Son dakika… Bakan Çavuşoğlu’ndan Türkiye-Libya Muhtırası açıklaması
Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Gordan Grliç Radman ile ortak basın toplantısı düzenleyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Libya'ya bir talep gelmediği için askeri güç gönderme durumu yoktur. Türkiye sınırlarının ötesine bir güç gönderdiği zaman bunun prosedürü bellidir. Meclisten teskerenin geçmesi gerekiyor. " dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hırvatistan Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Gordan Grliç Radman ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladı.
Hırvat mevkidaşıyla verimli bir görüşme yaptığını belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hırvatistan'ı ziyaret edeceğini, kendisinin de 2020'de bu ziyaret öncesinde Hırvatistan'a gideceğini söyledi.
"AB ile ilişkileri karşılıklı geliştirmek istiyoruz ama bu tek taraflı olmaz." diyen Çavuşoğlu, taraflar arasında göç, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi, terörle mücadele, vize serbestisi gibi konular bulunduğunu belirtti. Çavuşoğlu, "Göç anlaşmasında AB'nin Türkiye'ye karşı bugüne kadar yerine getirmediği yükümlülükler var. Bunlar yerine getirilmeli." diye konuştu.
Çavuşoğlu, 2020'de Güneydoğu Avrupa Sürecinin dönem başkanlığını Türkiye'nin üstleneceğini, Hırvatistan ile Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa'nın, Balkanların güvenliği ve istikrarına önem verdiğini vurguladı. Hırvatistan'daki seçimden ve Bosna'da hükümet kurulmasından sonra bu ülkelerle üçlü mekanizmayı tekrar hayata geçirmek istediklerini dile getiren Çavuşoğlu, "Bosna Hersek'in güvenliği, barışı bizim için de komşusu Hırvatistan için de önemlidir." ifadesini kullandı.
"İkili ticaret hacmini 610 milyon dolardan 1 milyara çıkarabiliriz." diyen Çavuşoğlu, Hırvatistan'a giden Türk turist sayısının 200 binden 35 bine düştüğünü, bunun nedeninin Hırvatistan'ın AB üyeliği sonrası vize uygulaması olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, Yunanistan'ın bulduğu pratik çözümü Hırvatistan'ın da bulmasını umut ettiğini söyledi.
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'deki gelişmeler konusunda mevkidaşına bilgi verdiğini de söyledi. Çavuşoğlu, "AB üyesi olarak Hırvatistan Doğu Akdeniz konusunda AB'nin konumunu savunmaya çalışacaktır ama biz Hırvatistan'ın bu konularda objektif ve dürüst olduğunu biliyoruz." şeklinde konuştu.
Kıbrıs etrafındaki zenginlikler konusunda eşitlik temelinde varılacak bir mutabakatı Türkiye'nin desteklediğini Radman'a anlattığını aktaran Çavuşoğlu, AB'nin sırf dayanışma ruhuyla Yunan ve Rumların yanlış adımlarını desteklemek yerine ortak çözüm bulma konusunda üzerine düşeni yapmasını beklediklerini söyledi.
"YENİ KOMİSYONLA VE KONSEYLE DAHA YAKIN ÇALIŞMA ARZUSUNDAYIZ"
Çavuşoğlu, "AB ile ilişkiler konusunda yeni bir açılım olabilir mi?" sorusu üzerine, yeni oluşan AB Komisyonu ile Türkiye-AB ilişkilerinin daha sağlıklı ilerlemesini istediklerini ifade etti.
"Geçtiğimiz dönemde bazı sıkıntılar olmadı değil." diyen Çavuşoğlu, taraflar arasındaki üst düzey temasların önemine işaret etti. Çavuşoğlu, "Bununla ilgili AB Dışişleri Bakanlar Konseyinde alınan kararın geçerli olmadığını sahada görüyoruz." ifadesini kullandı.
Sadece üyelik değil, birçok alanda birlikte çalışmanın gereğine vurgu yapan Çavuşoğlu, gelecek süreçte iş birliğini devam ettirmek istediklerini aktardı. Çavuşoğlu, AB Komisyonu Başkanı Ursula Von Der Leyen'in göreve gelmesinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda konuştuğunu, Komisyon Başkan Yardımcısı ile İçişlerinden Sorumlu Komisyon Üyesinin Türkiye'yi ziyaret ettiğini, kendisinin AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borell ile görüştüğünü anlattı.
Genişlemeden sorumlu yeni komisyon üyesiyle Cenevre'de görüşeceği bilgisini veren Çavuşoğlu, dönem başkanlığını üstlenecek Hırvatistan'ın dışişleri bakanının bugünkü ziyaretinin de AB ile diyaloğun bir parçası olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Biz diyalog, iş birliği, diplomasiden yanayız. Bugün Avrupa'nın karşı karşıya kaldığı sınamalara baktığımız zaman ne Avrupa Birliği tek başına ne de Avrupa Konseyi ve diğer bölgesel örgütlerin tek başına çözeceği sorunlar değil. Herhangi bir Avrupa ülkesinin tek başına üstesinden geleceği sınamalar da değil. Bu birlikte çalışmayı gerektiriyor. Bunun için birlikte çalışma kültürü lazım ve bu da bizde var. Yeter ki AB ön yargılardan, çifte standartlardan uzak durarak bu diyaloğu devam ettirsin. Önümüzdeki süreçte yeni komisyonla ve konseyle daha yakın çalışma arzusundayız. Tabii AB'de de aynı istek, arzu olursa. Şu ana kadar gördüğümüz bu."
