Siyaset ve Medya
Tavuk mu yoksa yumurta mı? Biri olmadığında diğeri olur mu diye sorduğunuzda cevabı zor bir soru, birbirini besleyen ve birbirine ihtiyacı olan iki önemli kurum. Bazen dost bazen düşman, olmazsa olmaz iki kardeş gibi. Her ikisinin de içinde olduğum için yakından tanıyorum. Birbirlerini severler mi, evet severler, kızsalar da severler kızmasalar da. Zira her iki kurum birbirini besler. Bu ikisine bir de interneti ya da sanal ve sosyal medyayı eklemek gerekiyor.
YENİ TREND: SANAL MEDYA
Türkiye’de yaklaşık 35 milyon internet kullanıcısı var. En hızlı ve en kolay habere sanal medyadan ulaşabiliyoruz. Son günlerde çok sayıda sanal (internet) gazetesi de kuruldu. Siyasetçiler başta twitter ve facebook olmak üzere sosyal medya araçlarıyla bu haber ağlarını saniyede milyonlara ulaştırabiliyor ve iletişim kurabiliyorlar. Türkiye’deki seçmen sayısının 52 milyon, yurt dışındaki seçmen sayısının 2,7 milyon olduğu düşünüldüğünde her birine birebir ulaşmanın kolay olmadığı görülebilir. Oysa adaylar bire bir tüm seçmenlerine medya ve özellikle sanal medya ile artık daha rahat ulaşabiliyorlar. Bu açıdan önemli bir nimet ama riski ve maliyetleri de var tabii.
30 MART SEÇİMLERİNDE MEDYA BELİRLEYİCİ OLACAK
Gazeteci bir milletvekili olarak medya ve siyaset kurumlarının bir birini çok etkilediğini söyleyebilirim. Örneğin 30 Mart yerel seçimlerinde medyanın sonuçlarda çok etkili rol oynayabileceğini düşünüyorum. Siyaset dünyasında son günlerde en popüler olan sanal ve sosyal medya. Bir siyasetçi biraz boş kalsa elindeki cep telefonu ile ya sanaldaki gazete haberlerini inceliyor, ya facebook ya da twitter’da olabiliyor. Büyük bir toplantıda birçok kişinin başını elindeki cep telefonuna eğip elleriyle bir şeyler yazdığını görebilirsiniz. Bunun bu kadar yoğunlaşması doğru mudur, ya da bu artık bir alışkanlık mı oldu, bunu da tartışmak gerek.
ADAYLARIN BASIN DANIŞMANLARI MUTLAKA OLMALI
Medya’nın değişik kolları var. Ulusal ve yerel olmak üzere İki farklı Medya’dan bahsediyoruz. Hatta uluslararası medyayı da bu işin içine katabiliriz. Hepsi, kendi içinde dörde ayrılıyor, görsel, yazılı, işitsel (Radyo) ve sanal ve sosyal medya. Her birinin ayrı hedef kitlesi ve önem derecesi var. Siyasetle uğraşanlar artık medya konusunda mutlaka kendilerini geliştirmeliler. Medyayı etkin kullanabilmeleri için bazı püf noktaları var ama en güzeli uzman bir basın danışmanı ile çalışmak. Böylece sorun kökten halledilir. Zaten artık her adayın mutlaka bir basın danışmanı var. Olmayan varsa da mutlaka edinmeli, bu danışman veya danışmanlar, basın ile iyi ilişkiler kuran, adayın çalışmalarını etkin bir dille servis edebilen, interneti ve sosyal medyayı çok iyi kullanan kişilerden olmalı, bu şekilde olursa siyasi başarı da gelir.
MEDYA ALGI OLUŞTURUYOR
Medya, siyasi algıların oluşmasında çok önemli bir araç. Siz nasıl olursanız olun, o sizi nasıl ve ne kadar tanıtıyorsa, kamuoyunda o kadar veya o şekilde tanınıyorsunuz. Doğal olarak siyasi sonuçlarda o kadar etkili olabiliyor. Bu yüzden adayın medya ile iletişimi önemli, diğer taraftan da adil ve ön yargısız bir medya, doğru adayı doğru bir şekilde vatandaşa anlatabildiği sürece sorun kalmıyor Medyanın çok büyük sorumlulukları var. Onlar bir kamu görevi görüyorlar, vatandaşın gözü ve kulağı olmak gibi son derece önemli bir görevleri var.
SİYASİ KONVOYLARDAKİ KAZALARA DİKKAT
Türk halkı artık eskisi gibi değil. Medyayı iyi takip ediyor. Güven ve doğruluğundan şüphe duyduğunda farklı medya araçlarına yönelebiliyor. Bu seçimlerde medya mensuplarına büyük iş düşüyor, Allah yardımcıları olsun, gazeteci kardeşlerimiz dikkat etsinler, özellikle siyasi konvoylarda hiç istemediğimiz halde meydana gelebilecek kazalardan Allah onları korusun.