Seçim Maratonu
Köşk’ün yeni sahibinin ilk defa halkın oylarıyla belirleneceği Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu 10 Ağustos’ta yapılacak. Yarış için ilk olarak MHP ve CHP’nin ortak adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adı açıklanmıştı. HDP de Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ı aday olarak gösterdi. Ak Parti de ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan aday oldu. Adayların açıklanmasından sonra kuşkusuz seçilme şansı en yüksek olan aday Sayın Başbakan olarak gözükmektedir. Bu bir iddia değil, herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bunu en iyi bilenler de muhalefet partileri. Çünkü Başbakanın karşısına birlik olarak ‘’Çatı Aday’’ formülüyle çıkmayı tercih ettiler. Bu çatı aday için partiler arası görüşmeler gerçekleşti. Her kesimi kucaklayan bir isim olarak ‘Ekmeleddin İhsanoğlu’ isminde karar kılındı. Bu ismin tercih edilmesi CHP’de fikir ayrılıklarına neden oldu. Parti içindeki ulusalcı, laik kesim bu adayı benimsemedi. En çok kızdıkları noktada; Çatı aday isminin belirlenirken genel başkanlarının kendi fikirlerini dikkate almadan, tepeden bir yaklaşım sergilemesi oldu. Parti içi demokrasi olgusu sorgulanmaya başlandı. Belki de bu fikir ayrılığı parti içinde yeni bir değişime yol açabilir. Çatı adayın başarısızlığı ile sonuçlanacak bir seçim, değişim seslerinin yükselmesi için yeterli bir sebep olarak görülmektedir. Şuan sessiz kalmayı tercih eden parti içi muhalefet, seçim sonrası sesini gür sesle duyurabilir. Farklı bir senaryo çizmek istersek, partilerinin göstermiş olduğu çatı aday yerine aralarında anlaşarak seçimde Başbakana destek verip partilerinin büyük bir hezimete uğramasını sağlayabilirler. Böylece de mazeretleri de hazırlanmış olur. Bizim fikrimizi almadan gösterdiğiniz aday büyük hezimete uğradı bunun sebebi de tamamen Genel Başkanımızdır diyerek değişim rüzgârlarını sert bir şekilde estirmeye başlayabilirler. İktidar partisinde ise Başbakanın, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Başbakan koltuğuna kimin oturacağı konusu büyük bir merak konusudur. Başbakanlık makamını temsil edecek çok kişide arkadaşımız var dense de bu kişinin halk tarafından sevilen bir kişi olması da çok önemlidir. MHP ile BDP ise seçim sonuçları itibariyle sıkıntıya düşmeyecek olan partilerdir. MHP, Çatı aday profilinde, sağ görüşe sahip bir adayın gösterilmesinde büyük bir rolü olması açısından başarılı gözüyle bakılabilir. BDP ise kendi fikriyatı doğrultusunda hareket edip diğer partilerin ‘çatı aday’ formüllerine katılmayarak seçmenini bölmedi. Tüm bu yaşanılan süreçler itibariyle, Cumhurbaşkanlığı seçimi o kadar da heyecanlı geçmemektedir. Asıl heyecanlı geçmesi beklenen ise seçim sonrası yaşanacak olan gelişmelerdir.
Çatı Adayın başarı yada başarısızlığının muhalefet partileri üzerindeki etkisi ne olacak ?
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilirse yeni Başbakan kim olacak ?
Parlamenter Sistemin geçerliliği sorgulanıp, Başkanlık sistemi tartışmaları alevlenecek mi ?
İşte asıl bu soruların cevapları heyecanla beklenmektedir…