"AKDENİZ'DE KITA SAHANLIĞIMIZI BM'YE TESCİL ETTİRİYORUZ"
Çavuşoğlu, "Libya mutabakatı BM'ye tescil işlemi sonuçlandı mı? Yunanistan'ın BM'ye şikayetine karşı girişim olacak mı? Libya ile yapılan güvenlik ve iş birliği mutabakatında muharip güç gönderme maddesi var mı?" sorusuna da cevap verdi.
Libya ile mutabakatın 8 Aralık itibariyle yürürlüğe girdiğini, Libya'da hükümetin, Türkiye'de TBMM'nin onay verdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
"Yürürlükle ilgili kararnamenin Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanmasıyla birlikte BM'ye tescilini de yapacağız. Hem anlaşmayla ilgili birlikte bilgi veriyoruz hem de batı sınırları belirlenmiş yeni kıta sahanlığımızı da BM'ye tescil ettiriyoruz. Biz Akdeniz'de kıta sahanlığımızı BM'ye tescil ettiriyoruz. Sondaj faaliyetlerimizin bir kısmını kıta sahanlığımız içinde yürütüyoruz ki bu konuları kimseyle müzakere etmiyoruz."
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın mutabakatla ilgili tepkisine Türkiye'nin cevabı hakkında da "Biz anlaşmamız ve yeni kıta sahanlığımızın yeni belirlenmiş sınırlarıyla birlikte BM'ye tesciliyle cevabı vermiş oluyoruz. Yunanistan'ın kullandığı argümanların geçersiz olduğunu zaten söyledik. İki egemen ülke olarak imzaladığımız mutabakat zaptı uluslararası hukuka uygun şekilde yapılmıştır. Türkiye ve Libya'nın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunması sağlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
MUTABAKAT MUHARİP GÜÇ GÖNDERMEYİ KAPSAMIYOR
Libya ile imzalanan güvenlik ve iş birliği anlaşmasına da değinen Çavuşoğlu, bunun muharip güç göndermeyi kapsamadığını vurguladı.
Çavuşoğlu, "Eğitim, öğretim, teknik bilgi ve tecrübe paylaşımıyla ilgili bir mutabakat zaptıdır. Bunun dışında bir şey kapsamıyor. Geçmişte bizim buna benzer anlaşmalarımız vardı. Güncellenmiş bir hali yeniden imzalanmıştır ve onaylanıyor. Şu anda Libya'ya bir talep gelmediği için muharip bir güç gönderme yoktur. Bu anlaşmanın içinde de yok. Ama Sayın Cumhurbaşkanımız talep gelirse değerlendirebileceğimizi de daha önce açıklamıştır." dedi.
Türkiye ülke dışına herhangi bir muharip güç göndereceği zaman buna yönelik tezkerenin TBMM'den geçmesi gerektiğini hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin bugüne kadar kendi iç hukuku ve uluslararası hukuka uygun adımlar attığını, bundan sonra da aynı anlayışla hareket edeceğini sözlerine ekledi.
HIRVATİSTAN DIŞ VE AVRUPA İŞLERİ BAKANI RADMAN'IN AÇIKLAMALARI
Ankara'da olmaktan memnuniyet duyduğunu belirten Radman, "Ankara'da ne kadar vatandaşın yaşadığına baktım, Hırvatistan gibi. Çok güzel intibalarım var. Sizi kıskanıyorum çünkü çok iyi bir yerdesiniz, çok saygın bir devleti temsil ediyorsunuz. Çok profesyonel yapıyorsunuz bu işi." diye konuştu.
Türkiye'yi kendisinden 5 yıl önce bir Hırvatistan Dışişleri Bakanının ziyaret ettiğini söyleyen Radman, şunları kaydetti:
"Her ne kadar diğer ülkelerde görüşsek de ikili görüşmelerin esas olması gerekir. Sizi Hırvatistan'a davet ediyorum. İlla Zagreb'de görüşmemiz gerekmez, Adriyatik Denizi'nde de görüşebiliriz. Birbirimizi tanıyalım. Her iki ülke de çok güzeldir. Ortak bir tarih var arkamızda. Çağdaş Türkiye ve çağdaş Hırvatistan'ın dostluğu zor dönemde ihdas edildi. Hırvatistan'ın bağımsızlık savaşında Türkiye'den bize mükemmel bir yardım gelmişti. O zaman zor günlerde ihdas edilen dostluklar çok önemlidir. Bu dostluklar hiçbir zaman kırılamaz, ilelebet sürmelidir."
