Soğuk kış günlerinin lezzeti bozaya ilgi arttı
- Bilecik'te ve Kırklareli'nde vatandaşlar, geleneksel yöntemlerle üretilen, kış aylarının vazgeçilmezi bozaya yoğun ilgi gösteriyor - Bilecik'te boza üreten Abdullah Mercan: - "Kaliteden ödün vermeden boza imalatımıza devam ediyoruz. Bozamız, buğday kullanmadığımız için glüten içermiyor, sadece mısır ve darıdan yapıyoruz. Bu yüzden çölyak hastaları rahatlıkla tüketebiliyor. Tüketiciler her zaman taze bozayı tercih ediyorlar" - Kırklareli'nde boza üreten Güvenç Özdağ: - "Geleneksel yöntemlerle lezzetinden ödün vermeden ürettiğimiz boza daha çok sağlık açısından tüketiliyor. En çok hamile ve emziren kadınlar tercih ediyor"
Bilecik ve Kırklareli'nde geleneksel yöntemlerle üretilen, kış aylarının vazgeçilmezi ve bağışıklık sisteminin güçlendiricisi olarak bilinen bozaya ilgi arttı.
Bilecik'in Pazaryeri ilçesindeki üreticiler tarafından işlenen boza, vücut direncini arttırması dolayısıyla uzmanlar tarafından tavsiye ediliyor.
Vatandaşlar, coğrafi işaret belgesi alınan bozayı kış aylarında bolca tüketiyor.
Boza üreticisi Abdullah Mercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, soğuk kış günlerinde insanların vazgeçilmez ürünü bozaya talebin arttığını söyledi.
Mercan, bozayı darıdan imal ettiklerini; glüten içermemesi nedeniyle çölyak hastalarının rahatlıkla tüketebileceğini belirterek şöyle konuştu:
"Dedem 96 yıl önce Yugoslavya'nın Prizren kasabasından Türkiye'ye göç ettiğinde orada sürdürdüğü boza imalatını burada devam ettirmiş. Beş kuşaktır bu üretim bizlere kadar geldi. Kaliteden ödün vermeden boza imalatımıza devam ediyoruz. Tüketiciler her zaman taze bozayı tercih ediyorlar."
Mercan, ürettikleri bozayı İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir, Kütahya başta olmak üzere Türkiye'nin her bölgesine ulaştırdıklarını, uzmanların tavsiyeleri sonrasında ürüne talebin arttığını söyledi.
- "Gribe karşı koruyucu olduğundan devamlı tüketmeye çalışıyoruz"
İlçeye boza içmek için geldiğini anlatan Oktay Öztürk, soğukların başlamasıyla akıllarına bozanın geldiğini ifade etti.
Ailecek boza tükettiklerini anlatan Öztürk, "Ailemle birlikte çocuklarda kemik yapısını güçlendirdiğini, gribe karşı koruyucu olduğunu bildiğimiz, lezzetine güvendiğimiz için özellikle her hafta sonu Pazaryeri ilçesine boza içmeye geliyoruz. Herkese tavsiye ederim gerçekten harika bir içecek." dedi.
Çölyak hastası Fatma Kırbaş da güvenle boza tükettiğini vurguladı.
Yedi yıldır çölyak hastası olduğunu belirten Kırbaş, "Hastalıktan dolayı içerisinde glüten bulunan gıdaları maalesef tüketemiyoruz. Bu bozada mısır ve darı olduğundan glüten bulunmuyor, çok rahat bir şekilde tüketebiliyorum ve çok lezzetli." diye konuştu.
Ali Kırbaş ise uzmanların Kovid-19 ve diğer gribal haslıklar karşısında direnci arttırdığını söylemesi üzerine boza aldığını belirterek "Gönül rahatlığıyla yiyoruz. Gribe karşı koruyucu olduğundan devamlı tüketmeye çalışıyoruz ve herkese tavsiye ediyorum." ifadelerini kullandı.
- Yarım asırdır değişmeyen lezzet bozaya ilgi arttı
Kırklareli'nde geleneksel yöntemlerle üretilen, kış aylarının vazgeçilmezi ve bağışıklık sisteminin güçlendiricisi olarak bilenen bozaya ilgi arttı.
Kırklareli'nde yaklaşık 11 yıl önce babası Cevdet Özdağ'dan öğrendiği boza üretimini sürdüren 37 yaşındaki Güvenç Özdağ, baba mesleğini sürdürmenin memnuniyetini yaşıyor.
Özdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının 1969 yılında başladığı mesleği yaşatmak için mücadele verdiğini dile getirdi.
Balkan göçmenlerinin yoğun yaşadığı kentte bozaya ilginin yüksek olduğunu anlatan Özdağ, "Müşterilerimiz genellikle bozayı bilen ve sevenlerden oluşmakta. Birçok müşterimiz bozanın faydalarını bilerek tüketmekte. Geleneksel yöntemler ile 51 yıldır lezzetinden ödün vermeden ürettiğimiz boza daha çok sağlık açısından tüketiliyor. En çok hamile ve emziren kadınlar tercih ediyor." dedi.
- "Kovid-19 bozaya ilgiyi arttırdı"
Bozanın bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, güç ve kuvvet verdiğini, bu nedenle özellikle kış aylarında ve Kovid-19 sürecinde ilginin arttığını vurgulayan Özdağ, şöyle devam etti:
"Bozamız neden tercih ediliyor dersek; ürünün hiçbir katkı içermemesinden kaynaklanıyor. Yerli mısır, darı ve şeker kullanılarak yapılan ürün diğer firmalardan ayrılıyor. Bozanın en önemli özelliği ekşimesi, yani fermantasyona girmesi. Bu fermantasyon süreci çok önemli. Babam nasıl 51 yıl önce yapıyorsa halen öyle yapıyor. Hiçbir makine ve katkı malzemesi kullanılmadan lezzetimizi koruyoruz. Yılın 12 ayında boza üretiyoruz. Bazı insanlar yazın boza olmaz demesine rağmen hastalara, hamile olanlara yapıyoruz. Biz bu işe sosyal sorumluluk olarak da bakıyoruz. Yaz kış demeden bozamızı üretiyoruz."
Kent sakinlerinden Hasan Akçaoğlu ise bozanın çok doğal ve lezzetli olduğunu ifade etti.
Yaklaşık 25 yıldır bozayı severek tükettiğini anlatan Akçaoğlu, "Bağışıklık sistemini güçlü tutmak amacıyla yaz, kış boza içiyorum. Boza benim vazgeçilmezim. Türkiye'nin birçok yerine seyahat ettim ve boza tatma imkanım oldu. Ancak geleneksel boza üretimi neredeyse yok. Bu bozanın lezzetini hiçbir yerde bulamadım." diye konuştu.
AA