşit olarak gören, şiddete ve savaşa karşı, barışın savunucusu gerçek bir halk adamıydı. Büyük önderimiz son derece ileri görüşlü, zeki, kültürlü, geniş bir vizyona sahip, savaş meydanlarında yetişmiş, iyi bir komutan ve devlet adamıydı. Milletin menfaatlerini daima kendinden önce düşünmüş gerçek bir liderdi. Günümüzde ise milletin vergilerinden maaş alıp milletin iradesine değil kendilerini yöneten illegal örgütlere bağlı olan, teröriste terörist diyemeyen, teröre destek olan ama barış sözünü ağızlarından hiç düşürmeyen bazılarının ellerini vicdanlara koymaları ve milletten özür dilemeleri gerekir herhalde. Atatürk hakkında ileri geri bazı tartışmalar yapılıyor bazen. Bugünün koşullarında 80 sene öncesini eleştirirken biraz insaflı olmak gerekmez mi? İşgal edilmiş bir ülkede yıllardır savaşmaktan yorgun ve bitap düşmüş, genç ve dinamik eğitimli nüfusunu savaş meydanlarında şehit vermiş, bir ülkede bağımsızlığınızı korumak ve yeni kurduğunuz Cumhuriyeti yaşatmak zorundasınız. Yabancıların altınlarıyla kışkırtılan iç isyanlar var ve siz padişahlıktan devraldığınız ülkede totaliter rejimin yerine yeni bir Cumhuriyet kuruyorsunuz. O güne kadar hayal bile edilemeyecek devrimler yapıp yeni bir düzen kuruyorsunuz. Avrupa ülkelerinin birçoğunda bile olmayan kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren kanunlar çıkarıyorsunuz. Geldiğimiz noktada şunu söyleyebiliriz, Atatürk dünya milletlerine örnek olmuş bir liderdir. Fikirleri her zaman olduğu gibi bugün de bize ışık tutmakta ve sorunların çözümünde yol göstermektedir. Asıl önemli olan ise, eserine sahip çıkmamız ve ona layık olabilmemizdir. Mekânı cennet, ruhu şad olsun