"İki ülke ticaret hacmini 1 milyon dolara ulaştırabilir"
İki ülkenin siyasi ilişkilerinden çok memnun olduklarını dile getiren Radman, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Zagreb'e davet ettiklerini ve o ziyaret sırasında Erdoğan'ın İslam Kültür Merkezi'ni açmasının öngörüldüğünü söyledi.
Türkiye ve Hırvatistan'ın çeşitli alanlardaki iş birliği potansiyeline dikkati çeken Radman, "İki ülke ticaret hacmini 1 milyon dolara ulaştırabilir. Yatırımlar her iki tarafta da yapılabilir. Kültür alanında da çok iyi ilişkilerimiz var." diye konuştu.
Hırvatistan'ın, AB'nin Batı Balkanlar'a doğru genişlemesinin önemli olduğunu vurgulayan Radman, "Türkiye adaydır. Bizim için adaydır. Türkiye, çok önemli bir uluslararası faktördür. Hırvatistan için stratejik ortaktır. AB ve Hırvatistan'ın Türkiye'ye destek olması lazım. Hırvatistan, olumlu diyalog açısından desteğine devam edecek. Bu doğrultuda Türkiye'nin müsterih olması gerekir çünkü Hırvatistan'da çok iyi bir dost ve çok iyi bir ara bulucu bulacak." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'nin insan kaçakçılarına karşı mücadeledeki rolü çok önemli"
Türkiye'nin, terörizm ve göç konularında çok önemli başarılar gösterdiğine dikkati çeken Radman, "Türkiye'nin bu konularda vermiş olduğu mücadeleyi, Suriye ve Afganistan'dan göç edenlere göstermiş olduğu faaliyetleri Sayın Çavuşoğlu nezdinde takdir ettim. Türkiye bizim için çok önemlidir çünkü Türkiye özellikle insan kaçakçılarına karşı mücadelede çok önemli rol üstlenmektedir." dedi.
Hırvatistan ve Türkiye'nin önemli NATO müttefikleri olduğunu dile getiren Radman, "Bu iki ülke Güneydoğu Avrupa'nın güvenliği için verimli çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.
Radman, Türkiye- Hırvatistan- Bosna Hersek görüşmelerinin yapılması konusunu da ele aldıklarını belirterek, Hırvatistan ve Türkiye'nin istikrarlı bir Bosna Hersek'ten yana olduğunun altını çizdi.
"Terörizm hudutları geçiyor, birlikte mücadele etmeliyiz"
Dünyadaki mevcut krizlerin asimetrik tehditlerden kaynaklandığını vurgulayan Radman, "Devletler silahla kendilerini savunuyordu fakat şimdi öyle değil. Birbirimizi savunmamız gerekiyor çünkü siber, iklim, terörizm açısından asimetrik savaşlar, hibrit savaşlar söz konusu. Terörizm artık milli değil, dini değil, bambaşka bir şey. Bunu durduramayız çünkü milli hudutları geçiyorlar. Bu konuda mutlaka beraber çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.
Radman, göç konusunda da ülkelerin birlikte çalışmasının şart olduğunu, zorunlu göç ile ekonomik göç arasındaki ayrımın iyi yapılması gerektiğini kaydetti.
Devletlerin iş birliğine ve diyaloğa mahkum olduğunu ifade eden Radman, "Bu sorunlar evrenseldir. Sadece Hırvatistan'ın ve Türkiye'nin değil." dedi.
Türkiye'nin AB'ye üyelik süreci
Radman, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde adaylığına ilişkin ise "Diğer adaylar gibi belirli standartları tabii ki yerine getirecekler. Biz de o standartları 10 yıl önce yerine getirmiştik. Biz, herkese destek vereceğiz." şeklinde konuştu.
Gelecek dönem Hırvatistan'ın AB Dönem Başkanlığını üstleneceğine işaret eden Radman, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hırvatistan için bu bir fırsattır. Hırvatistan eğer bu 6 ayı iyi değerlendirmek istiyorsa bu konularda çok bağımsız olması lazım. Herkesi dinlemesi lazım. Bu konuda ortak bir yarar sağlayan bir karar getirmesi lazım. Böylece Hırvatistan'ın hem kendi etrafındaki hem de Avrupa'daki sorunlara iyi vakıf olması gerekir. Çünkü ortak konularda hem AB için hem bizim için hem de Türkiye için bu ortak sorunları iyi belirlememiz gerekmektedir."
Ankara'ya ilk kez geldiğini belirten Radman, bu ziyaretin, ülkesinin birkaç hafta sonra AB Başkanlığını üstlenecek olması açısından çok önemli olduğunu söyledi. Radman, "Ankara'ya gelişim tesadüf değil. Ankara'ya hem Hırvatistan'ın Dışişleri Bakanı olarak hem de AB Başkanlığını üstlenecek bir ülkenin dışişleri bakanı olarak geldim." ifadelerini kullandı.
hürriyet