Sanal Dünya da Yanlızız Aslında
Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ve Bilgi Teknolojileri ve Kurumu tarafından yapılan araştırmada çocukların yüzde 70 i günde en az bir kere bilgisayar kullanıyor. Sosyal medyada en çok tercih edilen site ise Facebook.. Twitter de revaçta..Çocukların yüzde 60 ı sosyal medyanın ders çalışma sürelerini olumsuz etkilediği,yüzde 25 i ailelerine ve arkadaşlarına daha az zaman ayırdıklarını, yüzde 50 si ise sosyal medyadaki “gizlilik ayarları” kısmını anlamadığını ifade ediyor. Her ne kadar sanal ortamda aynı anda onlarca kişiyle iletişim kuruluyor gibi görünse de gerçekte insan tek başına bir ekranın önünde vakit geçiriyor. Sanal ortamda kolaylıkla ulaşılabilen müstehcen içerik, argoyu aşan bel altı dil… Türkiye de pek çok günlük haber mecrası da, bu tür içeriğe müsamaha göstererek, ortalama kullanıcıları tehdit ediyor. Zaten Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı nın (TİB) bünyesindeki “İnternet Bilgi İhbar Merkezi” ne yapılan ihbarların yüzde 85 inin müstehcenlik ve cinsel istismar suçlarına yönelik…
DERİNLİKLİ DÜŞÜNME YETENEĞİ
Prof. Turkle nin, kitabında da değindiği gibi; internette, insanlar bir araya geliyor. Ama aslında hepimiz sanal kalabalıklar içinde yalnızız…
Bakın ABD bir bilim adamı Carr ne diyor; Derinlikli düşünme yeteneğimizin, internette oradan oraya gezip durma (surfing) sebebiyle zayıflamaktadır.
İnternetin bir başka özelliği de, bilgilerin herhangi bir filtreden geçmeden o büyük ağda ter bulabilmesi. Televizyon, gazete, radyo gibi araçlar, yayın yapma konusunda belli kurallara uyuyor ve hukuki bir çerçeve çizebiliyor. Hem kişilik haklarını koruma hem de zararlı yayınlardan uzak kalma imkanı tanıyor. Fakat internette yayılan bilgiler aynı anda binlerce site tarafından kopyalanıyor ve yanlışlıklar düzeltilene kadar birçok insanın zihin dünyasına girmiş oluyor.
İnternetin meydana getirdiği olumsuzluklardan bahsederken birkaç anekdot daha paylaşayım;
Kardeşimle bilgisayar kavgası yapmaktan sıkıldım. Ödevlerimi yapmama fırsat vermiyor. Sürekli oyun oynuyor. Tamam oynasın. Ben de oynuyorum. Ama saatlerce başından kalkmamasına sinir oluyorum! Geçen hafta internet yüzünden ev birbirine girdi. Annemle babam bile tartıştı….
Teknoloji geliştikçe, ilişkilerin, dostlukların, sevgilerin sığlaştığını görmek ürkütücü. Bir dosta mektup yazmanın o müthiş hazzını, mailler neden vermez? Karşılıklı bilye(misket) oynamanın, çelik-çomak oynamanın, saklambaç oynamanın, birdirbir oynamanın tadını bir playstation oyunu veya bir bilgisayarda strateji oyunu sizce ne kadar veriyor? Ailece beraber güle oynaya bir sabah kahvaltısı veya bir akşam yemeğinin lezzetini fast food da bulabiliyor musunuz? Gittikçe bencilleşiyor muyuz ne? Tüm suç teknolojinin getirdiği kolaylıkta mı?, boş vermişliğimizde mi?, Yetiştirilişimizde mi? Yoksa Hepsi Hikaye Geç Bunları mı demek lazım? Evet değerli Balkan Günlüğü Gazetesi okuyucuları, sizlere kısa kısa internet ile ilgili sıkıntılı konuları paylaştım. Bunları uzatmak mümkün…