Siyasetin Çirkin Yüzü
Son günlerde siyasetin çirkin yüzünü görmekteyiz. Daha önce CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in komik ama sıra dışı çıkışlarını ahlak dışı bulurduk ama son günlerde yaşananlar Kamer Genç’i masum konumuna getirdi. İlk olarak Ak Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan’dan bahsetmek istiyorum. Daha önce TBMM genel kurulunda, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’e ağza alınmayacak küfürler savurmuş ve sonucunda da TBMM Yasadışı Dinlemeleri Araştırma Komisyonu Başkanlığı’ndan istifa etmişti. Geçtiğimiz haftalarda da Meclis’in iktidar kulisinin bulunduğu taraftaki bahçede bulunan koltuklarda ayakkabılarını çıkartıp dinlenirken çekilmiş fotoğrafını yayınladığı için kadın gazetecilere bulaştı ve meclis bahçesinde karşılaştığı kadın gazetecilere “…Siz bu yaptıklarınızı gazetecilik mi sanıyorsunuz? Biz de insanız yoruluyoruz. Ben sizin bacak aranızı çekip gazeteye bastırsam, 'bunların gerçeği bu' diye.. Ahlaksız olurum değil mi? Ama sizinki gazetecilik oluyor” diye tepki gösterdi ve bu davranışı Hem muhalefet hem meclis başkanı hem partisi hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin tarafından kınandı. Daha önceki olayda partimin zarar görmemesi için gerekeni yaparım diyen Sayın Aslan acaba neden hala istifa etmiyor. Basında çıkan bir fotoğraf kendisini neden bu kadar rahatsız etti? İnsanlık hali, meclis son günlerde yoğun bir tempoda çalıştı. Vekiller yoruldu, saatlerce uykusuz kaldı. Bir arada birazcık kestirmenin kimseye zararı yok ve de çok normal. Bir iki gazeteci bunu haber mi yaptı. Esprili bir şekilde geçiştir. Neden haklı iken haksız duruma düşersin ki. Siyasetin çirkin yüzünü gösteren bir başka milletvekili Antalya CHP milletvekili Yıldıray Sapan oldu. Son günlerin gündem konularından olan “palalı adam” konusunda Yıldıray sapan Sayın Başbakan’ın kızı Sümeyye Hanım’ı hedef alan tweeti ile hem mecliste bulunan partilerden, hem partisinden hem de iktidar partisinden sert tepki gördü. CHP tarafından, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Yıldıray Sapan adına Başbakandan özür diledi. Sapan’dan da olayla ilgili olarak; “Amacım güç sarhoşluğuna kapıldıkları için çoktandır unuttuğu empatiyi onlara anımsatmaktı. Amacım birilerine hakaret değildi. Kendisine ya da yakınlarına hakaret edildiğini ve saygısızlık yapıldığını düşünenler varsa özür dilerim” şeklinde bir açıklama geldi. Açıklamaya bakınca rezilliğin daha da arttığını görüyorum. Siyaset arenasına çıkıyorsun ve buraya insanların en mahremi olan ailesini de taşıyorsun orada bunları malzeme olarak kullanıyorsun. O zaman çıksın karşı partiden bir milletvekili de senin çoluğuna çocuğuna küfür etsin. Ya da genel başkanının Allah bağışlasın 2 kızına küfür etsin. Bunun yakışığı kalır mı? Ya da bu ne kadar etik? Ne kadar yiğitçe bir mücadele? İktidar olma hırsı ya da muhalefet etme hırsı gözleri kör etmemeli. Bence böyle davranan isimler partilerden ihraç edilmeli ve siyasetin seviyesi yükseltilmeli. TBMM sıralarında bizleri daha sağlam yapılı insanlar temsil etmeli. Toplumsal ahlakımızla örtüşmeyen davranışlar bir kenara bırakılmalı.
TBMM TATİLDE!
24. Dönem Parlamentosu 3.yasama yılı çalışmalarını tamamlayarak tatile girdi. Peki bu yasama yılında neler oldu? TBMM Genel Kurulu, 3.yasama yılında 875 saat 45 dakika çalışarak 143 teklif ve tasarıyı yasa haline getirdi. Bunun yanında 3.yasama yılında 2.devre TBMM Başkanı’nı seçti ve Cemil Çiçek tekrar Meclis Başkanlığı koltuğuna oturdu.
35.MADDE
Benim aklımda kalacak en önemli dolay TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesinde yapılan değişiklik olacaktır. Daha önce ülkemizde yıllarca darbeye zemin hazırlayan, dayanak olan, meşru kılan 35.madde de yapılan düzenleme. Peki 35.madde ne idi ne oldu?
35.Madde de ; “Silahlı kuvvetleri vazifesi Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamaktır.” olan içerik “ Silahlı kuvvetlerin vazifesi, yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak. Caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, TBMM kararlarıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır” şeklinde değiştirildi. Peki bu değişiklik darbeleri önleyecek mi? diye soru akıllara takılıyor. Benim görüşüm tabii ki önlemeyecek. En güzel örnek Mısır. Mısır’da 35. madde mi var hayır. Asker darbe yapmak istedikten sonra buna bir zemin arama zahmetinde bulunmayacaktır. Bu 35.madde, darbeler döneminde veya sonrasında manşetler bu maddeyi gösterdiği için gündemde ya da ön plandaydı yoksa söylediğim gibi asker hala şeffaf değil, hala bir güç unsuru ve güçlü, istediği takdirde bir müdahalede bulunabilir.