Son Kıyım ve Son Utanç

2.bölüm...

BM ‘nin ‘Güvenli Bölgeler’ tuzağı

Aziz ruhu şad olsun, rahmetli Aliya İzzetbegoviç, BM tarafından Güvenli bölge ilan edildikleri halde Sırp çentiklerin kural tanımaz tavırları ve BM Güvenlik Konseyinin kararlarını hiçe sayan tavırlarının endişe verici olduğunu yetkililere bildirerek acil karar alınmasını istedi. Aliya İzzetbegoviç Ya aldığınız kararlara sadık kalın ve kararlarınıza uyun. Bu kararlarınızı tanımayıp saldırılarını devam ettiren Sırp çentiklerini durdurun yada Güvenliğinizden biz sorumluyuz” diyerek Müslüman halkın elinden topladığınız silahları geri verin. Aksi halde meydana gelebilecek her türlü olaydan siz sorumlu olursunuzO düşmanını çok iyi tanıyordu. İnsanlıktan nasibini alamamış gözü kandan başka bir şey görmeyen canilerin acımasızca katliamlar yapabileceğini, o tahmin ediyordu. Aliya’nin bu çağrı ve uyarısına BM yetkilileri “Biz gerekeni yapıyoruz endişelenmeyin ‘Güvenli bölgeler’e giremezler” şeklinde olmuştu. Aliya bunlara inanamıyordu çünkü amatör telsizlerle kuşatma altındaki şehirlerden sürekli aldığı bilgiler onu korkutuyordu. Sırplar Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde Güvenli bölgeleri bombalıyorlardı.
Ve tarih 11 Temmuz 1995’i gösteriyordu. Sırpların tüm hazırlıkları tamamlanmıştı. Her şey hazırlanan plan ve programa göre yapılıyordu. Srebrenica’ da görevli BM Barış gücü asker ve komutanlarıyla tüm pazarlıklar tamamlanmıştı. Sırplar ağır silahlarıyla sınıra dayanmış ve Müslüman yetkililere Şehri teslim etmelerini istiyorlardı. Üç Müslüman temsilci BM karargâhına gelir ve gördükleri manzara karşısında şaşırırlar. Srebrenica’nın güvenliğinden sorumlu BM barış gücü komutan Hollandalı General Thom Karremanes, Sırp Çentiklerinin komutanı Ratko Mladiç ile içki masasında kadeh kaldırıyorlardı. Sanki büyük bir zaferin bayramını kutluyorlardı. Masaya davet edilen üç Müslüman temsilciye bakarak, alaylı bir gülüşle yanındakilere misafirlerimiz açtır önce biraz yemek verin sonra birlikte kadeh kaldıracağız.Der. Bu laflara hep birlikte birde kahkaha atılır. İşte bu manzara büyük bir katliamın habercisi olduğunu anlayan Müslüman temsilcilerden Nesip Mancic ve İbo Memhedoviç Biz BM Güvenlik konseyi tarafından ilan edilen ‘Güvenli Bölge’deyiz. Bu şehrin güvenliğinden Barış gücü sorumludurderler. Sırp çentiklerin komutanı kendinden emin ve BM Barış gücü ile aynı düşünceyi paylaşmanın verdiği mutlulukla Müslüman temsilcilere yüksek sesle Bırakın bu hikâyeleri. Bu topraklar bizim. Size Türkiye’ye kadar gidecek şekilde yollarınızı açacağız. Şehri 5 saat içinde gönüllü teslim ederseniz size bir şey yapılmayacak. Eğer direnmeye kalkarsanız. Biriniz sağ kalmaz bunu bilin. Önce gençler ve orta yaşlılar daha sonra kadın ve çocuklar ile yaşlılar gelip teslim olsunlarMüslüman temsilciler BM barış gücü komutanına dönerek Bunları duymuyor musunuz? Bizim güvenliğimizden siz sorumlu değimlisiniz.Deyince Hollandalı sarhoş komutan Aranızda anlaşın, çok kan dökülmesindiyerek odadan çıkıyor. Çaresizlik içinde BM karargâhını terk eden üç Müslüman temsilci olup bitenleri şehir merkezinde bekleyenlere nasıl anlatacaklarını acı acı düşünüyorlardı. Srebrenica’ya derin bir sessizliğe bürünmüş. Sırplar büyük bir hazırlık içinde sadece gelecek başla emrini bekliyordu.

 

Aliya, telsizin başında hayatının en zor günlerini yaşıyordu...

Sırpların Srebrenica’ya yönelik büyük bir saldırı yapma hazırlıkları içinde olduğu ve şehrin sınırlarına dayandıkları haberleri kuşatma altındaki başkent Saraybosna’ya ulaşmıştı. Cumhurbaşkanı rahmetli Aliya İzzetbegoviç, yardımcısı Eyüp Ganiç ve Başbakan Haris Silajdziç ve Genelkurmay başkanı General rasım Deliç ile toplandı halindeydi. Neler oluyor ve neler yapabiliriz sorularına cevap aranıyordu. Ancak karargâh’tan genç bir subay büyük bir telaş içinde Cumhurbaşkanlığı sarayının merdivenlerine hızla ilerliyordu. Görenler üniformalı bu genç subayın önemli bir haberi Cumhurbaşkanına ulaştırmak için can havliyle koştuğunu anlaşılmıştı. İki Dakka sonra o tarihi binanın geniş merdivenlerinde kalabalık bir ayak sesi yankılanmaya başlandı. Yüzlerinin rengi kaçmıştı. Kimsede ses yok ve büyük bir telaş içinde kapıda hazırlanan askeri araçlar ile Tüm Bosna’nın savunmasının idare edildiği gizli karargâhın telsiz bölümüne geçildi. Zar zor anlaşılan telsiz den insanın kanını donduran sesler ve çığlıklar yükseliyordu. Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç telsizin başına geçer.

-Ben Aliya, sizi dinliyorum

-“Sayın Cumhurbaşkanım, artık her şey bitti. Sırp çentikler şehrin kenar mahallelerinden merkeze doğru ilerliyor. Her tarafı yakıp yıkıyorlar. İnsanları evlere toplatıp evleri ateşe veriyorlar. Esir aldıklarını hazırlanan otobüslere ve kamyonlara bindirip, bilinmeyen yerlere kaçırıyorlar… Kendimizi savunacak bir avuç mermimiz yok. Her an burası da basılabilir ve bu ses kesilebilir. Şunu bilin BM Güvenlik konseyinin ilan ettiği Güvenli bölgeler bir tuzaktır. Srebrenica bitiyor Zepa’yı, Bihac’ı, Tuzla ve Saraybosna’yı kurtarın, Bosna size emanet” herkesin dona kaldığı o an Aliya’nın titreyen elinden telsizin ahizesi düşer. Büyük bir çaresizlik içinde yanındakilere döner ve emir verir. BM ve Nato yetkililerine ulaşın, dünya ülkelerini arayın yardım isteyin acele edin. Türkiye başta olmak, üzere İslam ülkeleri devreye girsin her saniye aleyhimize olacak çabuk olunHayatını halkına adamış Boşnak Müslümanlarının doğal lideri rahmetli Aliya hayatını en zor anlarını yaşıyordu. Tüm kapılar çalınmış ancak bir çare bulunamamıştı. Uyarılarını ve çağrılarını dinletemedi. Çok uğraştı ancak hain tuzağı bozmaya gücü yetmedi.

 

Devam edecek...

Benzer Videolar