Bugün dünya denizlerindeki büyük balık türlerinin yüzde 90’ı, toplam balık türlerinin ise yüzde 60 – 76’sı tükenmiş durumda. Kuralsız ve bilinçsizce avlanmanın sonucunda besin kaynağımız olan balıkların sınırlı sayıda ve yüksek fiyatlarla tezgâhlarda yerini alacak olması yetkilileri harekete geçirdi. Greenpeace 2050 yılına gelindiğinde dünyadaki balık stoklarının tükeneceğini ve endüstriyel avcılığın artacağını, yumurtlama zamanları ve yerlerinde avlanıldıkça balık stoklarının hızla azalacağını, balıklar azaldıkça daha çok yavru balık avlanmaya ve satılmaya başlanacağını ileri sürüyor.
BALIK CETVELİ ŞART
Henüz üreme olgunluğuna erişmemiş yavru balıkların avlanması, satılması, tüketilmesi deniz kaynaklarının ziyan edilmesi anlamına gelmektedir. Olgunluk çağına gelen bir balığın her yumurtladığında binlerce balık ürettiği göz ardı edilmemelidir. Her canlı en az bir kez üreme hakkına sahiptir ve eğer yarın da denizlerimizde balık türlerinin olmasını istiyorsak acilen balık boyları hususuna riyazet etmeliyiz. Bu hususu görmezden gelen balıkçılarımızın anaç balıkların boyut olarak büyüdükçe daha da fazla yumurta verdiklerini, bu yüzden balıklar için her santimin hayati önemi olduğunu unutmamalılar. Bakanlığımız Lüferin en az bir kez üreyebilmesi için minimum 20 ila 24 santime ulaşması gerektiğini, Palamut’un üreme boyu 38 santim ila 42 santim arasında iken yasal avlanma boyu 25 santim olması gerektiğini ifade etmiştir. Bu uygulama ile denizlerimizdeki biyoçeşitliliğin korunması için ideal balık boylarındaki avlanma konusunda yapılan yasal düzenlemelerin gerekli olduğunu açıkça görmekteyiz.
KÜÇÜK BALIK TUTANA HOŞGÖRÜ YOK
Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık Dairesi Uzmanı Yaşar Kayabaş, “Çinakop balıklarının 20 santim boyundan küçük bir şekilde avlarsak, nesillerin tükenmesine neden oluruz. Bunun için balıkçılarımız seçici ağ kullanmalılar. Yüzde 5’in üzerinde konulan kurallar gereği küçük boyda balık avlaması yapıldığı takdirde balıkçılarımıza tolerans tanınmayacaktır” dedi. Kayabaş, “Bu kural tamamen bilimsel araştırma sonuçlarına göre getirildi. Literatürde çinekop diye bir balık yoktur. Bu balıkların ismi lüferdir. Bu konuda yapılan çalışmalarda bu balıklar 18-20 santim arasında yüzde 20’sinin üreme boyuna geldiği tespit edilmiştir. Bilim adamları hayvana bir kere üreme şansının verilmesinden yanadır“ ifadesini kullandı. Gıda, Hayvancılık ve Tarım Bakanlığının verilerine şöyle bir göz gezdirdiğimde yetiştiricilik ve avcılık oranlarının yıllara göre dağılımında seyreden farklılık dikkatimi çekti. Denizlerimizdeki avcılık oranı 1986’da yüzde 92.6, 1990’da yüzde 88.8, 2000’de yüzde 79.1 ve 2009’da yüzde 68.2 olmuştur. İç sularımızdaki avcılığın oranı ise 1986’da yüzde 6.9, 1990’da yüzde 9.7, 2000’de yüzde 7.4, 2009’da ise yüzde 6.3 olarak tespit edilmiş. Balık yetiştiriciliği konusundaki çalışma yapanların oranı 1986’da yüzde 0.5, 1990’da yüzde 1.5, 2000’de yüzde 13.6, 2009’da ise yüzde 25.5 oranlarında kalmıştır. Bu verilerden de anlaşıldığı üzere toplumumuzda yetiştiriciliğin yerini avlamanın aldığını ve bakanlığımızın avlanma hususundaki yasaklarda haklı olduğunu açıkça görmekteyiz.
ARAŞTIRMA-İNCELEME
1 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceBALKAN YEMEKLERİ
3 gün önceHABERLER
5 gün önceHABERLER
10 gün önce